AKP iktidarının Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair gündeme getirdiği teklif, sokakta yaşayan hayvanların katliamına yol açmaktadır, reddedilmelidir.
Bugüne kadar Hayvanları Koruma Kanunu’nun gereklerini yerine getirmeyen AKP iktidarının, sokakta yaşayan hayvanların kontrol altına alınmasına “çözüm” için hayvanların öldürülmesi anlamına gelen kanun teklifi 22 yıllık iktidarları düşünüldüğünde şaşırtıcı değildir.
Sermaye düzeninin ve temsilcisi gerici, özelleştirmeci iktidarın kâr, rant ve sermaye çıkarları uğruna yıkım yaratmadığı uygulama kalmamıştır.
AKP iktidarı işçi, emekçi düşmanıdır. Her ay yüzlerce işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesi bu düzenin en temel gerçeğidir.
AKP iktidarı gericiliğin adıdır. Gericiliğin yükselişi ile kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ile çocuk istismarındaki artışın paralel olması tesadüf değildir.
AKP özelleştirmeci, patron dostu bir partidir. Özelleştirmelerin insanlığa zararı, geçtiğimiz hafta İzmir’de sokak ortasında iki yurttaşın elektrik kaçağı sonucunda yaşamını yitirmesi ile birlikte bir kez daha görünür olmuştur.
AKP iktidarı doğaya düşmandır. On yıllardır ülkenin her tarafını inşaat şirketlerine ve patronlara açan; dağ, taş, ağaç, orman, akarsu demeden her yerde doğayı katlederek rant alanına çeviren zihniyetin hayvanları koruması mümkün değildir.
Bugüne kadar sokakta yaşayan hayvanların sağlıksız bir biçimde çoğalmasının kontrolü ve kayıt altına alınması hayata geçirilmemiştir. Siyasi iktidar ve yandaşlarının kanun değişikliği teklifi kontrolsüz çoğalan hayvanların toplu katliamından başka bir anlama gelmemektedir. Dolayısıyla atılması gereken birinci adım, sokakta yaşayan hayvanların sağlıklı bir biçimde kontrol ve kayıt altına alınmasıdır.
Bugüne kadar sokakta yaşayan hayvanların yerleştirilmesi planlanan barınakların sayıları ve uygun standartlarda olması gereken koşulları ile ilgili herhangi bir adım atılmamıştır. Bu açıdan yetersiz barınaklara hayvanların hiçbir uygun standart gözetilmeden doldurulması da toplu katliamın önünü açacak olan bir diğer uygulamadır.
Yeni kanun teklifi ile birlikte bu konuda atılacak adımların doğrudan yerel yönetimlere havale edilmesi de yanlışlardan bir tanesidir. Konu Tarım, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, yerel yönetimler, ilgili emek meslek örgütleri ve derneklerin katılımı ile birlikte gerçek anlamda bir çözüme kavuşturulabilir.
Günümüz Türkiye’sinde ortaya çıkan bu düzenlemenin hayvanların toplu katliamına yol açacağı açıktır ve bu nedenle reddedilmelidir. Kanun teklifi geri çekilmeli, Hayvan Hakları Kanunu’nda yer alan yaşatmaya dönük maddeler uygulanmalıdır.
İnsanların hayvanlarla birlikte kentsel yaşam içerisinde gerçek anlamda uyumlu bir şekilde yaşayabilmesinin koşulları ve bu sorunların çözümleri toplumsal planlamayla mümkündür. Bunu yolu ise sosyalizmdir.
Kapitalizm sömürüdür, ranttır, emeğe, doğaya ve yaşama düşmanlıktır. Doğanın, yaşamın ve tüm canlıların kurtuluşu için sosyalizm şarttır.