Adana'da sağlık emekçileri, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’ne karşı bir kez daha iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Adana İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasını, sağlık emek meslek örgütleri adına Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz gerçekleştirdi. Eylem, sağlık çalışanlarının geniş katılımıyla büyük bir yankı uyandırdı.
Eyleme katılan ve destek veren kurumlar arasında şu örgütler yer aldı:
- Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF)
- Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN)
- Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF)
- Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS)
- Genç Sağlık Sendikası (GENÇ SAĞLIK-SEN)
- Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (GENEL SAĞLIK-İŞ)
- Hekim Birliği Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (HEKİM BİRLİĞİ)
- Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (HEKİM-SEN)
- Hürriyet Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (HÜRRİYET SAĞLIK-SEN)
- Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SA-HA-DER)
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
- Adana Tabip Odası (ATO)
- Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Ayrıca CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, Emek Partisi, Beyazevler Mahallesi Halkı, KESK vb. kurumların temsilcileride destek verdi.
“Sorunları Anlattık, Anlamadılar”
Dr. Özden Polatöz yaptığı açıklamada, sorunlarını defalarca dile getirdiklerini, ancak Sağlık Bakanlığı'nın somut bir adım atmadığını belirtti. Polatöz, "Kasım ayında anlattık, Aralık ayında anlattık, Ocak ayı geldi, bir kez daha anlatıyoruz. Sağlık Bakanlığı halkın sağlığını ve çalışanların haklarını ciddiye almıyor. Bu nedenle yeniden iş bırakmak zorunda kaldık." dedi.
Aile Hekimliği Yönetmeliğine Tepki:
Polatöz, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nin, hekimlerin mesleki bağımsızlığını zedelediğini ve sağlık çalışanlarını iş güvencesinden mahrum bıraktığını vurguladı. Özellikle yönetmelikte yer alan performans kriterlerinin hekimleri ve diğer sağlık çalışanlarını, meslek onurunu zedeleyici bir şekilde değerlendirdiğini belirtti:
-
Reçete Baskısı ve Gelir Kesintileri:
“Hekimlerin reçete yazma yetkisi, hastaların ihtiyaçları doğrultusunda hareket etme zorunluluğuna rağmen kısıtlanmaktadır. Ayrıca, tedavi önerileriyle sağlığına kavuşmuş hastalardan dolayı geliri kesilen aile hekimleri, akıl almaz bir baskı altında bırakılmaktadır.” -
Sevk Zincirinin Eksikliği ve HYP Sorunu:
“Sağlık Bakanlığı sevk zincirini oluşturmadan gizli bir sevk sistemine geçiş yapıyor. Hastalık Yönetim Platformu (HYP) ise hekimleri veri giriş memuru yapmaktan öteye geçmiyor. Hekimler bilimsel rehberlere uygun şekilde hastalarını takip etmekte ve tedavi etmektedir. Ancak bu sistemle hastalarımızın faydasına olmayan işlemler dayatılmaktadır.”
"ASM’ler Ticarethane Değildir!"
Dr. Polatöz, Aile Sağlığı Merkezlerinin finansmanının hekimlerin sırtına yüklendiğini belirterek, sağlık çalışanlarının mesleklerinden bağımsız esnaf gibi davranmaya zorlandığını ifade etti. ASM giderlerinin artan enflasyon karşısında karşılanamaz hale geldiğini belirten Polatöz, “Biz hekimiz, esnaf değiliz! Hastalarımızın sağlığını düşünmek zorundayız, ticari kaygılar içinde olmak istemiyoruz.” dedi.
Performans ve Ücret Adaletsizliği
Hemşirelerin ve ebelerin maaşlarının, ilçe sağlık müdürlüklerinde çalışanlardan daha düşük olduğu ve ek nöbetlerle iş yükünün artırıldığına dikkat çekildi. Bu durumun toplu istifalara yol açtığı, ASM ve entegre ilçe hastanelerinde çalışacak personelin kalmayabileceği uyarısı yapıldı.
Beş Maddelik Talepler
Sağlık emekçileri, uzun süredir dile getirdikleri beş temel taleplerini bir kez daha hatırlattı:
- ASM’lerin fiziksel ve tıbbi donanımının kamu tarafından sağlanması.
- Aile hekimliği nüfusunun hekim başına 2000’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesi.
- Güvencesiz ve kadrosuz istihdama son verilmesi.
- Ebe ve hemşirelerin maaş kriterlerinin mesleki sorumluluklara göre düzenlenmesi.
- Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nin geri çekilmesi.
"Haklıyız, Kararlıyız!"
Polatöz, eylemlerin yalnızca sağlık çalışanlarının haklarını savunmak için değil, halkın sağlık hakkını da korumak amacıyla yapıldığını belirtti:
“Sağlık sistemini ticarileştirerek hekimleri, hemşireleri ve sağlık çalışanlarını tüketen bu sisteme karşı mücadelemiz sürecek. Haklıyız, kararlıyız ve halkımızın sağlığı için burada olmaya devam edeceğiz.”