Rüya Şah ile Habere Güven olarak kendi müzik serüvenini konuştuk.
Yeni çalışmasıyla sosyal paylaşım gruplarında dikkat çeken, birçok yerel etkinliklerde sahne alan ve sesiyle dinleyicileri büyüleyen kısa bir dönem Grup Yorum korosunda da yer alan Rüya Şah ile Habere Güven olarak kendi müzik serüvenini konuştuk.
Öncelikle Rüya Şah kimdir? Bize kısaca kendinizi anlatırmısınız.
1986 Mersin doğumluyum. Aslen Hataylıyım. Arap Aleviyim. Mersin'de yaşıyorum. 4 yaşında bir oğlum var. Harita kadastro mezunuyum esasen. Ve tam bir müzik aşığıyım.
Müzik ile ilk tanışmanız nasıl oldu?
Aslında müziğin içinde büyüdüm. Çocukluğumdan beri evimizde her zaman sazımız vardı. Aileden gelen genetik bir durum yanı. Ortamlarda amcalar dayılar kuzenler bir araya geldiğimizde mutlaka sazlı sözlü muhabbetlerimiz hep olurdu. Ortaokul-lise yıllarımda müzik gruplarımız oldu.
GRUP YORUM KOROSUNDA DA YER ALDIM
Sonrasında bir dönem ki lise yıllarımın ilk yıllarına denk gelir bu dönem Grup Yorum 'da kısa bir müzikal eğitim sürecim oldu. Sonraki yıllarda Grup Yorum korosunda da yer aldım. Üniversiteden sonra her ne kadar müzikten biraz uzak kalsam da hiçbir zaman kopmadım, her zaman bir şekilde hayatımda hep müzik oldu. Son olarak pandemi ile birlikte eve kapanma sürecinde birçok müzisyen gibi ben de müziğe odaklandım. Eve kapandığımız o süreçte müzikle, sazla, türkülerle iyileştik. Yine bu dönemde müzikal açıdan biraz daha ilerlemek istedim ve çocukluk hayalim olan yan flüt öğrenmeye karar verdim. Kendi çabalarımla başladığım yan flüt maceram henüz çok yeni ama baya ilerleme kaydettiğimi düşünüyorum.
Son iki yıllık süreçte müzikal çalışmalarıma hız vererek Mersin, Adana, Hatay ve daha birçok yerde konserler düzenleyip festivallere katıldım. En son ise yıllardır Samandağ'da yapılan ve bu sene Mersin Kazanlı'da da yapılan Evvel Temmuz Festivalinde Arapça, Kürtçe, Ermenice ve Türkçe eserleri okuduğum çok güzel geniş katılımlı bir konser yaptık. Bundan sonra da bu şekilde çalışmalarım devam edecek
Müzik te ki sınırlarınız nelerdir?
Benim için müziğin anlamı çok derin, kendimi huzurlu, dingin hissettiğim bir liman, sonu olmayan mavi bir deniz, uçsuz bucaksız bir derya. İçinde kıyısında, kenarında olmaktan keyif aldığım bir koy. Bu anlamda benim için müziğin bir sonu yok.
KENDİME BİR SINIR ÇİZMİYORUM
Gidebildiğim yere kadar gitmek istediğim bir yol. Ve bu yolu giderken esas amacım bir yere varmak değil o yolu gitmek, yolda olmak, yolun kendisinden keyif almak, mutlu olmak ve geride güzel işler bırakmak... Bu anlamda kendime bir sınır çizmiyorum. Aksine sınırlarımı zorlamak, kendimi daha da geliştirmek ve ileriye taşımak gayesindeyim. Yani kısacası benim için müziğin bir sınırı yok.
Hem anne hem bir kadın olarak müzik yaşamınıza nasıl devam etmeyi düşünüyorsunuz?
Anne olduktan sonra hayata biraz daha farklı pencerelerden bakmayı öğrendim. Anne olmak bana sınırlarımı daha da zorlamayı öğretti ve kendi gücümü fark ettirdi. Müziğin iyileştirici gücü ile anneliğin keşfedici yanı birleştiğinde müzikte yeni ufuklara yelken açtım. Bu anlamda annelik bana çok şey kazandırdı. Ve bir kadın olarak toplumda, sanatta, müzikte, hayatın her alanında var olabilmek, bir şeyler üretebilmek, söz söyleyebilmek benim için son derece önemli bir konu.
ANNELİK, MÜZİĞİ DEVAM ETTİRMEK VE DAHA FAZLASINI YAPMAK İÇİN MOTİVASYON KAYNAĞIM
Ve bir müzisyen olarak oğlumun da müzik içinde büyümesi, müzikle haşır neşir olması çok mutlu olduğum bir durum. Büyüdüğünde oğlumla birlikte müzik yapmak gibi hayallerim de var mesela. Bu anlamda annelik benim için müziği devam ettirmek ve daha fazlasını yapmak için en güzel motivasyon kaynağım.
Çünkü müzik içinde büyüyen çocuklar hayata daha pozitif bakarlar. Bu yüzden hem çocuğumu hem kendimi motive etmek, hayata pozitif bakabilmek ve bir şeyler üretebilmek için müzik yolculuğum devam edecek...
Paylaşılan son çalışmanızın kısaca öyküsünü anlatabilir misiniz?
Son çalışmamız “Dün Gece Seyrimde”, spontane gelişen bir durumdu aslında. Sevgili müzisyen dostum Basri Çoban 'ın İstanbul'da stüdyoya davet etmesi ile başladı bu süreç. Amacımız birlikte bir şeyler yapıp güzel bir anı bırakmaktı. Derken stüdyo kaydı fikri gelişti. Akabinde klibini çektik. Bu şekilde iki şarkı kaydı yaptık. İl ki şuan yayında olan “Dün Gece Seyrimde”, ikincisi de yakında yayınlanacak olan ve Basri dostum ile birlikte düet şeklinde yaptığımız yine özgün bir parça oldu.
Dün Gece Seyrimde 'ye çok güzel yorumlar aldım. Çok güzel geri dönüşler oldu. Bu çok motive edici bir durum benim için. Çünkü bu şarkı benim official olarak ilk kaydım. Biz keyifle yaptık her şeyi. Umarım dinleyenler de keyif alır ve daha güzel çalışmalara vesile olur...
Enerjiniz, seçtiğiniz müziklerde ki içerik toplumsal hassasiyetinizi de gösteriyor. Bir kadın olarak İran'da başörtüsü üzerinden katledilen Mahsa Amini hakkında duygularınız nelerdir.
Müzik benim için sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda yaşadığımız topluma ayna tutmaktır. Müziği hayatin içinden soyutlamak mümkün değildir. Tarih boyunca her türlü duygu, düşünce ve toplumsal olaylar müziğe yansımıştır. Sanatçıların ve müzisyenlerin, yaşadığı topluma ayna tutmak, ülke gündemine ses olmak gibi bir misyonu vardır. Ben de hem bir müzisyen, hem bir kadın, hem de bir anne olarak hayatın içinde var olma mücadelesi verirken dünyanın her yerinde kadınların katledilmesini, ezilmesini ve susturulmasını kabul etmem mümkün değildir.
MÜZİĞİN POLİTİK YANINI DA ÖNEMLİ GÖRÜYORUM
Bu bağlamda İran'da Mahsa Amini'nin her ne sebeple olursa olsun katledilmesini şiddetle kınıyorum. Bu olay bize kadınların her yerde daha fazla birlik olması, daha fazla mücadele etmesi ve daha fazla hayatın içinde olması gerektiğini gösteriyor. Biz kadınlar özgürce her yerde olabilmeliyiz. Çünkü kadınların yok edildiği, ezildiği, susturulduğu, katledildiği yerde hiçbir şey gelişmez. Hiç bir şey ilerlemez. Aksine daha da geriler. Bu anlamda hayatın her alanında kadınların daha fazla söz söylemesi, ses olması, birlik olması, sanatta ve her alanda üretime dahil olması çok önemli ve değerlidir. Kendi açımdan müziğin politik yanını da önemli görüyorum ben. Müzik bir anlamda politik bir başkaldırıdır dünyada yaşanan her şeye. Bir kadın olarak müzikten ve dünyadaki toplumsal olaylardan uzak kalmamak gerektiğini düşünüyorum. Ve sadece kadınların değil tüm insanlığın gelişmesi için birlik olmaktan yana olduğumu ifade etmek istiyorum.
Son olarak müzikle ilgili duygularınızı özetleyebilir misiniz?
Özetlemek gerekirse az önce de belirttiğim gibi müzik benim için bir yaşam biçimidir. Bazen engebeli, bazen dikenli bir yol, bazen de çiçekli bir bahçe. Ama benim, içinde huzur bulduğum bir bahçe. Hem toplumsal olarak söylemek istediklerimi söylemek, hem ruhsal olarak hissetmek istediklerimi hissetmek, hem de kendimi insanlara daha iyi ifade edebilmek için müzik çok önemli bir yolculuk benim için.
Ben yaptığım işleri keyif alarak yapıyorum ve istiyorum ki dinleyenler de beni dinlerken keyifle dinlesinler. Bu anlamda güzel yorumlar almak beni motive ediyor ve bana devam etme, daha güzel işler yapma azmi veriyor.
HER DİLDEN TÜRKÜLER SÖYLEMEK
Ve ebetteki müzik yolculuğum devam edecek. Daha gidilecek çok yol, yapılacak çok iş var. Ben müzik konusunda kendime bir sınır koymuyorum, bu anlamda farklı dillerde müzik yapmak, şarkılar söylemek ve bununla ilgili projeler üretmek bu yolculuktaki amaçlarından sadece biri. Anadilim olan Arapça dilinde şarkılar söylemek bunu geliştirmek de önümüzdeki süreçte hedeflerim arasında. Onun dışında etnik olarak her dilden türküler söylemek halkların, dillerin ve türkülerin kardeşliğine vurgu yapmak benim temel amaçlarından biri. Önümüzdeki süreçlerde yeni projeler de devam edecek. Umarım çok daha güzel çalışmalarla yine karşınızda olurum. Takipte kalın
Son olarak bana bu yolda her zaman destek olan aileme, dostlarıma ve tabi ki en büyük motivasyon kaynağım olan oğluma sonsuz teşekkürler...
Ayrıca, “Dün Gece Seyrimde” şarkısının kayıtları ve klipi için emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.
Sizlere de bana bu röportaj fırsatını verdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim.
Emeğinize sağlık. Çok teşekkürler