Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Meclis Genel Kurulu’nda devam eden bütçe görüşmelerinde söz aldı. Sözlerine “Sermayenin sarayının Urfa şubesinin başında bulunan gazcı-tomacı valiyi ve tabi burjuvazinin mangalcı temsilcilerini özel olarak selamlıyorum” diyerek başlayan Bayhan, kürsüden işçi ve emekçilere seslendi.
Bir ülkede devlet ve iktidar kiminse, bütçenin de onun olduğunu vurgulayan Bayhan, “Saraydaki iktidar sermayenin olduğu için bütçede sermaye sınıfının bütçesidir” ifadelerinde bulundu. Bütçenin yüzünün sömürücü sınıflara, sırtının ise halka ve emeğe dönük olduğunu söyleyen Bayhan, bütçenin temel amacının uluslararası sermayenin, yerli-yabancı tekellerin ve özellikle işbirlikçi yandaş kapitalistlerin çıkarlarını kollamak ve onlara hizmet etmek olduğunu belirtti.
2024 bütçesinde, emekçilerin yüzde 70’leri bulan dolaylı vergiler altında ezilirken bir yandan da 1 trilyon 200 milyar lira gelir vergisi ödemeye mahkûm edildiğinin altını çizen Bayhan, “Bir avuç kapitalistin cebinden çıkan vergiler ise teşvikler, indirimler ve çeşitli imtiyazlar eşliğinde misliyle artırılarak sermayedarların diğer cebine konuluyor” dedi.
“DÜNYANIN BÜTÜN KAPİTALİSTLERİ, BU İKTİDAR KADAR SÖMÜRÜCÜ OLAMADIKLARI İÇİN BÜYÜK BİR KISKANÇLIK DUYUYORLAR”
Bütçenin sermayedarlardan alınacak 2 trilyon 210 milyar TL’lik vergiden vazgeçildiğinin ve işçilerin, emekçilerin sırtına yıkılacak olan 2 trilyon 652 milyarlık bütçe açığının itiraf belgesi olduğunu ifade eden Bayhan, “Oysa tek adam iktidarı, almaktan vazgeçtiği bu vergileri alsa, bu yıl neredeyse hiç bütçe açığı vermez. Önümüzdeki üç yıl boyunca da bütçe fazlası verir. Yani bu bütçede adaletin kırıntısı olsa asgari ücretle geçinen milyonlar her gün evdeki tencerenin nasıl kaynayacağını düşünmek zorunda kalmaz…Çocuğunun beslenme çantasına koyduğu zeytinin adedini hesaplamak ya da pazardan taneyle alışveriş yapmak zorunda kalmaz. Emekliler tansiyon ilacını dahi alamaz halde olmaz. Milyonlarca öğrenci, bugün “nerede kalacağım?” Ve “ne yiyeceğim?” Kaygısı taşımaz” dedi.
Sermayedarların net satış toplamı olan 31 trilyon liranın 3’te 1’i ile 17 milyon emekçinin 12 aylık ücretinin karşılandığını ve Sarayın sadece bir yıllık masrafıyla 615 bin asgari ücretlinin bir yıllık maaşının ödenebileceğini vurgulayan Bayhan, “Ama tek adam yönetimi bunları yapmıyor. Sermayeye gelince bol kepçeden dağıtıyor, sıra işçi ve emekçilere gelince kaynak yok, Allah versin diyor” ifadelerinde bulundu.
Nüfusun mutlu azınlığının gayrisafi milli hasılanın yüzde 50’sini cebe indirdiğini fakat vergilerin sadece yüzde 16’sını ödediğini, ödedikleri verginin de faiz ve teşvik yoluyla misliyle geri alındığını vurgulayan Bayhan, “ Dünyanın bütün kapitalistleri, bu iktidar kadar sömürücü olamadıkları için büyük bir kıskançlık duyuyorlar…Bu belge ülkeyi şirket gibi yöneteceğim, tüccar siyaseti yapacağım diyen ve ucuz emek sömürüsü politikalarının baş mimarlığını yapanların açtığı yolda ilerleyen tarikatların, cemaatlerin oluşturduğu ruhban sınıfının bütçesidir” dedi.
Servetin, kazancın asgarisi kapitalistlere; imanın, duanın ise azamisinin işçi ve emekçilere gittiğini belirten Bayhan, “Özetle, ne oluyor? Bütçenin bereketi sermayeye, eziyeti ve sefaleti işçilere, emekçilere kalıyor” dedi.
“İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN GELİRİ KAPİTALİSTLERİN DAHA DA SERPİLİP DEVLEŞMESİYLE BÜYÜYEMEZ”
Estirilen sömürü terörünün ağır faturasının emekçilere nasıl pazarlandığına da değinen Bayhan, Bakan Şimşek’in “Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız.” İfadelerini eleştirdi. Bu safsatalara işçi ve emekçilerin karnının artık tok olması gerektiğini söyleyen Bayhan, “Nasıl ki selvi ağacı meşenin gölgesinde gelişemezse bu düzende işçi ve emekçilerin geliri de kapitalistlerin daha da serpilip devleşmesiyle büyüyemez!” dedi.
Büyüme denilince 35 saniyede 1 araba üreten Mercedes işçilerinin, Ford işçilerinin büyüyen sefaletinin, yanarak ölen, uzvunu kaybeden, yaralanan işçilerin, yasaklanan grevlerin, Agrobay ve Özak işçilerinin karşısında kalkan olanların hatırlanması gerektiğini ifade eden Bayhan, “Bir mermi kaç para biliyor musunuz?” diyenler, ‘yerlilik ve millilik’ propagandası eşliğinde bu ülkenin emekçilerine fedakârlık yapmayı, dişini sıkmayı ve sabretmeyi telkin ediyorlar…” dedi.
Emperyalistlerle pazarlık yapıp hangisiyle anlaşırsa onun atına binip Osmanlı kılıcı sallayanların, bal yapmayan arı gibi bağırıp çağırıp boş hamaset yaparken ülkeyi emperyalizme daha fazla bağımlı hale getirdiğini belirten Bayhan, ‘Dış güçlere karşı ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz’ diyenler, şimdi ülke ülke gezip borç sermaye arıyorlar” ifadelerinde bulundu.
BÜYÜK TÜRKİYE YÜZYILI DEĞİL; ÇÖKÜŞ DÖNEMİNİN BAŞLANGICI!
Bütçenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıraklık, kalfalık, ustalık ve büyük ustalık dediği dönemlerin bittiği ve çöküş döneminin başladığını gösterdiğinin altını çizen Bayhan, “Sömürüden, baskıdan, savaştan başka verecek bir vaati kalmayanların çöküş bütçesidir bu…Bu ülkenin işçilerinin ve emekçilerinin sırtına çökenlerin kendileri de çökecekler. Unutmayın saraylar yıkılır… saltanatlar biter… taht bir yana, taç bir yana, baht bir yana savrulur” ifadelerinde bulundu.
Bayhan sözlerini şu şekilde bitirdi: “Sermayeye bereket; işçilere, emekçilere daha fazla sömürü, daha fazla baskı ve sefalet getirecek olan bu bütçeyi emek partisi olarak reddediyoruz. İşçi kardeşlerimize tekrar sesleniyorum. 2024’te bu bütçeyi mücadelemizle yırtıp atalım”