Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte üniversitelerde düzenlediği “Umre Ödüllü Gençlik Bilgi Yarışması”na sert tepki gösterdi. Eğitim Sen, bu uygulamayı yükseköğretim kurumlarında bilimsel ve özgür düşüncenin yerine dini ve ideolojik dayatmaların yerleştirilmeye çalışılmasının bir örneği olarak değerlendirdi.
“Bilimsel ve Özgür Üniversite Anlayışına Aykırı”
Eğitim Sen’in açıklamasında, 18 Kasım 2024 tarihli YÖK yazısıyla üniversitelere duyurulan yarışma, hükümetin yükseköğretimde yaşanan sorunları göz ardı ederek ideolojik etkinliklere öncelik verdiğinin kanıtı olarak gösterildi. Sendika, barınma, beslenme ve ulaşım gibi en temel sorunlarla boğuşan öğrencilerin öncelikli ihtiyaçlarının görmezden gelindiğini belirtti.
Açıklamada, “Üniversiteler bilimin, eleştirel düşüncenin ve özgür araştırmanın merkezi olmalıdır. Ancak bu tür etkinliklerle üniversiteler, ideolojik dayatmaların alanı haline getiriliyor. Farklı inanç ve yaşam tarzlarına sahip bireyler dışlanmakta, eğitimin laik niteliği aşındırılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
“Kamu Kaynakları İdeolojik Amaçlarla Harcanıyor”
Sendika, üniversitelere ayrılan kamu kaynaklarının her geçen gün azalmasına rağmen, bu tür etkinliklere bütçe ayrılmasını eleştirdi. Öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirten Eğitim Sen, “İdeolojik amaçlarla yapılan bu tür harcamalar kabul edilemez” dedi.
“YÖK Akademik Özgürlüklerin Önündeki En Büyük Engel”
Eğitim Sen, devletin üniversiteler üzerindeki müdahale aracı olan YÖK’ün, akademik özgürlüklerin önündeki en büyük engel olduğunu vurguladı. Açıklamada, “YÖK kaldırılmadan, üniversitelerin asli işlevlerini yerine getirmesi mümkün değildir. Ancak YÖK’ün kaldırılması tek başına yeterli değildir. Piyasacı ve muhafazakâr yaklaşımların hakim olduğu bu düzen kökten değişmelidir” ifadelerine yer verildi.
Eğitim Sen’den Talepler
Eğitim Sen, açıklamasında şu talepleri sıraladı:
- Üniversitelerin bilimsel, demokratik, eşit ve anadilinde eğitim veren kurumlar haline getirilmesi,
- Kamu kaynaklarının ideolojik etkinliklere değil, öğrencilerin temel ihtiyaçlarına yönlendirilmesi,
- Akademik özgürlüğün sağlanması ve laik eğitim ilkesinin korunması.
Eğitim Sen, bu doğrultuda mücadelesini sürdüreceğini belirterek, tüm kamuoyunu üniversitelerdeki bu tür dayatmalara karşı duyarlı olmaya çağırdı.