Aralık ayından itibaren  ekranlarımızda ana haber bültenlerini her açtığımızda, Çin’de  cerrahî maske takan &cc...

Aralık ayından itibaren  ekranlarımızda ana haber bültenlerini her açtığımızda, Çin’de  cerrahî maske takan çaresiz çekik gözlü insanlar görüyorduk. Sonra aynı durumu Avrupa’da görmeye başladık. İnsanlar toplu halde ölmeye başlamıştı. Virüs bizden uzakta olduğu için sorun etmiyorduk. Uzak diyarların çekik gözlü insanları öylece yığılıyorlardı oldukları yere. İtalya ve İspanya’da ise insanlar yoğun bakımlarda yerlerde ölüyorlardı.  Komşumuz İran’da salgın meclise kadar sıçramış, milletvekilleri ölüyordu. Her taraf karantina alınmaya başlamıştı. Önceleri hastalığı önemsemeyen Dünya Sağlık Örgütü salgını pandemi olarak ilan etmek zorunda kalmıştı. Olay giderek trajik hal almaya başlamıştı. Stalin’in “bir insanın ölümü trajiktir, on insanın ölümü dramatiktir, bir milyon insanın ölümü ise sadece bir istatistiktir” sözü giderek doğrulanmaya başlanmıştı. Televizyonlarda artık her gün istatistikler veriliyordu. Bulaşıcılığın ve önlem almanın en önemli nesnesi ise maskeydi. 


Maske kullanımı insanlık tarihi kadar eskiydi. Tarih boyunca dinsel, kültürel ve sanatsal etkinliklerde kullanılan maskeler  yüzyıllardır insanların ilgisini çekmekteydi. Bu açıdan bakıldığında, maskeler, kullanım amaçlarına göre:  Kimliği gizleme amaçlı,  Büyü ya da kutsal amaçlı,  Korunma amaçlı,  Korkutma amaçlı,  Süslenme amaçlı olarak kullanılmaktaydı. 20. Yüzyıldan itibaren ise maskelerin en çok kullanıldığı yerler ameliyathaneler ve yoğun bakımlardı. Böylece maskeler asıl kullanılacağı yaerlerde kullanılmaya başlanmıştı. İlk maskenin ne zaman yapıldığını bilmek kuşkusuz imkansız, ama Fransa'da bulunan ve M.Ö. 20.000'e ait bir mağaranın duvarında maske takan insan figürlerine rastlanmıştı.  İlkel çağlarda maskeler bir öyküde anlatılmak istenen canlıyı tarif edebilmenin en iyi yolu olarak kabul edilmişti. Bazı dinlerde ise maske takanın maskenin temsil ettiği güce kavuşacağına inanılmıştı. Hastalıkların savılmasında da maskeler kullanılmış, hastalığın kötü ruhtan kaynaklandığı ve eğer maske takılırsa kötü ruhun kişiyi tanıyamayacağına inanılmıştı. Şamanizmde şamanlar öte dünyaya yolculuk yapmak için maske takarlarken,  Latin Amerika'da Hıristiyanlarca düzenlenen dinsel festivallerin bazılarında  maske takılmaktaydı. 


Henüz tıp bilimi ve cerrahi gelişmediği için cerrahi maskeler de bilinmiyordu. Bunun  için 19. yüzyılın gelmesi beklenecekti. Günümüzün konusu olan cerrahi maskeler ise  bugüne kadar gelene kadar bir çok aşamalardan geçmişti.  İlk olarak cerrahi sepsisi kontrol etmek için   kullanılmıştır. 1897'de Johann von Mikulicz Radecki tarafından gazlı bez tabakalarından oluşmuş cerrahi maske tanımlanmış, aynı yıl C. Fluegge,  insan solunumunun cerrahi yara sepsinine neden olabileceği tehlikesine dikkat çekerek,  konuşma esnasında  burun ve ağızdan, bakteri yüklü damlacıkların yayılabileceğini bu yüzden etkili bir yüz maskesi ihtiyacına gereksinim olduğunu bildirmişti. 1898 yılında W. Huebner ameliyatlarda burnu kapatan iki kat gazlı bezden yapılmış maskeler  kullanılmasını önermiş, yıpranmış maskelerde burunda toplanan nemin ve maskenin etkisinin azaldığını gazlı bezin katmanlarının arttırılması gerektiğini göstermişti.  1905 yılında A. Hamilton kızıl ateşinin damlacık enfeksiyonu yoluyla bulaştığını  belirterek  maske takılmasını tavsiye etmiş, aynı zamanda  hemşirelere ve doktorlara ameliyat sırasında ağız ve burundan damlacık enfeksiyonu tehlikesine karşı ameliyat hazırlık prosedürleri, aseptik teknikler, steril pansumanları öğretmişti.   1906 yılında B.G. Moynihan da ameliyat esnasında cerrahi maskelerin kullanımını  savunmuştu. 1918'de G. H. Weaver, görevliler tarafından çift tabakalı kalın maskeleri taktıktan sonra iki yıllık bir süre boyunca difteri insidansı düştüğünü ve  enfekte hastaların oranının sıfıra yakın  azaldığını bildirmişti.  Daha sonra ki yıllarda birçok araştırmacı enfeksiyona karşı korunmada   yüz maskelerinin kullanılmasının  değerini doğrulamış ve zamanla kullanım alanına göre  birçok maske türleri yapılmıştır. 


Maskelerin tıpta veya ameliyatlarda kullanılması en son sırada olmasına rağmen en çok kullanılan alan olmuştu. En son 20. yüzyılın  başında İspanyol gribinde önemine varan maskelere salgından sonra yine moda veya sanatsal amaçlar için kullanılıyordu. Son zamanlarda ise en çok konuştuğumuz konuların başında maskeler gelmekte. Aylardır televizyonlarda bir taraftan  maskelerin nasıl kullanılacağı anlatılmakta iken, bir tarafta da maskelerin posta ile dağıtılmasından tutunda eczaneler tarafından dağıtılacağına kadar bir sürü spekülasyon dolaşmaktaydı. Bugüne kadar sadece tıbbın hizmetinde olan ve ameliyathanelerden çıkmayan maske şimdi sokaklarda dolaşmakta, bazen ülkeler arası kavgaya bile neden olmaktaydı.  Belki de hiçbir çağda bu kadar gereksinim olmayan maskeler günümüzün en önemli stratejik ihtiyaç malzemesi haline gelmişti.