İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğine uygun olmayan, eylemleri itibariyle problematik kişiliklerinin isimlerinin okullara verilmesi ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığına soru önergesi verdi.
İzmir Milletvekili İbrahim Akın, soru önergesinde şu ifadelere yer verdi.
Adı geçen Yönetmeliğin Kurumlara Verilmeyecek Adlar başlıklı 18. Maddesinde;
"(1) Kurumlara, bina ve tesislerinin yapılmasında görevinin gereği olarak hizmet eden ve hâlen görevine devam eden kişilerin adları verilemez.
(2) Kurumların bina ve tesislerine; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlardan, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık ve benzeri suçlardan mahkûm olanların adları verilemez, bu kapsamdakilerin daha önce verilmiş olan adları ise ad veren makam tarafından aynı usulle iptal edilir." denilmektedir.
Eğitimin sadece ders saatleriyle sınırlandırılmış bir zaman dilimi içinde sınıfta gerçekleşen bir etkinlik olduğunu düşünmek doğru değildir. Eğitim süreci çocukluktan başlayıp gençlik ve yetişkinlik evresine gelene kadar bireyi şekillendirmeyi ve kontrol altına almayı, böylece toplumu şekillendirmeyi hedefler. Bu bağlamdan bakıldığında toplumdaki en önemli sosyal kontrol aracı eğitim kurumlarıdır. Bu kurumlarda gerek resmi müfredatla gerekse müfredat dışı olan örtük amaçlar çerçevesinde gerçekleştirilen her türden etkinlik ve davranış biçimlendirme faaliyetleriyle öğrencilerde belli amaçlar doğrultusunda davranış değişikliği sağlanmaya çalışılmaktadır.
Bu çerçevede değerlendirildiğinde, okul isimlerinin Milli Eğitim sisteminin örtük programı ve örtük amaçları açısından önemli bir işlev gördüğü kuşkusuzdur. Yıllar boyunca her gün aynı okula gelen öğrenciler o okulun adıyla sürekli bir temas gerçekleştirmekte, öğrencilerin bilişsel gelişiminde okul isminin önemli etkisi oluşmaktadır. Ayrıca okullarda okula ismini veren bu kişiler için özel tanıtım köşeleri ve etkinlikleri düzenlendiği de bilinmektedir. Böylece okula adı verilmiş kişiler hakkında bir devlet kurumunun kefil olduğu pozitif etki yaratılmakta, bu kişiler makbul, saygıdeğer ve cömert kişiler olarak tanıtılmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak da okula adı verilmiş kişiler, devlet tarafından öğrencilere rol model olarak sunulmuş olmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde işkenceci Esat Oktay Yıldıran'ın adının İzmir'de bir köy okuluna verildiği kamuoyuna yansımış, gelen yoğun tepkiler üzerine bakanlığınız seçilen ismin yanlış olduğu kabul etmek zorunda kalmış ve yine bakanlığınızca yapılan açıklamada söz konusu okulla ilgili sorunun çözümü için İzmir Valiliğine bilgi verildiği belirtilmişti.
İnternette kısa bir araştırma sonucunda, yukarıda belirtilen çerçevede bakıldığında oldukça vahim ve kabul edilemez okul adı örneklerinin mevcut olduğu, bu adlarını uzun yıllar boyunca okullara verilmiş olduğu ve bazılarının ancak yakın bir zamanda değiştirilmeye çalışıldığı, bu adları değişse de bu okulların web sitelerinde eski adlarına ilişkin çok sayıda bilgi bulunduğu ve bu okullarda öğrenim gören öğrencilerin uzun yıllar boyunca bu adlara maruz bırakıldığı görülmektedir.
Örneğin, adı İstanbul'da en az 5 (beş) okula verilmiş olan Örfi Çetinkaya, bunların başında gelmektedir. Bilindiği gibi Örfi Çetinkaya, "Türk Escobar" olarak bilinen Urfi Çetinkaya'nın oğludur. İstanbul'da "Türk Escobar" Urfi Çetinkaya'nın oğlunun adının verildiği söz konusu okullar şunlardır:
Esenler Örfi Çetinkaya Ortaokulu,
Arnavutköy Örfi Çetinkaya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Arnavutköy Örfi Çetinkaya Anadolu Lisesi, Hadımköy Örfi Çetinkaya Ortaokulu, Esenler Örfi Çetinkaya İlkokulu.
Öte yandan, Samsun'un Bafra ilçesinde Bafra Galip Öztürk Ortaokulu, Çarşamba İlçesinde de Ömerli Galip Öztürk İlkokulu bulunmaktadır.
Bilindiği gibi Türkiye'de hakkında "adam öldürmeye azmettirme" suçundan müebbet hapis cezası verilen ve bu ceza Yargıtay tarafından onanan Galip Öztürk, Gürcistan'a kaçmış, geçtiğimiz aylarda Gürcistan'nın Batum kentindeki ofisine düzenlenen operasyonla yakalanmış ve konutunda 7,2 kilogram kokain bulunduğu açıklanmıştı. Galip Öztürk halen uyuşturucu suçundan hükümlü olarak Gürcistan'da hapiste tutulmaktadır.
Ayrıca, İstanbul'un Beylikdüzü İlçesinde Vali Muammer Güler Sosyal Bilimler Lisesi adlı bir okul bulunmaktadır. Bu okul, Muammer Güler'in İstanbul Valisi olduğu dönemde 2006 yılında açılmıştı. MEB Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinin 18-1 maddesinde "Kurumlara, bina ve tesislerinin yapılmasında görevinin gereği olarak hizmet eden ve hâlen görevine devam eden kişilerin adları verilemez." hükmü bulunmasına karşın, o dönem adı geçen okulun yapımında mülki amir olarak görevi gereği hizmet etmiş olduğu halde okula adını vermiştir.
Bu bağlamda;
1- Örfi Çetinkaya kimdir? Bu şahsın uyuşturucu baronu Urfi Çetinkaya ile bir bağı var mıdır?
2- Bu şahsın adı, İstanbul'daki okullara hangi gerekçeyle verilmiştir?
3- Ad verme, bir protokol ile mi karar bağlanmıştır? Bu konuda bir protokol varsa protokolün tarafları kimlerdir? Protokol hangi tarihte imzalanmıştır?
4- Örfi Çetinkaya'nın adını taşıyan okullardan adı değişen var mıdır? Varsa, bu okulların adları hangi tarihlerde değişmiştir?
5- Örfi Çetinkaya'nın adını taşıyan okulların adlarında değişikliğe gidilmişse, bu değişikliğe neden ihtiyaç duyulmuştur? Ve daha önce neden ihtiyaç duyulmamıştır?
6- Halen Örfi Çetinkaya'nın adını taşıyan okul var mıdır? Varsa bu isimler de değiştirilecek midir?
7- Samsun'un Çarşamba ve Bafra İlçelerinde birer okula adı verilmiş olan Galip Öztürk, Türkiye Cumhuriyeti yargısı tarafından müebbet hapse mahkûm edilen ve halen Gürcistan'da uyuşturucu suçundan dolayı hapis cezası süren şahıs mıdır? Değilse, bu okullara adı verilen Galip Öztürk kimdir?
8- Adı geçen Galip Öztürk'ün hangi gerekçelerle bu okullara adı verilmiştir?
9- Adı geçen Galip Öztürk, Türkiye'de müebbet hapse mahkûm edilen şahıs ise, bu kişinin bir suçlu olduğu bilinerek okullara isminin verilmesi Türk Milli Eğitiminin genel ve örtük amaçlarına uygun mudur?
10- İstanbul Valisi iken, İstanbul'da açılmış olan bir lisenin yapımında mülki amir olarak görevi gereği hizmet etmiş olduğu halde bu okula Muammer Güler adı verilmiş olması, MEB Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinin 18-1 maddesindeki "Kurumlara, bina ve tesislerinin yapılmasında görevinin gereği olarak hizmet eden ve hâlen görevine devam eden kişilerin adları verilemez." hükmüne uygun mudur?
11- İstanbul'un Beylikdüzü İlçesindeki Vali Muammer Güler Sosyal Bilimler Lisesi'nin de adı değişecek midir?