SEVDA KARACA: MEVCUT YASALAR SENDİKAL YETKİYE ENGEL
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, sendikal yetki ve TİS süreçlerine ilişkin yaşanan sorunları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a sordu.
Karaca verdiği yazılı soru önergesi ile Bakanlığın açıkladığı son veriye göre, SGK kaydı bulunan işçilerin yüzde 14,42’sinin sendika üyesi olduğunu, açıklanan son verilere göre Toplu İş Sözleşmesinden (TİS) yararlanan işçi sayısının 898.237 olduğunu ve TİS’ten yararlanma oranınınsa yüzde 6’nın altında olduğunu belirtti. Bu oranın İLO üyesi ülkeler arasındaki en düşük oranlardan birisi olduğunu söyleyen Karaca, bu tabloyu vahim olarak nitelendirdi.
Sendikal örgütlülük düzeyinin düşük olmasının en önemli nedenlerinden birinin, sendikaların yeni örgütlendiği işyerlerinde, ülke ve işyeri barajıyla birlikte yetki prosedürü olduğunu saptayan Karaca, “Yasadaki hatalı düzenleme ve bunun kötüye kullanımı nedeniyle işyerinde çoğunluk işçiyi üye yapan sendikalar yetki belgesi alamamakta ve TİS bağıtlanamamaktadır. TİS’ten yararlanma oranının bu denli düşük olması işçilerin çalışırken yasal haklarından dahi yararlanamamasını beraberinde getirmektedir. TİS hakkı kağıt üzerinde kaldığı için tüm dünyanın tersine bireysel iş hukukunun uygulama alanı genişlemiş, patronun karşısında birey olarak zayıf kalan işçilerin hakları sürekli ihlal edilir olmuş, haksız fesihler ve alacakları ödenmeyen işçilerin yoğunluğu nedeniyle iş mahkemeleri tıkanma noktasına gelmiştir.” ifadelerini kullandı.
Yetki İtirazı Sürecinde Sendikalı İşçiler İşten Atılıyor
Sendikal örgütlülüğünü sağlayan işçilerin TİS hakkına sahip olmasındaki en önemli engellerden birinin yetki itirazı sistemi olduğuna dikkat çeken Karaca, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun yetki itirazı ve sürecini düzenleyen 42. me 43. maddelerine atıf yaparak “Yasa uyarınca Bakanlığınız, bir sendikanın başvurusu üzerine, sendikanın işyerinde gerekli sayıda işçiyi üye yapıp yapmadığını ve yetkili olup olmadığını kayıtlar üzerinden tespit ettiğinde, bu tespiti başvuran sendikaya, ilgili işverene, işveren sendika üyesi ise işveren sendikasına ve işkolundaki kurulu işçi sendikalarına bildirmektedir. İşverenler, sendikanın yetkili olduğunu gösterir olumlu yetki tespitine karşı dava yolunu seçmekte, itiraz dilekçesini görevli makama (işyeri merkezinin bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü veya grup TİS’lerde Bakanlık) kaydettirdikten sonra mahkemeye vermektedir. İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurmaktadır. Yetki tespitine itiraz davalarının kesinleşmesi yılları almaktadır.” dedi.
Bu süreç içerisinde işyerindeki sendika üyelerinin işten çıkartıldığı, istifaya zorlandığı, sendikanın etkinliğinin zayıflatıldığını belirten Karaca, mevcut mevzuat ve uygulama çerçevesinde, sendikal örgütlenme olmayan işyerlerinde örgütlenmek, yetki almak ve TİS imzalamanın neredeyse imkansız hale geldiğini belirtti.
Karaca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan’ı Işıkhan’dan şu soruların yanıtını istedi:
1- 2020, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında bir işçi sendikasının daha önce yetkili olmadığı işyerleri dikkate alınarak, ilk kez yetki tespiti için başvuru yapılan işyeri sayısı ve bu işyerlerindeki toplam işçi sayısı ne kadardır?
2- 2020, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında, ilk kez yetki tespitine konu olan işyerlerinden kaç tanesinde, işverenler tarafından çoğunluk tespitine (yetkiye) itiraz edilmiş ve dava açılmıştır?
3- Bu yetki davalarından ne kadarı sonuçlanmış; sonuçlanan davaların ne kadarı reddedilmiş, ne kadarında yetki tespiti iptal edilmiştir?
4- İtirazın reddedilmesiyle kesinleşen yetki tespiti sonrasında kaç işyeri için yetki belgesi düzenlenmiştir?
5- İtiraza konu olan işyerlerinden kaç adedinde nihayetinde Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanabilmiştir?
6- Yetkiye itirazın, yetki işlemlerini durdurması düzenlemesinin yol açtığı vahim tablo karşısında, Bakanlığınız itirazın kendiliğinden yetki işlemlerini durdurmaması, yetki işlemlerinin ancak mahkeme kararıyla durdurulabilmesi yönünde mevzuat değişikliği dahil herhangi bir çaba içerisinde olmuş mudur?