Adana KESK Şubeler Platformu adına Dönem Sözcüsü Ahmet AYDOĞAN; Her yeni güne yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz.
KESK üyeleri Atatürk Parkına gitmek istediler ama polis engeliyle karşılaştılar. Uzun süren tartışmaların ardından KESK üyeleri Atatürk Parkına kaldırımdan gitmek zorunda kaldılar.
Parkta yapılan konuşmalarda taleplerini dile getiren KESK üyelerine siyasi partiler, odalar ve dernek temsilcileri destek verdiler.
KESK Adana Şubeler Platformu adına Ahmet Aydoğan konuşmasına şu şekilde devam etti;
Sevgili kamu emekçileri, sevgili emekliler,
Hepimizi yakından ilgilendiren kamu görevlileri toplu sözleşme görüşmeleri 1 Ağustos’ta başlıyor.
Bugüne kadar 6 defa kurulan toplu sözleşme masasında kaybeden hep biz olduk.
Masada “yetkili” olarak sizi temsil ettiklerini söyleyenler içinden çıkılmaz hale gelen sorunlarımızı çözmek yerine iktidara toz kondurmamayı, övgüler dizmeyi tercih ettiler.
Önlerine konan, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını yutan TÜİK rakamlarına dayalı mutabakatlara imza koydular. Haklarımızı savunmak yerine her seferinde kraldan çok kralcı olmaya devam ettiler. Üstelik hiç sıkılmadan “tarihi başarı, bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” diyerek hepimizle dalga geçtiler.
Şimdi hepimiz için karar vakti…
Ya bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyunun bir kez daha sahnelenmesini izleyeceğiz. Ya da grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık hakkı, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli iş, güvenceli gelecek için omuz omuza verip bu tiyatro oyununa son vereceğiz!
Ülkeyi yönetenler “büyümede rekor üstüne rekor kırıyoruz, raflar dolu, dünya bizi kıskanıyor” diyor. Oysa bizim sadece dertlerimiz, sorunlarımız, yoksulluğumuz ve borçlarımız büyüyor.
Her yeni güne yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz.
Raflar dolu ama bizim cebimiz boş. Marketleri müze gezer gibi geziyoruz. Fiyatlara bakıp çıkıyoruz.
Her üç çalışandan birisi açlık sınırı altında olan asgari ücrete mahkum edilmiş halde. Geri kalanların da maaşları da her geçen gün asgari ücrete yaklaşıyor. 10 milyon emekliye açlık sınırı altında bir maaş reva görülüyor.
Böyle bir ülkeyi kim, niye kıskanır? Bilemiyoruz.
Bu ülkede büyüyenler var elbette, faizden, ranttan beslenen mutlu azınlığın serveti büyüyor.
Yıllardır teşvik üstüne teşvik verilen, vergi afları çıkarılan, çalıştırdığı asgari ücretli kadar bile vergi ödemeyen şirketler, Cengiz, Limak ve Rönesans gibi şirketler büyüyor.
Yaşadığımız her ekonomik krizin, pandemi’ nin, depremin faturası bizlere kesiliyor.
Hem maaşımızdan kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe zenginlerle aynı oranda ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük emekçilere ve emeklilere yıkılıyor.
Seçimlerden önce “en düşük memur maaşını 22 bin tl’ ye çıkaracağız, artışı emeklilere de yansıtacağız.” Dediler, ama sözlerini yine tutmadılar.
Bügüne kadar kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri aldılar.
Tek çözüm yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret mücadelesini yükseltmekten geçiyor.
Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz.
Bizler tebaa değil, yurttaşız ve insani koşullarda yaşamak ve hayatımıza anlam katmak istiyoruz.
TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZ
- Evrensel sendikal normlara uygun, GREVLİ, GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME istiyoruz!
- Tüm kamu emekçilerinin şimdilik 657’ e tabi olmasını ve eşit işe eşit ücret almasını talep ediyoruz,
- En düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırı üstünde olmasını,
- En düşük emekli maaşının 15 bin Tl olmasını,
- Aldığım tüm ek ödemelerin emekli maaşımıza yansıtılmasını,
- Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını ve servet vergisinin getirilmesini,
- Vergi matrahına esas tutarın yıllık %15 ‘i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, alınacak vergi diliminin %15 te sabitlenmesinin, asgari ücret kadarının vergiden muaf tutulması uygulamasının kalıcı hale getirilmesini,
- Çalışma saatlerinin günlük 7, haftalık 35 saat olarak düzenlenmesini,
- Mülakatın kaldırılmasını, 3600 ek göstergenin tüm kamu çalışanlarına verilmesini,
- İş yerlerinde kadınlara yönelik her tür ayrımcılık, şiddet, taciz ve mobbing’e karşı gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını ve uygulanmasını,
- 0-6 yaş arası çocuklar için ücretsiz kreş
- Tüm kamu emekçilerine ücretsiz servis ve öğlen yemeği, yaşadığımız gerçek enflasyona göre giyim ve yakacak yardımı verilmesini, kamu çalışanlarının kamu toplu ulaşım araçlarından ücretsiz faydalanması,
- Konutu olmayan kamu çalışanlarına lojman sağlanmasını, bu gerçekleşinceye kadar kira yardımı sağlanmasını,
- OHAL-KHK’ leri ile hukuksuz ve keyfi olarak işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmasını,
- Kamuda engelli istihdamının artırılmasını, engelli kamu emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesini İSTİYORUZ!
- Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evlerinin açılması,
- Tüm kamu çalışanlarına yılda en az bir defa hizmet içi eğitim kapsamında toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilsin,
- Talepleri halinde kadınlara regl dönemlerinde ayda 2 gün ücretli izin hakkı tanınmalıdır,
- Cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığının ortadan kaldırılması için, okul öncesinden itibaren tüm kademelerde ve üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliği zorunlu ders olarak okutulması,
- HPV aşısı( rahim ağzı kanser aşısı) ücretsiz olmalıdır,
- Regl ürünlerinin tüm kamu kurumlarında ulaşılabilir ve ücretsiz olmalıdır,
- 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü dolayısıyla, tüm kadınların ücretli izinli sayılması.