Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) sendikal faaliyetleri baskı altına alan uygulamalarına sert tepki gösterdi. Son olarak 13 Ocak'ta gerçekleşen iş bırakma eyleminin ardından MEB tarafından okullara gönderilen yazının, sendikal hakların kısıtlanmasına yönelik bir tehdit niteliğinde olduğu belirtildi.
Sendikal Haklara Açık Tehdit!
Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada, MEB'in sendikal faaliyetlere yönelik baskılarının anayasaya, yüksek yargı kararlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu vurgulandı. Bakanlığın, iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerine yönelik hukuki yaptırım tehdidinde bulunmasının, sendikal faaliyetleri engelleme suçu kapsamına girdiği belirtildi.
Eğitim emekçilerinin sendikal haklarını kullanmasının engellenmesi ve bu yönde baskı uygulanmasının sosyal hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını belirten sendika, MEB'in sendikal faaliyetleri yok sayan tutumunun kabul edilemez olduğuna dikkat çekti.
TCK 118. Maddeye Aykırı
Eğitim Sen, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 118. maddesine atıfta bulunarak, sendikal faaliyetleri engellemeye yönelik tehditlerin suç teŞkil ettiğini hatırlattı. Sendika, MEB'in iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerini caydırmaya yönelik girişimlerinin sendikal hakları ihlal ettiğini ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu ifade etti.
Sendikal Haklar İçin Geri Adım Atılmayacak!
Eğitim Sen, MEB'in sendikal faaliyetleri baskı altına alma girişimlerine karşı eğitim emekçilerinin birliğini ve dayanışmasını güçlendirerek mücadeleye devam edeceğini vurguladı. Sendika, taleplerini ise şu şekilde sıraladı:
-
Sendikal faaliyetleri engelleyen baskılar son bulmalıdır.
-
MEB, sendikal haklara saygı göstermeli ve baskıcı uygulamalara son vermelidir.
-
Sendikal hakları engelleyen kamu görevlileri hakkında yasal süreçler başlatılmalı ve sorumlular cezalandırılmalıdır.
-
Sendikal hakların korunması ve güçlendirilmesi için ILO Sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uygun düzenlemeler yapılmalıdır.
Eğitim emekçileri, bütün baskı, tehdit ve yıldırma çabalarına rağmen sendikal haklarını savunmaya devam edeceklerini belirtti. MEB'in bu politikalardan vazgeçmemesi halinde, sendikal özgürlüklerin korunması adına mücadelenin büyüyerek süreceği ifade edildi.