Meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini konuyu takip etmeye, toplantılarda dile getirdikleri önerilerin stratejik plana yansıyıp, yansımadığını izlemeye, tepkilerini kamuoyu ile paylaşmaya davet ediyoruz.
ADANA EKOLOJİ PLATFORMU YAPTIĞI YAZILI AÇIKLAMADA, "ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ “HALKIN KATILIMINI” SAĞLIYOR MU, GERÇEK DURUM NEDİR?" SORULARINI SORDU.
Platform konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı;
Belediyelerin yerel seçimlerden sonra, en geç 6 ay içinde, seçilmiş belediye yöneticilerinin görev süresi içinde yapacaklarını yazıya döken 5 yıllık stratejik plan yapmaları yasa gereğidir. Aynı yasaya göre, belediye bütçesi de bu plana uygun yapılır. Bir başka deyişle, belediye gelirlerinin nerelere harcanacağı yapılacak bu plana uygun olacaktır. 5 yıllık stratejik plan bu yönüyle halkı çok yakından ilgilendirir.
Önce yasayı hatırlayalım.
2005 yılında kabul edilen belediye yasasının ilgili maddesi:
Madde 41- Belediye başkanı, mahalli idareler genel seçimlerinden itibaren altı ay içinde; kalkınma planı ve programı ile varsa bölge planına uygun olarak stratejik plan ve ilgili olduğu yıl başından önce de yıllık performans programı hazırlayıp belediye meclisine sunar.
Stratejik plan, varsa üniversiteler ve meslek odaları ile konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanır ve belediye meclisi tarafından kabul edildikten sonra yürürlüğe girer.
Stratejik plan ve performans programı bütçenin hazırlanmasına esas teşkil eder ve belediye meclisinde bütçeden önce görüşülerek kabul edilir.
Bu yasa 20 yıldır yürürlükte olduğu halde, şimdiye kadar gereği yapılmamış, ilgili kurumların görüşü alınmadan, bir iç uygulama olarak konu belediye içinde halledilmiştir. Çoğu belediye halen bu şekilde davranmaya devam etmektedir. Nihayet, bu sene bazı muhalif belediyelerin yasayı gerektiği gibi uygulamaya çalıştıklarına tanık olmaktayız. Adana Büyükşehir Belediyesi de bunların arasındadır. Stratejik plan için önce bazı akademisyenlerin yardımıyla “Varsıl, Güvenli ve Keyifli bir Adana” başlığı ile bir “taslak rapor” hazırlandığını gördük. Bu taslak plan, plan olmaktan çok seçim vaadleri toplamına benziyordu. Oysa, plan önümüzdeki beş yıllık çalışma döneminde yapılması düşünülen işlerin, hedeflerin yıl yıl ve ay ay dökümünün yapıldığı, gerçekleşme oranının ölçülebildiği somutlukta olmalıdır. Gönlünüzden geçenlerin başlıklar halinde sıralandığı metne “plan” denilemez. Denilebilir ki, adı üzerinde bu bir “taslak rapor”dur. Hayır, öyle değil. Bu taslak rapor meslek odaları ile yapılan ilk toplantıda tartışılmış olmalıdır. Daha sonra, sivil toplum örgütleri ile yapılan toplantıda da aynı rapor tartışıldı ve öneriler alındı. Son olarak, geçtiğimiz Pazar günü toplanan “halk jürisi”nde de kelimesi kelimesine aynı taslak raporun oylanarak kabul edilmiş olduğunu basından öğrenmiş bulunuyoruz. Bu nasıl bir taslaktır ki, yapılan üç toplantı sonucunda hiçbir değişikliğe uğramamıştır? Yapılan toplantılarda plana alınmaya değer hiçbir öneri olmamış mıdır? O toplantılar yapılmış olmak için mi yapılmıştır? Gününü, zamanını, birikimini, emeğini veren meslek odaları ve sivil toplum örgütleri konu mankeni olarak mı kullanılmışlardır? Bu soruları sormak gerekiyor, çünkü ilan edildiğine göre, Adana Halk Jürisi oylama yaparak taslak raporu kabul etmiş bulunmaktadır, konu kapanmıştır.
Gelelim “halk jürisi” konusuna. Bu Türkiye’de bir ilk imiş. Katılımcı ve kapsayıcı bir yöntemle stratejik plan yapılmak isteniyormuş. Halk jürisi aynı zamanda “katılımcı bütçe” için de oylama gerçekleştirmiş. Halk jürisi plana yüksek oranda güven oyu vermiş. 100 kişilik jüri, bağımsız, uzman bir kuruluş (bir şirket) tarafından belirlenmiş.
Adana Büyükşehir Belediyesi’nin akıl verenleri, danışmanları gerçekten gayet yaratıcı çalışmalar(!) yapıyor, aldıkları ücretleri hak ediyorlar. Kimin aklına gelirdi, “halk jürisi” seçmek? Stratejik plan yapmak gibi zor bir konuya, özel bir şirketin belirlediği yüz kişiyi dahil etmek? Yalnız, küçük bir tuhaflık göze çarpıyor. Toplantı gündemi incelendiğinde, konuya doğal olarak uzak, uzman olmayan bu yüz kişi, her konu için ayrılan 15 dakikalık forum bölümünden sonra oylama yaparak o bölümü kabul etmişler. 15 dakikada o yüz kişi konuyu nasıl değerlendirebildiler, aşk olsun onlara, diyebiliyoruz sadece.
Adana Büyükşehir Belediyesi halkın, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin katılımından neden bu kadar ürkmekte, uzak durmakta, başka yollara sapmakta, anlamakta zorlanıyoruz. Halk jürisi toplamak gibi ilkokul müsamerelerine neden ihtiyaç duyulmaktadır? Orijinal olmak için mi? Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik, dedikleri şey, alay konusu olmaya adaydır. Hatırlatıyoruz, halkın örgütlü kesimlerinin görüşlerine değer vermek, plan çalışmasını ve her türlü belediye faaliyetini onlarla birlikte yapmak olması gerekendir ve daha kolay bir yoldur.
Meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini konuyu takip etmeye, toplantılarda dile getirdikleri önerilerin stratejik plana yansıyıp, yansımadığını izlemeye, tepkilerini kamuoyu ile paylaşmaya davet ediyoruz. Plana bile alınmayan önerilerin hayata geçmesi mümkün değildir. Bu kentte birlikte yaşıyoruz, iyilik veya kötülük halleri hepimizi etkiliyor. Belediye bütçesinin nerelere harcanacağı hepimizi ilgilendirmektedir. Yurttaşların her düzeyde “yönetime katılma” ilkesi vazgeçilmez bir “hak”tır ve titizlikle uygulanmalı, bu konuda dolambaçlı yollara başvurulmamalıdır. Adana Büyükşehir Belediyesi’ne akıl vererek yardım ettiğini sanan kimi akademisyenlere de üzüntülerimizi bildiriyoruz.
Saygılarımızla. 04 Eylül 2024
ADANA EKOLOJİ PLATFORMU