Sudan’da iki yıldır süren yıkıcı iç savaş, on binlerce can kaybına ve 12 milyondan fazla insanın yerinden edilmesine neden olurken; savaşın finansal motoru olan altın ticareti dikkatleri Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) çevirdi.
Sudan hükümeti, 2024 yılı için rekor seviyede altın üretimi açıkladı: 64 ton. Bu miktarın yalnızca yarısı yasal yollarla ihraç edilirken, geri kalanının ise başta BAE olmak üzere sınır ötesine kaçırıldığı belirtiliyor. Sudan Mineral Kaynakları Şirketi (SMRC) Direktörü Muhammed Taher, “Devletin altın üretiminin neredeyse yarısı sınır dışına kaçırılıyor” diyerek durumun ciddiyetine işaret etti.
BAE’ye Akan Altın, Savaşı Besliyor
Uluslararası sivil toplum kuruluşu Swissaid'in araştırmalarına göre, Sudan’da üretilen altının neredeyse tamamı resmi ve gayriresmi yollarla BAE’ye ulaşıyor. Uzman Marc Ummel, “Sudan’daki savaşı anlamak için altını takip etmeliyiz, bizi BAE’ye götürüyor” dedi.
BAE yönetimi, yasadışı altın ticaretine dahil olduklarına yönelik suçlamaları “temelsiz” olarak reddetse de, Dubai Emtia Borsası verileri ve saha kaynakları bu iddiaları çürütmüyor. Swissaid'in yayımladığı verilere göre, 2023 yılında sadece Çad’dan BAE’ye ihraç edilen altın miktarı, bu ülkenin resmi üretim kapasitesinin iki katını aşmış durumda.
Ortak Sahiplik, Paramiliter Bağlantılar
BAE merkezli Emiral Resources şirketi, Sudan’ın en büyük sanayi tipi altın madenlerinden biri olan Kush Madenini yönetiyor. Bu tesis, Rusya menşeili mühendislik altyapısıyla faaliyetlerini sürdürüyor ve üretimin büyük kısmı BAE’ye gidiyor.
Paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF) ise Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde ve sınıra yakın diğer bölgelerdeki madenleri kontrol ediyor. RSF’nin lideri Muhammed Hamdan Dagalo’nun ailesine ait Al-Junaid Multi Activities Company, ABD ve AB tarafından yaptırımlara tabi tutulmuş durumda. Üç eski mühendis, şirketin savaş süresince yıllık en az 1 milyar dolarlık gelir elde ettiğini belirtiyor.
Uluslararası Adalet Divanı’na Suçlama: “Soykırıma Ortaklık”
Sudan hükümeti, Nisan ayında BAE’yi Uluslararası Adalet Divanı’na (ICJ) şikâyet ederek RSF’ye verdiği finansal, askeri ve siyasi desteğin Darfur’da işlenen “soykırım” suçuna ortaklık teşkil ettiğini öne sürdü.
Sudan tarafından ICJ’ye yapılan başvuruda, “BAE, Darfur’da Masalit halkına karşı işlenen soykırıma isyanı yönlendirerek ve milislere silah sağlayarak ortak oldu” denildi. Mahkemeden, BAE'nin savaş mağdurlarına tazminat ödemesi dahil olmak üzere acil önlemler alması istendi.
BAE ise bu başvuruyu “reklam amaçlı bir hamle” olarak nitelendirerek reddetti ve davanın düşürülmesini talep edeceğini açıkladı.
Savaş, Altın ve Siyasi Hesaplaşma
Sudanlı ekonomist Abdülazim el-Amavi’ye göre, “Altına olan talep savaşın uzamasının temel nedenlerinden biri.” Sudan Merkez Bankası'nın verileri, yasal altın ihracatından elde edilen 1.57 milyar doların, savaşın finansmanında doğrudan rol oynadığını ortaya koyuyor.
Uluslararası toplumdan henüz etkili bir müdahale gelmezken, uzmanlar BAE’nin altın ticaretindeki düzenlemelerini uygulamadığını ve böylece Sudan’daki savaşın süresini uzattığını belirtiyor.