Toplumsal Özgürlük Partisi Sözcüler Kurulu üyesi ve DEM Parti mersin Milletvekili Perihan Koca, meclis genel kurulunda emeklilerin yaşadığı sorunlarla ilgili konuştu.
DEM Parti mersin Milletvekili Perihan Koca, emeklilerin sorunlarıyla ilgili şu ifadelere yer verdi.
dün AKP Genel Başkanı Erdoğan 2024 yılının emekliler yılı olduğunu söyleyerek emekli maaşlarının 10 bin TL'ye çıkarıldığını -sözde- açıkladı. Erdoğan her konuştuğunda Erdoğan medyası "Müjde" diye spotlar geçse de müjde olarak duyurduğunuz her şey emeklinin, emekçinin ölüm fermanından başka bir anlam taşımıyor ne yazık ki. Bakın, rakamlar açık ve net bir şekilde ortada. Emekli aylıkları son yirmi iki yılda küçüldükçe küçülmüş durumda; 2003 yılında emekli aylıkları asgari ücretin 1,5 katıydı, primlerinin yüzde 70'i emekli maaşı olarak emeklilere bağlanıyordu. Yirmi yılda gitgide gerileyerek kuş kadar kalan emekli maaşları bugün insanların aklıyla alay edilerek hiç utanmadan müjde diye sunulabiliyor ne yazık ki.
Yine, ne yazık ki geldiğimiz aşamada Türkiye emekçiler açısından tam bir cehenneme dönüşmüş, dönüştürülmüş durumda. Zaten çalışma hayatları boyunca insanların posasını çıkarıyorlar, kötü çalışma koşulları, düşük ücretler, yoğun çalışma açısından emekçilerin bedenleri ve zihinleri son damlasına kadar sömürülüyor, tüketiliyor. Hâl böyleyken bu çalışma rejimi gerçekliğinde emekli olmak imkânsız bir hayale dönüşmüş durumda. Emeklilik hakkını kazanabilenlere devletin yaklaşımı ise emeklileri gereksiz, fazlalık bir nüfus olarak görmekten ibaret oluyor. Emekliler deyim yerindeyse suyu sıkılıp bir köşeye atılan meyve muamelesi görüyorlar. Çalışma hayatından çekildikleri için patronların ve devletin sırtında bir yük olarak görülüyorlar. Dolayısıyla, bu giderleri sırtlarından ne kadar atabileceklerinin hesabını kitabını en ince ayrıntısına kadar yapıyorlar ve gelip burada iktidar milletvekillerine bu Mecliste, bu kararları oylatıyorlar.
Buradan özellikle şunu ifade etmek isterim: Emeklilik hakkı devletin ve patronların çalışanlara bahşettiği bir durum değildir, lütuf değildir, sadaka değildir; emeklilik haktır ve emekliler yıllarca boğazlarından kısarak ödedikleri primlerin karşılığı olan haklarını talep ediyorlar. O yüzden hak temelli bir bütünlükle emeklilik politikası gerekiyor. Emeklimizi enflasyona ezdirmedik yalanına sığınmak, emekliler için demagoji yapmak yerine yapısal reformlar gerekiyor; bu düzene mahkûm değiliz ve alternatifsiz de değiliz. Sadaka kültürü ve devlete muhtaç bırakılmaya karşı hak temelli sosyal dayanışma politikaları inşa edilmelidir diyoruz. Emekli ve yaşlıların sağlık ve bakım gibi temel gereksinimleri kamu bütçesinden karşılanmalıdır. Emeklilerin yıllar içinde kazandıkları ücretsiz ulaşım hakkı şu anda birçok belediye tarafından bahsediliyor.
- Ücretsiz ulaşım hakları derhâl iade edilmeli, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Emeklilere görülen şey koca bir hiç şeklinde olamamalıdır. Bu yüzden, bizler burada emekliler için, emekçiler için alternatif bir politika inşa etmekle yükümlüyüz.