MODERN ZAMANLARIN KORKULU RÜYASI: AIDS
LifeClub Sağlık Hizmetleri Hekimi Doç. Dr. Murat İçen, 1980’li yıllardan günümüze varlığını sürdüren ve HIV virüsünün neden olduğu AIDS hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.
Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu, daha yaygın bilinen adıyla AIDS, İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (HIV)’nün neden olduğu bir hastalıktır. HIV vücudun savunma sistemini zayıflatarak farklı fırsatçı mikropların şiddetli enfeksiyonlarına çanak tutuyor, ayrıca kanser gelişimine de neden olabiliyor. Başlangıçta pek belirti vermeyen HIV enfeksiyonunun en son aşaması AIDS’tir.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2022 yılında dünya genelinde 1.3 milyonu yeni olmak üzere toplam 39 milyon HIV taşıyıcısı bulunuyor. Bu hastaların ise 29.8 milyonu HIV tedavisi alabiliyor. 2022 yılında 630.000 kişi AIDS ile ilişkili hastalıklara bağlı olarak hayatını kaybetti. Salgının başladığı 1981 yılından bu yana ise toplam 85.6 milyon kişiye HIV bulaştı ve 40.4 milyon kişi hayatını kaybetti.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2021 sonu itibariyle 32.000 kayıtlı HIV taşıyıcısı bulunurken kanıtlanmamış vaka sayısının 65-70.000 arasında olabileceği tahmin ediliyor. Yine Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2022 yılında 62’si yerli olmak üzere toplam 84 vaka tespit edildi.
Nasıl Bulaşır? Nasıl Bulaşmaz?
HIV’in genellikle korunmasız cinsel ilişki ile bulaştığına dikkat çeken LifeClub Hekimi Doç. Dr. Murat İçen, “HIV, kan, anne sütü, sperm ve vajina salgısı gibi vücut sıvıları yoluyla olduğu gibi doğum esnasında ve virüs bulaşmış şırınga ya da iğnelerin damar içine kullanılmasıyla da bulaşabilir. Damarların yanı sıra ortak kullanılan tırnak makası ve jilet gibi aletlerle vücudun yüzeyindeki ya da ağız, vajina veya rektum gibi içindeki kesik ve çatlaklardan da virüs girebilir. Güvenli olmayan cerrahi girişim, akapunktur, hijyen kurallarına uymadan yapılan dövme ve kazara iğne batmasına maruz kalmak yoluyla da bulaşma olabilmektedir.
Tüm HIV bulaşmalarının %80-85’i cinsel ilişki, bunun büyük bölümü de karşı cinsle temas yoluyla gerçekleşmektedir. Toplumda yersiz tedirginlik yarattığından HIV’in tükürük, gözyaşı, ter gibi vücut sıvılarıyla, öksürükle solunum yoluyla ya da tokalaşma, sarılma gibi deri temasıyla, sivrisinek veya böcek sokmasıyla ya da ortak tuvalet kullanımıyla bulaşmadığını belirtmekte fayda vardır” dedi.
HIV Belirtileri Nelerdir?
Doç. Dr. Murat İçen, HIV belirtilerinin birkaç hafta içerisinde ortaya çıkabileceğini ve kendiliğinden iyileşip yıllar sonra AIDS’e dönüşebileceğini belirtti: “HIV vücuda girmesinden sonra haftalar içinde ateş, baş ağrısı, döküntü, boğaz kızarıklığı gibi üst solunum yolu infeksiyonu benzeri şikayetlere neden olur ve şüpheli temas dikkate alınmadığında genellikle atlanır. Şikayetler kendiliğinden geçer ve 8-10 yıl kadar sürebilen sessiz döneme girilir. Bu süre zarfında virüs kanda çoğalır, HIV taşıyıcısı virüsü başkalarına bulaştırabilir. Zamanla vücudun savunma elemanları olan akyuvar sayısı düşer ve fırsatçı mikroplara infeksiyon için uygun bir ortam yaratılmış olur. Lenf bezleri büyür, kilo kaybı, ateş, inatçı ishaller ve öksürük şikayetleri gelişir ve AIDS tablosu oturmuş olur.”
Tedavisi Mümkün Müdür?
İlerleyen tıbbi yöntemler sayesinde virüs taşıyıcılarının normal bir hayat sürebilmelerinin mümkün hale geldiğinin altını çizen LifeClub Hekimi Doç. Dr. Murat İçen, sözlerini şöyle tamamladı: “ABD’de ilk AIDS vakalarının bildirildiği 1981 yılından HIV’e karşı etkili ilk ilacın kullanıma sunulduğu 1987 yılına kadar hayat beklentisi aylarla sınırlıyken geliştirilen tedavilerle tam şifa sağlanabilmiş olmasa da virüs taşıyıcıları normal bir hayat sürebilmektedir. Tedavi ile virüs yükü saptanamayacak düzeye indirilen taşıyıcıların partnerlerine HIV bulaştırmıyor olması, erken sağlanan tedavinin taşıyıcı yanında toplum sağlığı için de önemini vurgulamaktadır. Bu nedenle korunmasız ilişkiye girenlerin, şüpheli cinsel teması olanların ve HIV sıklığı yüksek olan bölgelere seyahat edenlerin HIV testi yaptırması büyük önem taşımaktadır.”