Günümüzde gelişmiş ülkelerde  bir çok ülke bu alanda, gelişme stratejilerini kültür üzerinde  durarak yoğun bir oluşumda ve çalışmada bulunmaktadır.

Kültürel miras veya kültür mirası daha önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş, ve evrensel değerlere sahip olmuş eserlere somut veya somut bağlamda ananelere verilen genel bir isimdir.

Kimi zaman doğasal bir yapı olabildiği gibi kimi zaman yüzyıllardır yaşayan bir anıt ağaç olma durumudur. Kimi zamansa gelenek ve göreneklerden oluşan bir kavramdır.

Sözlü anlatımlar, sözlü gelenekler, görsel sanatlar, toplumsal uygulamalar, ritüeller, festivaller bu kavramın içinde yer alan oluşumlardır.

Bununla birlikte bu kavramın oluşturduğu bir endüstri yapı ve ekonomik boyutu da  vardır. Bu varlıklar geçmişten gelmiş olsa da gelenek öngörüsüyle geniş bir alanı kapsamaktadır.

Kültür ve ekonomi arasındaki ilişkisi üzerine yapılan çalışmalarda , kültür unsurlarının tümünü kapsayan alanlar , bu sektörün, doğrudan ve dolaylı katkıları ile gelişmelerine  yardımcı olup  aynı zamanda da turizm sektörü ve tanıtım  hizmetleri ile kent ekonomisini desteleyecek bir alan oluşturmaktadır.

Günümüzde gelişmiş  ülkelerde  bir çok ülke bu alanda,  gelişme stratejilerini kültür üzerinde  durarak  yoğun bir oluşumda ve çalışmada bulunmaktadır.

Yapılan bir çok araştırmada sosyal dönüşümün vazgeçilmez parçası haline gelmiş kültür varlıklarının ekonomik anlamda ülkelere fazla katkıda bulunduğu ortaya çıkmıştır.

Ülkeler ekonomisini, gelişme stratejilerini, kültür üzerinden yoğunlaştırmıştır. Günden güne değeri, artan kültürün  mevcut durumu ve konumu  ülkelerin gelişmesi bağlamında, sadece somut kültürden ve manevi yönden  sınırlı kalmamakla birlikte, ülkeler ekonomisi açısından büyük katkı sağlamaktadır.

Kültür varlıklar mirasları, pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin iktisadi büyüme istihdam üzerine fazlaca  rolü olduğu aşikardır.

Ekonomik anlamda maddi getiriyle birlikte ,turizm ve kültür endüstrisine  kadar geniş bir alanda  kendini göstermektedir.

Kültürel değerlerin ekonomiye katkıda bulunması için, bir çok oluşumun desteğine ihtiyacı vardır.

Örnek vermek gerekirse, yerel idareler, vakıflar, dernekler, meslek odaları ,merkezi idareler bu alanda fazlaca rol oynamaktadır.

Görsel sanatların da içinde yer aldığı  bu düzlemde ,şgücü, üretim, dağıtım, sergileme, satış ve pazarlama verilerden oluşan bu yaptırımların ekonomiye fazlaca katkıda bulunması gerekmektedir.

 Aynı zamanda  kültürler arası, ülkeler ve kıtalar arası sosyal bir iletişim biçimidir.

Sosyal iletişimin  güçlü olabilmesi ülkelerin  bu alanda yaptırımlarının güçlü olmasına bağlıdır. Güçlü olan bu yaptırımlar da ekonomiye doğrudan fayda sağlamaktadır.

Kültür, yaratıcı bir anlamın gelişmesini sağlayarak istihdam yaratır ve farklı bakış açılarına sahip ülkeler için olumlu anlamda imaj iyileştirici olarak gerçekleşir. Ve böylelikle ilgi duyularak, merak edilen, görünmek istenen bir alana çeker,turizmin gelişmesine ve böylelikle ekonomiye detaylı yoldan tekrar fayda sağlamış olacaktır.

Günümüzde turizmin etkilediği, ekonomik, sosyal kültürel ve politik faktörler ile uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerde   ülkelere turizm konusunda yeni kapılar açmaktadır.

Turizmin kültürel değerler üzerinde en önemli etkisi,

Ekonomik gelişme,

Ve bölge halkının yaşam seviyesininin  kalitesini arttırmakla birlikte, yeni iş olanakları da sağlamaktadır.

Yatırımlar uzun vadede ekonomik gelişmeye  fazlaca katkı sağlamaktadır.

Sosyoloji

Sanat

Edebiyat

Tarih,

gibi sosyal bilimlerde, planlama ve tasarım disiplini gibi sayısal bilimlerin ortak olgusudur.

 Çok fazla geniş yelpazeye sahip olduğu için henüz keskin şekilde  bu bilinç tam olarak yerleşememiştir.

Bunun iyileşebilmesi, anlam kazanılması için bu alanda  çalışmaların fazlalaşması gerekmektedir.

Bu bağlamda, kültür sektörünün ekonomik organizasyonu ,yaratıcılık ve özgünlük temelinde görev dağılımı yaparak, canlandırmaya ve üstünde fazlasıyla çalışmayı gerektirmektedir.

Mesela yerel  yönetimlerdeki kent konseylerine bu bağlamda fazlaca görev düşmektedir.

Çünkü kentler sadece meydana getirdikleri kültürle ekonomik faaliyetin merkezi değil, aynı zamanda kültürlerin  de merkezini oluşturmaktadır.

Milli değerlerin küreselleşme  karşısında yobazlaşarak yok olmaması için sürdürülebilir bir şekilde yerel politikalardan önceliği olacak şekilde  başlanarak, desteklenerek  kültür turizmini geliştirilebilecek etkiyle çalışmaların sürdürülmesi gerekmektedir.

Böylelikle kültür mirası korunarak, değerlenerek, önem kazanacak ve dünyaya duyurularak ,merak uyandırılarak ,turizmin  ekonomiye getirisi olacaktır.

Kültür ekonomisi medeniyetlerin ve üzerindeki toplumun kültürleri ile yaşadıkları  mekanları, şehirleri ve bu arada gerçekleşen yaşamı deneyimleyerek gelecek kuşaklara aktarmak temelinde şekillendirerek ekonomiye fırsat vermektedir.

Bir ülkenin kültür sermayesi kültürel varlıkları olup farklı ve çeşitli kültür varlıklarını pazarlamaya önem vermektedir.

Kültür turizmi sınıflandırılmaya çalışılmış ve  aşağıdaki tablo ortaya çıkmıştır.

Bununla birlikte Turizm kaynakları da aşağıdaki tablo da örnek olacak şekilde yer almıştır.

Bu bağlamda Kültür ve Turizm ilişkisinin birbirinden ayırmamak gerektiğini, ekonomiye daha fazla  nasıl katkı sağlaması gerektiğini, profesyonel bir şekilde  çalışarak  ortaya çıkarmak gerekmektedir.

Kültür ve turizm bir araya geldiğinde, ülkelerin birçok açıdan kazanç sağlayabileceğini söylemek mümkündür.