Son günlerde sıkça gündeme gelen ve toplumda da merak uyandıran X, potansiyel bir salgın hastalık olarak şimdiden endişe uyandırıyor. Geçtiğimiz günlerde Davos'ta yapılan zirvede Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri de X hastalığını gündeme getirdi. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ömer Ufkun Yıldırım, X hastalığı ile ilgili merak edilenleri anlattı, Türkiye sağlık sisteminin X’e hazırlık sürecinde her türlü desteğe hazır olduklarını belirtti.
X hastalığı, henüz gerçekleşmemiş ve kaynağı bilinmeyen, insanlığı tehlikeye atabilecek nitelikte olan salgın hastalıktır. Covid döneminden önce de gündeme gelmiş olan bu senaryo aslında Covid ile halihazırda gerçekleşmiş oldu. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ömer Ufkun Yıldırım, X’in insanlığın henüz tanışmadığı, kutup bölgesinde buzullarda uyumakta olan veya insan yapımı biyolojik bir silahın sebep olabileceği bir virüs şeklinde belirebileceğini söylüyor ve X’i çok geniş bir perspektifte değerlendirmek gerektiğine vurgu yapıyor.
Dr. Yıldırım, “Bunu bir korku senaryosu şeklinde ve kamuoyunu tedirgin edecek boyutta değil de gerçekleşebilecek olası durumlarda devletler ne yapmalı, nasıl politika üretmeli, nasıl hazır olunmalı şeklinde değerlendirmek daha doğru olacaktır. Covid dönemine bakacak olursak o karmaşık dönemi sağlık sektörü olarak iyi yönettiğimizi ve çoğu gelişmiş ülkeye göre daha az hasarla atlattığımızı söyleyebiliriz. Tabii bunda sağlık çalışanlarının olağanüstü bir fedakârlıkla çalışması en büyük etken oldu. Ancak benzer bir durumda işi nasıl olsa sağlık çalışanları halleder mantığıyla, umursamaz bir tavır takınmak telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir” diyor.
Öncelikle gerçekleşme ihtimali olan salgınlar, yani X hastalığı konusunda şimdiden bir kurul kurulmalı ve bu kurulda tüm detaylar hesaplanacak şekilde senaryolar çalışılmalı diyen Dr. Ömer Ufkun Yıldırım; personel planlaması, çalışma şekilleri, ilaç stokları, ilaçların ne şekilde dağıtılacağı, olası temiz steril alanlar gibi -ki aile sağlığı merkezleri bu durumlar için düşünülebilir- her detayın
hesaplanması gerektiğine dikkat çekiyor. “Hatırlarsak, covid döneminde insanlar hastanelere gitmekten çekindiği için aile sağlığı merkezlerine başvurular çok ciddi oranda bir artış göstermişti. Multi disipliner bir yaklaşımla birçok faktörü bir arada değerlendirerek ortaya bir politika çıkarılmalı. Aile hekimleri olarak işin, aile sağlığı merkezi kısmında olduğumuz için, bu konuda her türlü fikir alışverişi ve iş birliğine açık olduğumuzun bilinmesini isteriz.”
AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ
Dr. Yıldırım, Covid döneminde bu virüs dışında hastalıkları olan kişilerin sağlık hizmeti almakta zorlandığını ve aile sağlığı merkezlerini daha çok tercih ettiklerini vurgulayarak “birinci basamağın önemi ve neden güçlü olması gerektiğinin cevabını o günlerde almıştık. Bunlar unutulmamalı. Umalım ki o günler tekrarlanmasın ama her ihtimali düşünerek şimdiden önlemlerimizi mutlaka almalıyız” diyor.
Yıldırım, aile sağlığı merkezlerinin; cazibesi azalmış, işletmekte zorlanılan yerler değil de güçlendirilmiş, cazip hale getirilmiş ve sağlık sektörünün yükünün büyük bir kısmını taşımaya hazır birer merkez haline getirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. “Ne yazık ki şu andaki tablonun bu durumdan çok uzakta olduğunu söylemeliyiz. Ancak kabul etmek, en iyiyi sağlamak için yola çıkmanın ilk adımıdır. Eksikler, yetersizlikler tespit edilip ivedilikle iyileştirme yolunda bir seferberlik başlatılmalı, geçmişten ders alınmalıdır. Bu yolda Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu olarak her türlü iş birliğine hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz. Bu konularda yapılacak çalışmalarda, kurullarda muhakkak yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Unutmayalım ki güçlü bir Türkiye, ancak sağlıklı nesillerle mümkün olabilir. Sağlıklı nesiller ise ancak güçlü bir Aile Hekimliği sistemi ile mümkündür.”