Noel ve Yılbaşı yaklaşmakta ve farklı farklı ülkelerde farklı farklı inanç ve sebeplerle evler, sokaklar ve ağaçlar süslenmekte.
Yurtdışında yaşayan aileler süslenen ağaçlara Noel ağacı derken, güzel ülkemde ise süslenen ağaçlar yılbaşı ağacı olarak süslenmekte.
Acaba hangisi doğru? Rengarenk süslenmiş cıvıl cıvıl ve parıl parıl bu ağaçlar hangi sebepten ötürü süslenmekteler?
Nasıl ki her ailenin kendine has kültür ve değerleri varsa ülkelerin de kendine özgü gelişen tarihten bu yana nesilden nesile taşınan birer hikayeleri var.
Örneğin Noel ağacının Avrupa'dan türediği ve Hazreti İsa'nın doğumunu kutlamak için ortaya çıktığı düşüncesi tarihsel olarak ispatlanamamaktadır.
Hatta ve hatta ağaç süsleme geleneğinin Almanya'da görüldüğü tespit edilen en eski tarih 16. yüzyılken bundan çok çok daha öncesine dayanan bir geçmişi vardır.
Tarihsel olarak bakıldığında eski Mısır'da, Çin tarihinde ve İsrail oğullarında her dem yeşil olan ağaçların süslenmesinin bir gelenek olduğunu görürüz.
Yani aslında ağaç süsleme geleneği yeni yılı kutlama amacıyla Avrupa'dan çok çok daha önce dünyanın çeşitli yerlerinde farklı kültürlerde gözlemlenmiştir.
Zaman içerisinde Avrupa'da yılbaşı ağacı Noel ağacına dönüşmüş ve yılbaşından sonrasına kadar evleri süslemesi geleneği gelişmiştir.
Özellikle yurtdışında yaşayan ve iki kültür arasında çocuk yetiştirmeye çalışan aileler bir çok konuda yaşadığı kültür çatışmasının bir türünü de çam ağacı dolayısıyla yaşarlar.
Bir Müslüman evine Çamağacı diker mi? Evinde Çam ağacı olmayan Müslüman aile çocuğuna bunu nasıl açıklar? Çocuğum Noel kutlamadığımız için kendini dışlanmış hisseder mi?
Noel ve yılbaşı kutlamadığımız için çocuğum öğretmenlerinin gözünden düşer mi? Çocuğum üzülmesin diye Çamağacı alsak mı? Çocuğum heveslendi ben de kıramadım, kimlik erezyonu yaşar mı?
Bu ve benzeri soruları ailelerin inançları, kültür farkları, yaşam biçimleri, bakış acılarına göre arttırmak ve çoğaltmak elbette mümkün.
Nasıl ki her aile kendine özgüyse ailelerin çokluğu kadar sorularda çokluğudur. Fakat hepsinin ortak yanı şu ki hepsi de evlatları için en güzel olanı isterler.
Özellikle yurtdışında yaşayan aileleri Türkiye'de yaşayan ailelerden ayırt eden en büyük faktör çocuklarının hıristiyan dininin adet ve gelenekleri ile içiçe büyümeleridir.
Burada uygulanabilecek tek bir yol olmadığına dikkatinizi çekmek isterim. Örneğin okulda yaşanan Noel kutlamaları çocukların katılım zorunluluğu olduğu ders saatlerini kapsar.
Öyle olmasa dahi Avrupa'da büyüyen Türk ailelerinin çocukları kültürel farklılıkları hayatlarının her alanında görüp yaşarlar. Bu onların yaşadıkları toplumun kültürel zenginliklerinden biridir.
Çocuğum asimile olur dininden uzaklaşır, özenir ve onlara benzer endişeleri bir çok aileyi ürkütüyor. Bu korkudan dolayı ki bir çok aile çocuklarını bu konuda nasıl eğitecek-konusunda kararsızlar.
Öncelikle vurgu yapmak isterim ki evren boşluk kabul etmez. Yani ben eğer çocuğumun dini değerlerini benimsemesini ve sevmesini istiyorsam öncelikle onu ona sevdirmenin yollarını bulmalı,
aidiyet duygusunu geliştirmeli, sevgi, hoşgörü, bağışlayıcı ve kucaklayıcı yönünü göstermeliyim. Eğer benim çocuğum bizim bayramlarımızı benimser bayramlarda heyecanını dorukta yaşar,
Süslemelere, hediyeleşmelere, oyunlara, sohbetlere doyarsa başkasının bayramında yoksunluk hissedip özen duyma eğilimi göstermez.
Hiç dikkatinizi çekti mi çocuklar Ramazan'da oruç tutmaya çok heveslidirler. Bunun en büyük sebeplerinden birisi aile boyu yaşanan iftar heyecanı, sıcak pide kuyruğu, bir araya gelinen iftar sofraları,
Hoşaflar, teraviler, güzel anlar ve anılardır. Bu güzel anda anılar çocuktaki aidiyet duygusunu pekiştirir ve O güzel ortamın bir parçası olma ihtiyacı geliştirmesini sağlar.
Yetişkinlerin değil çocukların ön planda olduğu bayramlarda, çocuklar için hazırlanan etkinlikler ve hediyeler bunu iyice pekiştirir ve çocuğun nerede o eski bayramlar diyeceği anılar biriktirmesini sağlar.
Kandillerde annesiyle birlikte pişirdiği kandil simidini komşulara dağıtmanın heyecanı, aşureye farklı farklı nimetleri şükrederek koymanın verdiği keyifle lezzetin buluşması,
onun başka dinlerin bayram ve şenliklerine özenmemesini ve ihtiyaç duymamasını sağlar. Hediyeye, bayrama, şenliğe doyum yaşayan çocuk arkadaşının doğum gününü kutladığında nasıl ki o
doğum gününde kendisi bir hediye beklemiyorsa, Hristiyan olan arkadaşının, Yahudi olan komşusunun, ateist olan akrabasının bayramı, adeti, kutlama ve şenliklerini sahiplenme ihtiyacı geliştirmeyecektir.
İnsanlar farklı farklı yaratılmıştır her ailenin kendi değerleri ve kültürü vardır ve başkalarında ne olduğu, başkalarının ne kutladığı, başkalarının ne yaptığından önce kendi değerlerine
sahip çıkmayı ve çocuklarına güzel rol model olmayı hedeflemelidirler. Burada vurguyu rol model olmaya tekrar yapmak istiyorum. Çocuklarımıza beklentilerimizi dayatmak onlarda olumsuz etki yaratacaktır.
Onlara güzel birer rol model olarak değerlerimizi sevdirmeliyiz.
Etki her zaman tepkiyi doğurur. Baskı uyguladığınızda çocuğunuz isyan eğilimi gösterir.
İç motivasyon geliştirmesini istediğimiz konularda sevgi ve hoşgörüden başka güzel sonuç verecek hiçbir yöntem yoktur.