Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, Hacettepe Üniversitesi’nde öğrenci yurtlarına yapılan yüzde 44 zammı ve 4 yıldan fazla kalmış öğrencilerin yurttan faydalanmasının önünün kesilmesini Meclis gündemine taşıdı.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Kadıgil, “Zam ve artık yıl kararlarıyla kaç öğrencinin barınma hakkı elinden alınmıştır?” diye sordu.
Öğrencilerin barınma sorununa dikkat çeken Kadıgil, şu sözlere yer verdi:
“Hacettepe Üniversitesi yeni eğitim öğretim yılına girmeye çok az kala üniversite bünyesinde bulunan yurtlarda ücretlere yüzde 44 oranında zam yapmakla birlikte yurtlarda 4 yıldan fazla kalmış olan öğrencilerin yurtlardan faydalanamayacağını duyurmuştur.
Üniversite yönetimi tarafından 17 Ağustos'ta yapılan açıklamada, kararın mevcut ‘imkanlar’ ve ‘hakkaniyet’ esasına dayandığı ve ‘anlayış beklediği’ belirtmiştir.”
‘KAÇ ÖĞRENCİ ALINAN BU KARARLA YURTSUZ KALACAKTIR?’
Kadıgil bu bağlamda Bak’ın yanıtlaması için şu soruları sordu:
1) Üniversite yönetimi tarafından alınan zam ve artık yıl kararlarıyla kaç öğrencinin barınma hakkı elinden alınmıştır?
2) Bütün dünyayı etkisine alan pandemi nedeniyle dönem uzatmak zorunda kalan kaç öğrenci alınan bu kararla yurtsuz kalacaktır?
3) 11 ili etkileyen deprem nedeniyle, eğitim öğretimine ara vermek zorunda kalan kaç öğrenci alınan kararla yurtsuz kalacaktır?
4) Merkezi Bütçe’den en yüksek payı alan üniversiteler arasında yer alan Hacettepe Üniversitesi, son 10 yılda, öğrencilerin barınma sorununu çözmeye yönelik kapasite arttırımı için, yıllar bazında, ne kadar bütçe almış, alınan bütçelerden ne kadarını yurt sorununu çözmeye ayırmıştır?
5) Hacettepe Üniversitesi yönetimi, önümüzdeki eğitim öğretim yılında öğrenci kontenjanını ve yurt kapasitesini gözeten bir planlama faaliyeti yürütmekte midir?
6) Yaşanan ekonomik kriz yüksek enflasyon ve kiradaki fahiş artışlar göz önüne alındığında eğitim öğretimini sürdürmekte büyük zorluklar yaşayan öğrencilerin sokağa atılması “hakkaniyetli” midir? Öğrencilerden beklenen “anlayış” tam olarak nedir?