Cukurova-15 kitap fuarında 21 Ocak 2023 tarihinden bir gün önce benim de “Türkiye’nin Gıda Güvencesi Güvende mi?” yeni çıkmıştı. Yayın evi kitap fuarında yarın imza standa açalım deyince bir ilk olarak doğrudan soluğu “Kitap Fuarında” aldım. Aynı gün Cumhuriyet Kitapta Zeynep Çamak Atış’ın babası Dr. Hüseyin Çamak Bey ile söyleş içinde yazdığı yaşam öyküsü “Babam Hüseyin, bir çobanın, bir doktorun, bir vekilin hikâyesi” kitabının imza günüydü.
Yakın komşu köylümüz, saygın bir isim, bir önceki Mersin Milletvekilimiz abim dediğim Dr. Hüseyin Çamak Bey bir gün önce arayarak Cumhuriyet kitap standa kitabını imzalayacağını belirtiler. Çok sağ olsun bana da önceden kitabını imzalamış ve takdim ettiler. “Ölümün elinden bir şeyleri kurtarmak” için kızım ile söyleştik diyor. Hüseyin Bey bana verdiği kitabın da ayrıca “bu anılarda kendinizi de göreceksiniz” diye yazmış. Oğlum Erkin Can için kitabını imzaladı. Hüseyin abi oğlum Erkin Can’a kitabı okuyunca babanın yaşamından bazı kesitler göreceğini belirtiyor. Kadirşinaslığı ve örnek davranışı için teşekkür ederim. Bende kitabımı imzalayarak Hüseyin ağabeye takdim ettim. Hüseyin Bey kitabını imzaladığı kişilere mutlaka okumalarını öneriyordu.
Geçmişten beri ismen tanıdığım Dr. Hüseyin Çamak’ın kitabı ilk çıktığı günden beri merak ediyordum. Çünkü aynı coğrafyanın insanları olarak büyüklerimizden Sayın Dr. Çakmak’ın zorlukları nasıl aştığını duyuyorduk. Ancak yaşadığı zorlukları nasıl aştığını ve ne şekilde başardığını bilmiyorduk. Erkin Can kitabı bitirdi mi bilmiyorum? Ancak kitabı kısa süre içinde dikkatlice okudum. Yaşanmış birçok hatıra ve zorluklarda kendi yaşamım da bir film şeridi geçti gözümün önünde. Cumhuriyetin köylü çocuklarına okuyarak yaşamlarını anlamlandırma şansını denemeye kalkan özgüvenli çocukların yaşadığı zorlu dönemlerdi. Bugün ile kıyaslandığında o dönemlerde çalışmanın, çabanın ve zekanın hakkı verilirdi. Okuma yazma bilmeyen ailelerin çocukları olarak dikey büyüme ile ülkenin en üst kademelerine kadar çıkabilme şansına sahip olunuyordu. Nobel ödüllü Aziz Sancar, Dr. Hüseyin Çamak, bu ülkenin çoğu bürokratı ve hatta Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Sayın Süleyman Demirel, Sayın Turgut Özal, Sayın Ahmet Nejat Sezer ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan Beyefendi gibi köylü çocukları Cumhuriyetin sunduğu eşit eğitim koşulları sonucu ülke hizmetinde bulundular/bulunuyorlar. Dr. Çamak’ın yaşadığı koşulların kendisine sunduğu imkanlar içinde zoru başaran sonuç toplumun hafızasında halen değer görmektedir. Bugün bile insanlar geçmişte köy okullarında gördükleri en iyi eğitimi ve sınavlarda emekleri ile başardıkları sonucun liyakate dayalı olarak uygulanmasını istemektedirler.
Merak etiğim gibi kitabı hızla okumaya başladım. Aynı yaşam koşullarından 10 küsur yıl ara ile doğmuş olsak da çoğunlukla benzer coğrafya ve yaşam koşullarına sahip yaşanmışlıklarımızı hatırlayarak okudum. Dr. Hüseyin Çamak beyin yaşadığı derin yoksulluk ve zorlu yaşam koşullarının çoğunu yaşamadığımı da fark ediyorum. Bugünden 50 küsur yıl geriye gittiğimde gerçekten bugünlere gelmemiz mucize sayıla bilir.
Hüseyin beyin çok yoksulluk içinde geçen çıplak ayaklı yaşamı, çobanlığı, babasının başkasının davarını güden yaşamı, yaşadığı yoksulluk ve yokluk süreci ve de lise yıllarında yaşadığı sağlık sorunları kadar hepsinden başka ağırı karşılaştığı ayrımcılık durumlarını örnekleri ile anlatıyor. Ankara’da başlayan üniversite hayatı ve burs imkânı sağlayan “Şermin Annenin” (İstanbul’da sanayici hayrı sever bir hanımefendi (Ekonomi yazarı Osman Ulugay’in annesi)) insani tutumu ve bir köylü çocuğunun okuyarak bu ülkede milletvekili olana kadarki katkı ve güçlü desteği ile yaşam öyküsünü asıl anlamını ve önemini kazanmaktadır. Türkiye’de iyi eğitim almış, entelektüel birikimi yüksek, iş ve sanayi çevrelerindeki elitlerin bu tür destek ve davranışları takdire şayandır. Bu tür insanların insani özelliklerini öne çıkarmak ayrıca önemli. Hüseyin Çamak beyinde öz güveni ve içindeki var olma duygusunu gerçekleştirmek için Cumhuriyet gazetesine yazdığı yardım talebi üzerinden gelişen bir yardımseverin uzattığı elinin yarattığı bir başarı hikâyesi var. Bu hayırseverin yardımlaşma girişiminin yarattığı destek, yetenekli çalışkan, dürüst, geldiği yeri unutmayan, yardımsever bir insan ve hekimin topluma verdiği örnek yaşam hikâyesinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Hüseyin Çakmak’ın evliliği, iş hayatı ve Milletvekilliği sürecinde yaşadığı zorluklar bir yana, bireysel duruşu, ilkelerinden taviz vermeyen, içtenlikli tutumu ayrıca örnek ve ulvi bir davranış sergilemektedir.
Kitapta önemsediğim bir diğer şahsiyet Sayın Dr. Çamak’ın kayınpederi doğal lider ve bilge kişi Ismail İyigüven. İsmail İyigüven bölgede aileden varlıklı, aşiret lideri konumu yanında farkındalığı yüksek bir kişiydi. İlk köy kooperatifini kuran, bu yolla yurtdışına çok sayıda insanın iş edinmesini sağlayan öngörüleri yüksek bir şahsiyet. İsmail amcanın sayın Çamak’ın zorlukları aşmasında yönlendirmelerinin de önemli olduğunu anlıyoruz.
Kitap söyleşisini yapan ve aralarında çok güzel özetleme ve tanımlama yapan sevgili kızı Zeynep’in güçlü kalemini ifadelerinde anılıyorum. Sevgili genç yazar adayın Zeynep’in iyi bir betimlemeci olduğu görülüyor.
Dr. Hüseyin Çamak ağabeyin başarılı öğrencilik yaşamı ve sonrasında milletin vekili olmaya kadar süren uzun ve başarı ile tamamlanmış zorlu özgeçmiş hikâyesi kızı Zeynep tarafından geçmiş ile günümüz arasındaki bağlantı ekseninde kaleme alınmış. Böylesi başarılı yolculukların ve yaşam öykülerinin bilinmesi ve hayata yeni başlayan diğerlerine örnek olması bakımından yazılarak kalıcı hale getirilmesi önemli bir belge.
Anadolu’da ve Dünyanın birçok bölgesinde kim bilir kaç Hüseyin Çamak yaşadı. Önemli olan Hüseyin Çamak gibi geldiği yeri unutmamak ve değerlerini kaybetmemektir. Dertli divanin dizelerindeki “Cahiller kendi aklar, kâmiller özünü yoklar” ifadesini Hüseyin Çamak abide görmüş olmaktan mutlu oldum. Herhalde bu ölümlü dünyada “ölümün elinden kurtarılacak bir şeyler varsa” arkada kalan saygın ve örnek anılar ve yaşamdır. Gerisi yalan dünya …