İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden Basın Açıklaması: Şirin İçin Adalet

31 Ekim'de kaybolan Şirin'in cansız bedeninin bir mezarlıkta bulunmasının derin üzüntüsü ve öfkesini yaşıyoruz. Şirin, Narin, Leyla, Sıla ve yeni doğan servislerinde öldürülen bebekler... Sadece son birkaç ayda belleğimize kazınan bu acı olaylar, Türkiye'de çocukların en temel insan hakkı olan yaşam hakkının yeterince korunmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Oysa huzur ve güven içinde büyümek, mutlu ve sağlıklı bir çocukluk yaşamak, bütün çocukların en doğal hakkıdır.

Türkiye’nin taraf olduğu Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi) başta olmak üzere, uluslararası çocuk hakları sözleşmeleri ve ulusal mevzuatımıza göre çocukların güvenliği devletin en temel görevleri arasındadır. Evde, okulda ve sokakta çocukların tehlikeden uzak, korkusuzca yaşayabildiği bir ülke yaratmak, devletin varlık sebebi ve toplumun ortak sorumluluğudur. Çocuklara yönelik şiddetin münferit olaylar olmadığının ve bir şiddet sarmalının parçası olduğunun farkındayız.

Çeşitli Dönemlerde Baro Başkanlığı Yapan 70 Hukukçu Kayyum Uygulamasını Kınadı Çeşitli Dönemlerde Baro Başkanlığı Yapan 70 Hukukçu Kayyum Uygulamasını Kınadı

Şirin’in kaybolup ardından ölü bulunması, onu koruyamamanın utancı olarak hepimizin yüreğine kazındı. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak, bu davanın kararlı takipçisiyiz. Etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi için üzerimize düşeni yapacağız; sadece faillerden değil, tüm sorumlulardan hesap soracağız.

Tek bir çocuğun daha kaybolmaması, ülkemizin kadınlar ve çocuklar için bir cehenneme dönüşmemesi için yetkilileri bir kez daha asli sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi

Editör: Haber Merkezi