"Bugün 1 Eylül Dünya BARIŞ günü, yüreği kardeşlik ve sevgi için atanların, Hak ve adalet mücadelesi yürütenlerin, Yaşamı ve doğayı, savunanların,  Zorba, despot, savaştan, kandan beslenen iktidarlara karşı Barış için direndiği gündür."

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri İnönü Parkında Kitlesel Basın Açıklaması Gerçekleştirdiler, Barış İçin Halaylar Çektiler.

Katılımcı kurumlar adına basın açıklamasını İHD Adana Şube Başkanı Av. Yakup Ataş okudu. Ataş'ın ardından Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları'da bir konuşma gerçekleştirdi.

Ataş konuşmasında; "1 Eylül 1939 yılında Nazi Almanya’sının, Polonya’ya saldırmasıyla İkinci Dünya savaşı başlamış ve Milyonlarca İnsanın ölmesine, doğanın tahrip edilmesine , İnsanlık tarihinin en acımasız vahşetlerinin yaşanmasına sebep olmuştur. 1 Eylül, Dünya tarihinde bir milat olmuş ve tekrar aynı acıların yaşanmaması için 1 Eylül Dünya Barış günü olarak ilan edilmiştir. Savaş, sadece insanların ölmesi değil, İnsanlığın yarattığı tüm kültürel değerlerini, birikimini, tarihini, geçmiş ile bağlarını kopardığı gibi toplumsal hafızayı da ortadan kaldırmaktadır. Her savaş ile İnsanlığın yarattığı uygarlık  bir kez daha  yok edilmeye çalışılmaktadır" dedi.

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri adına Yakup Ataş sözlerine şu şekilde devam etti;

Bugün gelinen noktada İnsanlık değerlerini yok eden savaşlar halen devam etmektedir. 1 Eylül, Dünya Barış Günü; İnsanlığın ikinci Dünya savaşının yıkıntıları arasında ulaştığı bir derstir. Ancak gelinen nokta insanlığın  bu dersi unuttuğunu göstermektedir. 1 Eylül Dünya Barış gününde, savaşı, çatışmayı, kavgayı yerinden yurdundan edilen ve yollara düşen mülteci sorununu ve bunun yarattığı yoksulluğu, tahribatı konuşuyoruz.

WhatsApp Görsel 2023-09-01 saat 18.23.1743

Daha bu yüzyılın ilk çeyreği dolmadan, gelişmeler dünyanın yeni bir felakete sürüklenmekte olduğunu gösteriyor. Rusya’nın Ukrayna'yı işgali ve diğer emperyalistlerin de bu işgali kışkırtmaları neticesinde paylaşım savaşı, hegemonya ve nüfuz mücadelesi bir üst seviyeye çıktı. milyonlarca Ukraynalı yerinden yurdundan edildi.

WhatsApp Görsel 2023-09-01 saat 18.36.44

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, günlük mücadeleler içinde söz edemediğimiz nükleer savaş tehlikesini hatırlatmak kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Bugün bütün dünyada 13.000 nükleer silah depolanmış durumdadır. Bunların isabet yeteneğini, menzillerini ve yıkıcılığını arttırmak için bu silahları elinde bulunduran ülkeler milyarlar harcamaya devam etmektedirler.

WhatsApp Görsel 2023-09-01 saat 18.23.15

Birleşmiş Milletler her yıl nükleer silahların ve nükleer denemelerin yasaklanması için ilgili ülkeleri anlaşmaları imzalamaya ve uygulamaya çağırmakta, fakat sonuç alamamaktadır.

Özellikle, Ukrayna’ya karşı devam eden savaşta nükleer silah kullanma tehditleri dikkate alındığında nükleer savaş ve yok oluşa hiç bu kadar yakın olmadığımız açıktır.

Hiroşima ve Nagazaki kurbanları adına veya nükleer denemelerden zarar gören herkes adına, sevdiklerimiz ve gelecek nesiller adına küresel nükleer yıkımı önlemenin zamanıdır. Toplu intihar tehdidine, nükleer dehşet dengesine son vermenin zamanıdır. Adana İncirlik askeri üssü’nde bulunan 90 nükleer başlık dahil olmak üzere bütün nükleer silahlar tarihe gömülmelidir.

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, “nükleer silahlardan arınmış bir dünya” talebimizi buradan bir kez daha dile getiriyoruz.

 DEĞERLİ DOSTLAR

Tarih boyunca  savaşları halklar değil, Devletler çıkarmıştır. Bugün yine, geçmişin katliamcı, sömürgeci, kandan beslenen iktidarlarının ardılları olan Devletler, varlık sebeplerini ve varlıklarının devamı için savaşı, ölmeyi ve öldürmeyi kutsamaya devam etmektedirler. Vatan, bayrak kutsiyeti söylemleri adı altında İnsanlığın ortak mirası olan tüm değerleri, tarihi, kültürü, yaşamı doğayı yok etmeye devam etmektedirler.

WhatsApp Görsel 2023-09-01 saat 18.23.21

Bu savaşlar, onlara yeni pazarlar, daha çok egemenlik ve kar getiriyor. Halklar içinse ölüm, yurtsuzluk, yoksulluk ve kölelik üretiyor. Emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin bu itiş-kalkışının bizi bölmesine izin vermeyelim. Egemenlerden, sermayeden ve onun savaşçı politikalarından ayrılmadan, kendimiz için örgütlenmedikçe, kendimiz için mücadele etmedikçe her kavganın, her savaşın kaybedeni biz olacağız. Aynı tezgâhta alın teri döküyoruz, aynı Odaklar tarafından sömürülüyoruz. O halde tüm bu sömürü politikalarına karşı da birlikte mücadele etmek tek çaremizdir. Ancak Halklar işçi ve emekçiler bu gidişata el koyarak hem Dünyamızı yuvarlandığı bu yok oluştan kurtarabilir hem de kendi lehine bir gelecek yaratabilir. Sokakların korku, yoksulluk ve ölümle mühürlendiği bu ortamda yitirdiğimiz barışı mutlaka ama mutlaka inşa etmeliyiz.

WhatsApp Görsel 2023-09-01 saat 18.23.16

BM Genel Kurulunun 19 Aralık 2016 tarihli kararı ile Barış Hakkı Bildirisi kabul ve ilan edilmiştir. BM İnsan Hakları Konseyinin 22 Haziran 2017 tarihli kararı ile de barış hakkının desteklenmesi gerektiği üye ülkelere hatırlatılmıştır. Ancak; bir insan hakkı olarak kabul edilen Barış Hakkı başta imzacı devletler tarafından ihlal edilmiştir.

Savaşların mağduru olan mülteciler üzerinden, temel insan hakları, insani yaklaşım ve değerlerden uzak politikalarla pazarlıklar yürütülmekte ve mülteciler, Devletlerin birbirlerine karşı kullandığı en önemli uluslararası pazarlık meselesi haline getirilmektedir.

WhatsApp Görsel 2023-09-01 saat 18.23.1532

Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununu çözebilmesi için barış sürecinin inşa edilmesi gereklidir.

 Dünyada bunlar olurken ülkemiz kırk yıldır adı konulmamış bir savaşın içinde. Bin yıldır birlikte yaşayan Kürt ve Türk halklarının barış içinde çözemeyeceği hiçbir sorunu yoktur. Kürt halkının yok sayılması Türk halkının yararına değildir. Kürtler kendi dili ve kimliğiyle demokratik bir kardeşlik talep etmektedir. Bu  talep Türkiye halklarının da talebidir. Çünkü özgürlük demokrasi ve Barış ancak bütün ülke için var olabilir. Ülkenin bir yanında zorbalık varsa bu bütün ülkeyi egemenliği altına alır. İki halkın arasında cenazelerden oluşan duvar yükseldikçe, Tüm Türkiye halkları kaybediyor. Kürt sorunun demokratik, barışçıl çözümünün sağlanmamasının faturasını Tüm halklar ödüyor. Birileri cenaze sayısı ile övünebilir ancak halklar bunun ülkeye yaydığı zehirde boğulmak istemiyor.

Toplumsal Barış sadece Silahlı çatışmaların durması ile değil, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, Kadına karşı taciz ve şiddetin son bulması,  çocukların üstün yararı gözetilerek, çocuklara karşı her türlü taciz ve şiddetin sonlandırılması, farklı toplumsal grupların kimlik ve farklılıkların tanınması, Din ve vicdan, İfade özgürlüğünün sağlanması, Adil yargılanma hakkı ve adaletin tesisi, emekten yana ekonomik düzenin varlığı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının sağlanması, eşit ve özgür yurttaş olmanın tüm hukuki-ekonomik ve sosyal güvencelerinin sağlanması, evrensel hukuk ve insan hakları ilkelerine dayalı demokratik çoğulcu bir siyasal ve sosyal yapının tesisi ile mümkündür .

Türkiye toplumunun büyük bölümü açlık sınırında, insani yaşam olanaklarından yoksun bırakılmakta; buna karşın Türkiye, dünyanın en büyük silah pazarı haline getirilmektedir. Türkiye bütçesinin yüzde ondan daha azı sağlık, eğitim ve adalet gibi bir devleti devlet yapan kamu hizmetlerine; yüzde ellisinden fazlası ise "savunma" harcamalarına ayrılmaktadır.

Türkiye’nin temel siyasal problem alanları, Anayasanın üzerinde yer alan "Milli Güvenlik Konsepti" kapsamında ve Türkiye yurttaşlarından gizlenerek tartışılmakta; siyasal sorunlara siyasal çözümler değil, militarist yaklaşımlar getirilerek ülkenin geleceği militarizmin ipoteğine terk edilmektedir.

Türkiye'de iç barışın olduğu söylenemez. Kürt sorunu etrafında geliştirilen çatışma ortamı, 40 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine, dört binden fazla yerleşim yerinin ve ormanlık alanların tahrip edilmesine, yaklaşık üç milyon insanın kendi ülkesinde mülteci konumuna düşmesine yol açmıştır. Ülkenin bir bölümü, savaş bölgesi haline getirilmiş, tahrip edilmiştir. Sorunların diyalog ve toplumsal uzlaşma ile çözümü yerine şiddet politikalarında ısrar edilmesi büyük acıların yaşanmasına, özgürlüklerin kısıtlanmasına, ülke kaynaklarının israfına ve yoksulluğa yol açmaktadır.

Bugün Türkiye için barışı talep etmek, Türkiye'nin çocuklarına bir gelecek talep etmektir. Barışı talep etmek, Türkiye kadınlarının acılarının, ağıtlarının son bulmasını talep etmektir. Barışı talep etmek, Türkiye insanı için ekmek istemek, insanca yaşam standartları istemek demektir. Bedeli ne olursa olsun, bu talepten vazgeçme, sesimizi kısma şansımız ve hakkımız yoktur.

Bu nedenle savaşa, ölüme, yoksulluğa karşı;  barışı, yaşamı, demokrasiyi ve İnsan haklarını savunmalıyız. Orta Doğu'yu kana bulayanlara, insanlığı savaş batağına sürükleyenlere karşı ortak mücadele etmeliyiz. Tüm farklılıklarımızla yan yana durarak savaşa hayır deyip barışı birlikte örmeliyiz..

İnsani ve Vicdani iradeyi kendisine şiar edinenler olarak; BARIŞ, BİR İNSAN HAKKIDIR diyoruz. Bölgemiz ve Dünyanın neresinde olursa olsun, SAVAŞA HAYIR demeye, BARIŞI haykırmaya devam edeceğiz.

Bütün Dünya Halklarının 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü selamlıyoruz. 01.09.2023

 

YAŞASIN BARIŞ!

BIJİ AŞİTİ!

 

ADANA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ

 

Editör: Haber Merkezi