Ali Kaya Vurgeç; "Biz Dersimliler ve Dersim dostları olarak. Demokrasiye, emeğe, barışa ve doğaya karşı darbe anlamına gelen kayyımlara karşı hep birlikte verdiğimiz mücadeleden geri adım atmayacağız. Kazanana kadar direnişimize, mücadelemize devam edeceğiz. Kayyımlar gidecek, biz kalacağız."
Adana Alevi Platformu Salmanı Pak Kültür Merkezi önünde, "Kayyım Rejimi Halk İradesine Darbedir" başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi. Adana Alevi Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin İncesu tarafından yapılan bilgilendirme konuşmasının ardından Dersimliler Derneği Başkanı Ali Kaya Vurgeç ortak açıklamayı okudu.
Vurgeç; "AKP-MHP iktidarı belediyeler üzerinde sallandırdığı kayyım sopasından vazgeçmiyor" dedi.
Ali Kaya Vurgeç konuşmasına şu şekilde devam etti;
Önce Hakkari, sonra Esenyurt, ardından Mardin, Batman ve Halfeti ve şimdi de Dersim ve Ovacık'ın halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarını görevden almış, yerine de kayyımlar atanmıştır. Halkın iradesini, seçme seçilme hakkını ayaklar altına alan kayyım politikaları yeni değil. AKP-MHP iktidarı kaç kere kayyım atarsa atasın, bu belediyeleri her seçimde yeniden daha büyük farkla kaybediyorlar. Halk iradesine daha güçlü şekilde sahip çıkıyor, kayyım politikalarını tarihin çöplüğüne gömüyor.
Anti-demokratik uygulamaların, en karanlık darbe günlerini bile geride birakan AKP-MHP iktidarının kayyım atamalarıyla 31 Mart’ta kaybettiği belediyelere karşı gasp planları yaptığı ortadadır. Kayyım atamalarını olağan hale getirmeyi, toplumu kayyım rejimine alıştırmayı ve halk iradesini gasp etme planlarına karşı çıkışı önlemeyi hedefliyorlar. Kendi baskıcı iktidarlarını sürdürmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bizler biliyoruz,
Kayyım rejimi en başta seçmen iradesine darbe demektir.
Kayyım rejimi demokrasi ve hukukun askıya alınması demektir.
Kayyım rejimi halka değil ihalecilere, rantçılara hizmet demektir.
Kayyım rejimi iktidarın yolsuzluk düzeninin devamı demektir.
Kayyım rejimi kamu hizmeti değil, sadaka düzeni demektir.
Kayyım rejimi kadınların, gençlerin ve toplumun ezilen kesimlerinin haklarına sahip çıkan değil, her adımda onları kısıtlayan yerel yönetimler demektir.
Kayyım rejimi baraj ve HES demektir,
Kayyım rejimi madenlerle Doğanın yağmalanması demektir
Kayyım rejimi inancımızın asimile edilmesi demektir.
Kayyım rejimi Dilerimizin yasaklanması demektir.
Milletvekilleri türlü hukuksuzluklarla hapse atılırken, belediyelere siyasi operasyonlarla kayyım atanırken seçme seçilme hakkından söz edilemez. Seçme seçilme hakkının tanınmadığı bir durumda da demokrasiden söz edilemez. Dersim halkı olarak olarak iktidarın dayattığı kayyım rejimini kabul etmiyoruz. Haklarımızın gasp edilmesine alışmayacağız. Hukuksuz operasyonlara son verilmeli, seçilmiş belediye başkanları derhal görevlerine iade edilmelidir. Kayyım politikaları terk edilmeli, ve halkın iradesi tanınmalıdır.
Sandıkta kaybedileni demokrasi dışı yollarla gasp etmeye çalışmak, bunu alışkanlık haline getirmek, rejimin siyasal ahlak düzeyinin de göstergesidir.
Biliyoruz ki, kayyım politikası ülkede demokrasiden, barıştan, emekten yana olan herkese verilmiş bir gözdağıdır. Geçen dönem atanmış olan belediye kayyumları “görevden alma, mobbing, görev değişikliği, imzalanan toplu sözleşmelerin iptal edilmesi, sendikal ayrımcılık” gibi birçok baskıcı ve keyfi uygulaması ile hafızalardaki yerlerini korumaktadır.
Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla, baskı ve zor yöntemleriyle muhalif siyasetçileri etkisizleştirme anlayışı terk edilmelidir.
Biz Dersimliler ve Dersim dostları olarak. Demokrasiye, emeğe, barışa ve doğaya karşı darbe anlamına gelen kayyımlara karşı hep birlikte verdiğimiz mücadeleden geri adım atmayacağız. Kazanana kadar direnişimize, mücadelemize devam edeceğiz.
Kayyımlar gidecek, biz kalacağız.