Fransa'nın en yüksek idari mahkemesi, siyasi gerilimi körükleyen bir kararla Perşembe günü kadınların resmi futbol maçlarında başörtüsü takıp giyemeyeceğine karar verecek. Dava, aşırı sağın anketlerde üst sıralara çıkması ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisi de dahil olmak üzere ana akım oluşumları devletin laik ilkeleri hakkında sert konuşmaya sevk etmesiyle ortaya çıktı.
"Başörtüsü" olarak adlandırılan bir grup Müslüman kadın futbolcu, şu anda müsabakalarda başörtüsünün yanı sıra "siyasi, felsefi, dini veya sendikal mensubiyeti açıkça gösteren herhangi bir işaret veya kıyafet" ile ilgili kuralları olan Fransız Futbol Federasyonu'na (FFF) karşı eylem başlattı.
Kolektif, Pazartesi günü, davanın görüldüğü Fransa Anayasa Konseyi'ndeki bir duruşma sırasında, eyaletin hukuk danışmanının kuralın haksız olduğu sonucuna varmasıyla destek aldı.
Sert bir kanun ve düzen taraftarı olan İçişleri Bakanı Gerald Darmanin Salı günü, "(yargıçların) spor sahalarında tarafsızlığı savunan cumhuriyet için derinden umut ediyorum" dedi.
Darmanin, "Hijabeusların" cumhuriyete bir "dayak" vermeyi umduklarını da sözlerine ekledi.
"Spor yaparken dini kıyafet giymemelisiniz... futbol oynarken karşınızdaki kişinin dinini bilmenize gerek yok" dedi.
Muhafazakar Cumhuriyetçiler partisinden ve aşırı sağcı Ulusal Birlik'ten başka sesler de devreye girdi.
Aşırı sağcı lider Marine Le Pen Twitter'da şunları yazdı: "Sporda başörtüsüne hayır. Buna saygı gösterilmesini sağlamak için bir yasa çıkaracağız."
Cumhuriyetçiler başkanı Eric Ciotti, Fransa'nın 577 sandalyeli parlamentosunda sadece 62 sandalyeye sahip olan partisinin, mahkemenin başörtüsüne izin vermesi halinde konuyla ilgili bir yasa tasarısı çıkaracağını söyledi.
Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera da Macron hükümetinin yasa çıkarabileceğini öne sürerek "hiçbir şeyi göz ardı etmiyoruz" ve "açıklığa ihtiyaç olduğunu görüyoruz" dedi.
Anayasa Konseyi, Çarşamba günü "idari şubeye ve özellikle hukuk danışmanına yönelik saldırılar" olduğunu söylediği şeye karşılık verdi.
Mahkemelerin işleyişinin sorgulanmasının "demokrasi için elzem bir kuruma saldırı" olduğunu da sözlerine ekleyen kurum, "hakaret, iftira, kin ve nefrete tahrik veya tehdit" durumlarında yasal işlem başlatabileceğini bildirdi.