SOLUNUM DERNEĞİ TÜSAD ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA YAPTI: Her soğuk algınlığı grip değildir, tedavisi farklı olabilir!

Son günlerde artan solunum yolu şikayetlerinin, grip (influenza), domuz gribi ve soğuk algınlığı (nezle) gibi farklı hastalıklara işaret edebileceğini belirten Doç. Dr. Nigar Dirican, bu hastalıkların benzer belirtiler göstermelerine rağmen her birinin farklı hastalıklar olduğuna dikkat çekti.  TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu olarak güncel gelişmeler hakkında bilgi veren Dirican, doğru teşhis ve tedavinin önemini vurguladı.

NEDEN AĞLIYORUZ? NEDEN AĞLIYORUZ?

Hemen her kış mevsiminde olduğu gibi bu yıl da grip ve benzeri hastalıklarda bir artış gözlemleniyor. Bazı hastalar hastalığı hafif geçirirken, bazıları daha ağır belirtilerle karşılaşmaktadır. Doktora danışmadan antibiyotik kullanmaya başlayan çoğu hasta, ilaçların fayda etmemesinden yakınıyor. Oysa hastalığa neden olan etkenler farklılık gösterebiliyor, her soğuk algınlığı grip (influenza) olmadığı için iyileşme süreleri de değişebiliyor. Bu dönemde en çok görülen hastalıklar olan soğuk algınlığı, grip ve domuz gribi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Nigar Dirican, nedenlerine göre tedavinin de farklı olabileceğini belirtiyor.

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) İnfeksiyon Çalışma Grubu olarak son günlerde yaşanan vakalar hakkında bilgi veren Doç. Dr. Nigar Dirican,  aile hekimlerine grip benzeri hastalık şikayetleri (ateş veya ateş hissi, kırgınlık, kas ağrısı, baş ağrısı, öksürük, boğaz ağrısı) ile başvuran hastalardan alınan solunum yolu örneklerinde saptanan etkenleri: İnfluenza A (en sık İnfluenza A(H1N1), yani Domuz gribi), Rhinovirus (soğuk algınlığının başlıca nedeni), insan coronavirusler,  SARS-CoV-2 (COVID-19) ve Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV) olarak sıraladı.

BENZER BELİRTİLER OLABİLİR

“Grip, COVID-19 ve diğer solunum yolu virüslerinin benzer belirtilerle kendini göstermesi nedeniyle, doğru teşhis ve tedavi için dikkatli olunması gerekiyor” diyen Dirican, bu nedenle, grip benzeri şikayetler yaşayan kişilerin sağlık kuruluşlarına başvurmasının, bu virüslerin yayılmasını engellemek ve doğru tedavi almak için önemli olduğunu kaydetti.  Dirican, ayrıca, koruyucu önlemler almanın, maske kullanımının ve hijyen kurallarına uymanın bu virüslerin yayılmasını azaltmaya yardımcı olabileceğini hatırlattı.

Halen ülkemizde yaygın olarak görülen solunum yolu hastalıklarını ele alan Dirican, şu bilgileri paylaştı:

Grip (influenza) nedir? Nasıl bulaşır?

Mevsimsel grip (influenza), her yıl özellikle sonbahar ve kış aylarında yaygınlaşan, influenza virüslerinin neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur.

Virüs, öksürük ve hapşırıkla havaya karışan damlacıkların sağlıklı bireyler tarafından solunum yoluyla alınmasıyla bulaşmaktadır. Ayrıca, damlacıkların bulaştığı yüzeylere temas sonrası ellerin ağız, burun veya göze sürülmesiyle de bulaşabilir. Tokalaşma, öpüşme ve yakın mesafede konuşma gibi davranışlar da bulaş yollarıdır. Virüs, kapı kolu, masa, bardak gibi yüzeylerde 2-8 saat canlı kalabilir.

Grip belirtileri nelerdir?

Grip belirtileri, virüsün vücuda girmesinden sonraki 1-3 gün içerisinde ortaya çıkar. Grip, ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları ve yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterir. Şikâyetler genellikle 7 gün sürer, ilk 2-3 gün içerisinde şiddetlenir ve sonrasında düzelme başlar, ancak iyileşme süresi 1- 2 haftaya kadar da uzayabilir. Hasta kişiler belirtilerin ortaya çıkmasından 1 gün öncesinden başlayarak hastalığın 5.-7. günlerine kadar bulaştırıcıdır. Grip, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler için daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Grip nasıl tedavi edilir?

Gribe yakalanan kişiler, dinlenmeye özen göstermeli ve tedaviye erken başlamak için hekimine başvurmalıdır. Yeterli miktarda su içmek, vücudun susuz kalmaması için önemlidir. Ağrı kesiciler, ateşi düşürmeye ve vücut ağrılarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Grip virüsüne karşı etkili olan antiviral ilaçlar, şikayetlerin süresini kısaltabilir ve şiddetini azaltabilir. Bu ilaçlar, genellikle ilk 48 saat içinde başlandığında en etkili olur. Grip tedavisinde antibiyotikler genellikle kullanılmaz çünkü grip virüs kaynaklıdır ve antibiyotikler sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkilidir.

Gripten nasıl korunmalıyız?

Gripten korunmanın en etkili yolu, yıllık grip aşısı yaptırmaktır. Aşının koruyucu etkisi, aşı yapıldıktan iki hafta sonra başlayacağı için aşının en uygun zamanı Ekim ve Kasım aylarıdır, fakat grip sezonu boyunca yapılabilir. Ayrıca, ellerin sık sık yıkanması, kalabalık ortamlardan kaçınılması ve sağlıklı bir yaşam tarzı, gripten korunmada önemli adımlardır.

Domuz gribi nedir?

Hayvanların kendi grip virüsleri vardır ve genellikle bu virüsler insanlara bulaşmaz. Ancak geçmiş yıllarda hayvanlardaki grip virüslerinin yapısal değişikliğe uğrayarak insanlara bulaşabildiği ve hastalığa yol açabildiği görülmüştür. Domuz gribi, H1N1 influenza A virüsünün neden olduğu bir grip türüdür. 2009 yılında Meksika'da insanlara bulaşarak küresel bir salgına yol açmıştır. Sonraki yıllarda, domuz gribi virüsü mevsimsel grip etkenleri arasında yer almıştır.

Domuz gribi, klasik grip belirtilerine benzer şekilde ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrıları ve yorgunluk gibi semptomlara yol açar. Yüksek risk altındaki gruplarda (yaşlılar, çocuklar, hamileler ve kronik hastalığı olanlar) daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Aşı ve antiviral tedavi ile korunulabilir ve tedavi edilebilir.

Soğuk algınlığı (nezle) nedir?

Üst solunum yollarını etkileyen viral bir enfeksiyondur. En yaygın nedeni rinovirüslerdir, influenza dışında 200’e yakın virüs nezleye yol açabilir. Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı, hapşırma, hafif baş ağrısı, öksürük ve hafif ateş gibi belirtilerle kendini gösterir. Genellikle hafif seyreder ve 7-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir.

Tedavi, semptomları hafifletmeye yöneliktir ve bol sıvı tüketimi, dinlenme, ağrı kesiciler ve burun tıkanıklığını giderici spreyler veya damlalar kullanılabilir. Ancak antibiyotikler nezlenin tedavisinde etkili değildir, çünkü nezle viral bir enfeksiyondur.

TÜSAD HAKKINDA

Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 6.000’e yakın üyesi ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Alanında Türkiye’nin en büyük ve köklü kuruluşu olan TÜSAD, toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürütüyor. “Tükenmeyen nefesle” sloganı ile 55 yıllık geçmişinde 46 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresine imza atan TÜSAD, mesleki eğitim çalışmalarının yanı sıra bilinçlendirme ve farkındalık projelerine de büyük önem veriyor.

Editör: Haber Merkezi