Türkiye'deki 1990'lı yılların karanlık dönemine ışık tutan DEM Parti Şırnak Milletvekilleri Ayşegül Doğan, Mehmet Zeki İrmez ve Nevroz Uysal Aslan, 2001 yılında kaybolan Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in akıbetini sorguluyor. Bu kayboluşlar, “faili meçhul” cinayetler ve “zorla kaybetme” olaylarının bir parçası olarak, Türkiye'nin tarihindeki en acı hatırlatmalardan biri olmaya devam ediyor.
Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in Kayboluşu
25 Ocak 2001'de Silopi Jandarma Komutanlığı'na gitmek üzere zorla alıkonulan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve parti yöneticisi Ebubekir Deniz, o günden sonra bir daha kendilerinden haber alınamıyor. Ailelerinin ve kamuoyunun yaptığı çağrılar, dönemin yetkililerinin açıklamalarıyla karşılık bulmuş olsa da, faillerin cezalandırılmadığı bu olay, Türkiye'nin çözülmemiş “zorla kaybetme” vakalarından biri olarak tarihe geçmiştir.
Faillerin Korunması ve Devlet Pratiği
Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in kaybolmasına ilişkin soruşturmalar, faillerin korunmasıyla sonuçlandı. Soruşturmada ilerleme kaydedilemeyerek, dosya takipsizlikle kapandı. Ailelerin başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi yaşam hakkı ihlali ve etkin soruşturma yürütmeme nedeniyle mahkûm etti. Ancak Türkiye, sadece tazminat ödeme maddesini uygulayarak, diğer ihlallere yönelik herhangi bir adım atmamıştır.
Uluslararası Yükümlülükler ve Türkiye'nin Sorumluluğu
Uluslararası insan hakları sözleşmeleri, zorla kaybetme olaylarını insanlığa karşı suç olarak tanımlamakta ve bu suçların üstünün örtülmesinin engellenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'nin "Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme"yi bir an önce imzalaması ve kayıpların akıbetini ortaya çıkararak adaletin sağlanması büyük önem taşımaktadır.
Adalet İçin Meclis Araştırma Komisyonu Kurulmalı
DEM Parti Şırnak Milletvekilleri, kaybolan Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in ailelerinin 24 yıldır süren yaslarını sonlandırmak, toplumsal barışı sağlamak ve hakikatleri ortaya çıkarmak adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bir araştırma komisyonunun kurulmasını talep ediyor. Bu komisyon, devlet arşivlerine erişim yetkisiyle, kayıpların akıbetine dair gerçekleri gün yüzüne çıkaracak ve adaletin sağlanmasına katkı sunacaktır.