Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana'daki mitingde, Türkiye'nin çok zengin bir ülke olduğunu belirterek, "Sizler ekmek alırken vergi ödüyorsunuz, musluğu açarken 4 çeşit vergi ödüyorsunuz. Elektrik düğmesine bastığınızda 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Herkes vergi ödüyor. Bu vergilerin nereye gittiği belli değil. 5’li çetelere gidiyor, onlar da yurt dışına gönderiyorlar. 418 milyar dolar 20 yılda götürdükleri para. O paranın tamamını alacağım, Türkiye’ye getireceğim ve sizlere vereceğim" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Adana’da miting düzenledi. Kılıçdaroğlu'na, Adana mitinginde; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve ev sahibi Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar eşlik etti.
"Diyorlar ki böyle bir şey olursa Adanalılar ne der? Allah’ına kurban Adana derler değil mi? Adana değişime, dönüşüme hazır mı? Alın terinin hakkını vermeye hazır mı? Kadın erkek eşitliğine hazır mı? Siz hazırsanız, size söz veriyorum, ben de hazırım. Beraber yol yürüyeceğiz. Öncelikle bütün Adanalı kardeşlerime, depremzedeleri bağrına bastığı için onlara ev sahipliği yaptıkları, kucakladıkları için hepimize ama hepinize yürekten teşekkür ederim.
Depremzede kardeşlerime söz verdim. Onlar zaten vergilerini ödüyorlar. Her türlü imkanları sağladılar. Evleri, dükkanları, ahırları yıkıldı. Söz verdim, bütün evlerinizi, iş yerlerini, ahırlarınızı depreme dayanıklı yeniden inşa edeceğim ve bir kuruş para almayacağım. Çünkü o insanların hiçbir kabahati yok. Onlar 23 belgede 43 imzayı gördüler, binalar depreme dayanıklı diye satışına izin verdiler. O da gitti tapuda tek imza aldı ve dairesini satın aldı. Dolayısıyla sorumlu varsa; o binaların hakkını, hukukunu teslim etmeyen yani binaları depreme dirençli, dayanıklı halde yapmayanlardır. O nedenle onların hakkını teslim edeceğim. Bir kuruş almadan binalarını, evlerini kendilerine teslim edeceğim.
Aramızda çok sayıda genç var. Merhaba gençler, iyi misiniz? Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. 5 milyon 300 bin genç ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak. Bir; oy kullanma sözü veriyor musunuz? Söz mü? Sevgili gençler, söz mü? Benim de size sözüm var, sizin hayalleriniz bay Kemal’in hedefi olacak. O hedefi gerçekleştireceğim. Gençler, ilk kez gidip sandıkta oy kullandığınızda dünya siyaset tarihine önemli bir armağan bırakacaksınız. Çünkü dünya siyasetini yazanlar şöyle yazacaklar. ‘Türkiye’de otoriter bir yapı vardı, baskıcı bir yönetim vardı, gençler düşüncelerini özgürce açıklayamıyorlardı. Ama aynı gençler, demokratik yollarla otoriter bir yönetimi değiştirdiler.’ Bu bizim gençliğimiz yani sizler açısından dünya siyaset tarihine bırakılacak en önemli armağandır. Bu armağana sahip çıkın.
Gençlerin başka bir sorunu var. İşsizlik tabi. Onu gayet iyi biliyorum. Size sözüm var. İşsizlik sorununu çözme konusunda. Bütün köy okullarını geri açacağız. Cumhuriyetin 100’üncü yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Torpili morpili olmayacak. KPSS’ye girecek, atamasını yapacağız. En büyük şikâyetiniz mülakattı. Mülakatta eleniyordunuz, onu da kaldıracağız. Sanki beyefendi yeni iktidara geliyor, o da söz vermiş. ‘Ben de kaldıracağım’ diye. Kaldırsana, elinden tutan mı var. İlla benim söylemem mi gerekiyor? Kaldıracağız gençler.
Size düşündüğünüzden daha imkanlar sağlayacağız. Göreceksiniz. En hızlı internet erişimine nasıl ulaşılıyor göreceksiniz onu da. Yatırımlar nereye gidiyor onu da göreceksiniz. İlk aracı aldığınızda ÖTV’nin olmadığı bir Türkiye’yi de göreceksiniz. Hepsini sağlayacağım.
Emekliler… Size bir çift sözüm var. Sizler çalıştınız, alın teri döktünüz, sigorta primlerini ödediniz ve zamanı geldi emekli oldunuz. Normalde emekli olan birisinin insanca yaşaması lazım. Yani ay başını nasıl getireceğim diye her ay oturup hesap yapmaması lazım. Ta 2015’ten beri diyorum ki emeklilere asgari ücret kadar Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye verin. Vermediler. Önce bin TL verdiler, şimdi 2 bin TL yaptılar. Size sözüm, önümüzde Kurban Bayramı var. Allah nasip eder sizlerin oylarıyla Cumhurbaşkanı olduğumda emekliler bankaya gidip aylığınızı çektiğinizde 15 bin TL’yi orada göreceksiniz. Soruyorlar. Efendim sen nereden bulacaksınız parayı diye soruyorlar. Sen beşli çetelere, yandaşlara çalışırken para var, havuz medyasına çalışırken para var; emekliye gelince parayı nereden bulacaksın. Söke söke beşli çetelerden alacağım ve size vereceğim. Gıda mühendislerini biliyorum. Hiç endişe etmeyin. Taşeron işçilerin sorunlarını biliyorum. Devlet, taşeron işçi çalıştırmaz. Bunu biliyorum.
Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Hiç endişe etmeyin. Annelere, ev hanımlarına sesleniyorum, hiçbir evde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir yoksul evde hiç kimsenin elektrik, su, doğal gazı kesilmeyecek. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi inşa edeceğim.
İŞSİZLİK SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİ LAZIM
Gençlere söz verdim. Daha telaffuz etmediğim çok şey var. Yani mühendis, sosyal hizmet uzmanları var. Bütün bunların tamamını çözeceğim. Çünkü işsizlik sorununun çözülmesi lazım. Gençlerin iş bulması, çalışması lazım. Gençlerin yurt dışında değil Türkiye’de üretmesi lazım. Alın teri dökmesi lazım, güzel bir evlilik yapması lazım. Annelerine, babalarına güzel torunlar vermeleri lazım. Bunların tamamını biliyorum.
ONLARIN YURT DIŞINA GÖNDERDİKLERİ PARALARI BİLİYORUM
Genç arkadaşlarım; Türkiye düşündüğünüzden daha zengin bir ülke. Türkiye’de her şey var aslında. Sizler ekmek alırken vergi ödüyorsunuz. Musluğu açarken 4 çeşit vergi ödüyorsunuz. Elektrik düğmesine bastığınızda 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Bu vergilerin nereye gittiği, nasıl harcandığı belli değil. Beşli çetelere gidiyor, onlar da yurt dışına gönderiyorlar. Onların yurt dışına gönderdikleri paraları biliyorum. 418 milyar dolar, 20 yılda götürdükleri para. O paranın tamamını alacağım ve sizlere vereceğim.
KİM KUL HAKKI YEDİYSE HESABINI VERECEKTİR
Sanıyorlar ki Bay Kemal bunların hepsini unutacak. Asla unutmayacağım. Söylüyorum, bir daha söylüyorum, Bay Kemal kul hakkı yemez ve kul hakkı yedirmez. Şimdi Allah aşkına, Cumhur İttifakı’ndaki genel başkanlardan birisi çıkıp biz kul hakkı yemeyiz ve kul hakkı yedirmeyiz diye bir şey söyleyebilir mi? Niye söyleyemiyor? O zaman ben bütün mütedeyyin kardeşlerime seslenmek isterim; kul hakkı yemek en büyük günahsa, en büyük günaha ortak olma kardeşim. Kul hakkı yiyenlere, giderken sandığa elini vicdanına koy ve oyunu ona göre kullan. Yeter artık, yiye yiye bitiremediler, Türkiye’yi tükettiler. Kim kul hakkı yediyse hesabını verecektir. Hiç endişe etmeyin.
Sevgili anneler, hanımlar; sizler mutfaktaki yangının hem tanıklarısınız hem en acı yaşayanlarsınız. Ben bunun farkındayım ve bilirim. Binlerce evde, milyonlarca evde doğru dürüst çorba bile olmaz. Çocuklarınızı okula gönderirken acaba beslenme çantasının içine neler koyayım diye düşünürsünüz. Ben bunun da farkındayım. Çocuğunun çantasına somun ekmeğinin yarısını kesip salça sürüp beslenme çantasına koyan anneleri de biliyorum. Büyük dramların yaşandığını da biliyorum. Sizler bu ülkenin büyümesi ve kalkınmasıyla beraber huzur içinde yaşamayı hak ediyorsunuz. Diyorlar ya sizlere ‘Bay Kemal gelince sosyal yardımları kesecek.’ Niye keseyim. Öyle yapmayacağım, tam tersini yapacağım. Her kadının bankada hesabı olacak ve onun durumuna göre en az asgari ücret kadar yoksul ailelerde hanımın banka hesabına düzenli para yatacak. İşçi, memur, emekli gibi gidecek parasını alacak, çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak.
Bunlar ne yapıyorlar? Efendim fakir aileleri diziyorlar, ondan sonra yardımları yapıyorlar, televizyon kameralarını çağırıyorlar bakın biz yardım yapıyoruz diye. Bunun tam tersini yapacağım. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Dolayısıyla huzur içinde gideceksiniz, sizin en büyük güvenceniz sosyal devlet olacak. O yüzden diyorum, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir Türkiye’yi bütün anneler için inşa edeceğim. Bunun sözünü veriyorum sizlere.
Bir şey daha. (Patates soğan güle güle Erdoğan sloganına karşılık olarak) Gençler güzel söylüyorsunuz da az önce söyledim, gönderecek olan sizsiniz. Sandığa gideceksiniz ve oy kullanacaksınız. Söz mü? Vallahi Türkiye’nin kaderini değiştireceksiniz. Türkiye’yi dünyanın en güzel, en huzurlu ülkesi yapacaksınız. KHK’lıları biliyorum. Sorunu çözeceğim. Onun sözünü verdim ben. Kim haksızlığa, zulme uğradıysa ben her zaman oy versin veya vermesin haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Benim felsefem bu. Kim haksızlığa uğradıysa onun yanında olacağım.
Emine Şenyaşar’a gittim. Çocukları ve eşi öldürülen Emine Şenyaşar’a gittim. 8 savcı dava açamıyordu korkudan. Gittim, milletvekili arkadaşlarımı görevlendirdim. Savcılar dava açmak zorunda kaldılar. Onun hakkını ve hukukunu bu kardeşiniz savundu ve savunmaya da devam edeceğim. Sizin sorununuza da gayet iyi biliyorum. KHK’lılar adalet istiyor diyorsunuz. Adalet, çok soylu bir kavramdır. Adalet, Sadi şöyle söyler İranlı bilge; ‘dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez.’ Bu kadar önemli bir kavramdır adalet. O nedenle adaleti getireceğim. Hiç unutmayın. Adalet için 450 kilometre yürüdüm, o yürüyüş bir başlangıçtı. Şimdi devam ediyoruz hep beraber. Adalet için devam ediyoruz.
Askere gidenler bilirler. Sınır kapılarında bir tabela vardır. ‘Sınır namustur’ diye yazar. Yani buradan hiç kimse geçemez demektir. Ancak izin alınarak geçilebilir. Şimdi hudutları yolgeçen hanına döndürdüler. Her önüne gelen geliyor. Bakıyorsunuz Afganlar da Suriyeliler de geliyor. Her yerden gelen var. Söz verdim, bir daha söz veriyorum, Adana Meydanı’ndan söz veriyorum, sözüm söz bütün Suriyeli kardeşlerimizi en geç iki yıl içinde ülkelerine uğurlayacağız. Asla ırkçılık yapmadan, onların bütün ihtiyaçlarını karşılayarak Avrupa Birliği fonlarıyla ve bizim müteahhitler yapacak. Onların can ve mal güvenliğini sağlayarak kendi ülkelerine uğurlayacağız, göndereceğiz. Arzu ederlerse Türkiye’ye turist olarak gelebilirler, düğünlerini burada yapabilirler. Zaten bizim herhangi sorunumuz yok. Siyaseti de 180 derece değiştireceğiz. Yandaşlardan yana değil, çevireceğiz, vatandaştan yana oyumuzu kullanacağız, hizmet vereceğiz.
Birleşe birleşe kazanacağız. Değil mi? Birleşe birleşe kazanacağız. Oylarımızı bölmeyeceğiz. Sandığa gideceğiz ve birleşe birleşe kazanacağız. Biz, 6 partinin lideri bir aradayız. Tek arzumuz var Türkiye’nin huzura kavuşması. Tek arzumuz var, Türkiye’ye demokrasinin gelmesi. Gençler bir tweet attığında anneleri, babaları hemen uyarıyorlar. Aman ha sakın yapma ya başın belaya girerse ya seni alır götürürlerse diye. Gençler size sözüm var Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olduğumda en rahat benim aleyhime tweet atabilirsiniz. En rahat beni eleştirebilirsiniz. Bunun sözünü veriyorum size. Size demokrasiyi, özgürlüğü, ekmeği, aşı, işi getireceğim. Yolsuzluk yapanların da burnundan fitil fitil getireceğim.
Kapanan belediyeler var malum. Kapanan belediyeler ne olacak diye referandum yapacağız. Halk istiyorsa açacağız. İstemiyorsa hiçbir sorunumuz yok. Ama kapanan adliye binaları var adaleti vatandaşın ayağına götüreceğiz. Kapanan adliye binalarını yeniden açacağız. Vatandaş gidecek hakkını, hukukunu orada arayacak başka bir yerde değil.
Havaalanı sorununuz var değil mi? Havaalanını kapatacağız diyorlar. Oy vereceksiniz; Bay Kemal gelecek Adana Havaalanı çalışmaya devam edecek. Hayır niye kapatıyorsunuz? Başka yerde de havaalanı yapabilirsiniz. Çünkü, burası büyük bir rant alanı olabilir. Birileri malı götürebilir. Bay Kemal bunu seyredecek. Hiç endişe etmeyin kapattırmayız orayı.
Zeydan Başkan metro yapmak istiyor onay alamıyor. Onların da nasıl olduğunu göreceksiniz. Ekrem Başkan, Mansur Başkan cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. O izin verilmeyen bütün yatırımların iznini alacak ve Adana’ya hizmet edecek.
Ben istemeyen iki temel aktör var. Bunlardan birisi beşli çeteler. Aman ha ne olursun Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olmasın. Olursa bizim halimiz perişan olacak. Söylüyorum… İster beşli çete olun ister elli beşli çete olun, kim soyduysa, kim kul hakkı yediyse hepsinin hesabını soracağım ve o paraların tamamını getireceğim. Gidecekler beyefendiler Amerika’da Manhattan’da gökdelen yapacaklar, Muhammed Ali Clay’ın çiftliğini satın alacaklar, Londra’da villalar yapacaklar Bay Kemal bunu seyredecek… Yerler mi? Yemezler. Hepsini son sentine kadar getireceğim. Ben sırtımı asla oraya dayamadım ki. Benim güvendiğim halk var. Namuslu insanları var.
kinci grup uyuşturucu baronları… Size söz veriyorum o uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım kökünü. Bizime evlatlarımızı zehirleyen o uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım. O konuda da endişe etmeyin. Birlikte beraber yapacağız.
Tarım konusunda oldukça zengin ve verimli bir bölge biliyorsunuz. Çukurova’yı benden daha iyi biliyorsunuz. Çukurova’nın temelinde yazarları, şairleri, romanları, sinemalarını biliyorsunuz. Burası kadim bir kent. Kadim bir kent Adana; görkemli bir kent. Çiftçi üretiyorsa, alın terinin karşılığını vermek zorundasınız. Dışarıdan buğday aldılar. Dışarıdan arpa, canlı hayvan, pamuk alıyorlar. Yahu Çukurova var; Harran Ovası var. Buralardan niye almıyorsun? Bu insanları niye toprağa küstürdük? Şundan bütün çiftçi kardeşlerim emin olsunlar: Dışarıdan değil, sen üreteceksin alın terinin karşılığını vereceğiz. Asla ve asla zarar etmeyeceğin bir modeli getireceğiz. Hiçbir çiftçi ektiği ürün dolayısıyla asla ve asla zarar etmeyecek. Ona kırmızı mazot vereceğiz. Yata hangi fiyattan veriyorsak çiftçiye de aynı fiyattan vereceğiz. Çiftçinin bankalara, Tarım Kredi Kooperatifine olan kredilerin faizlerini sileceğiz. Milli gelirin yüzde biri oranında teşvik edilmesi lazım. Parayı vermiyorlar, parayı vereceğiz. Bütün bunların tamamını yapacağız. Göreceksiniz bu ülke nasıl büyüyor; nasıl kalkınıyor, nasıl her evde huzur oluyor, göreceksiniz.
Birlikte dayanışma içinde yola çıktık ve finali bitirelim. Ne zaman bitireceğiz? Ayın 14’ünde gidiyoruz değil mi? Sandığa gidiyoruz. Oyumuzu kullanıyoruz. Sizden bir isteğim daha var. Giderken geçen dönem AK Parti’ye veya MHP’ye oy vermiş arkadaşımızı, dostumuzu bir şekilde ikna edeceğiz ve onlarla beraber gideceğiz; onlara şunu söyleyeceksiniz: Türkiye’nin huzura kavuşması için oyunu Bay Kemal’e vereceksiniz diyeceğiz.
Kadın bir şeyi kafasına koyunca onu mutlaka gerçekleştiriyor. Ben de eşimden biliyorum. Söz sahibi o. Biz konuşuyoruz ama asıl kararı veren o. Dolayısıyla bütün kadınlara güveniyorum. Bütün kadınların evinde huzur, bereket olsun istiyorum. Her şey çok güzel olacak.”