30 Ağustos 1922 Anadolu topraklarında kazanılan zafer ile Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve devamındaki tolumun gelişimi süreçleri yaşanmıştır. Zafer yalnız bir askeri başarı değil aynı zamanda yeni bir kültürel dönüm noktası olmuştur. Umarım toplumumuz bu sürecin öncesinde ikinci sanayi devriminin geliştirdiği teknoloji eşiğinde 1900’lü yılların yaşanan büyük nitel dönüşüler ile birlikte yaşanan Birinci Dünya Savaşı, sonrasında Anadolu’nun işgali sürecini anlayarak 30 Ağustosun önemini anlamış ve idrak ederek zaferin önemine sahip çıkar. Bağımsızlık uğruna verilen bu haklı zafer mücadelesi toplumunda muasır medeniyetler seviyesine çıkma iradesinin de kurtuluşu olmuştur. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının o dönemde sağladıkları kazanımlarını farkındalık ile daha da ileriye taşıyarak her yönü ile insani yaşam değerleri gelişmiş, eğitim ve kültürel düzeyi yükselmiş, kendi kendine yeter tarımsal üretim gerçekleştiren, ileri düzeyde teknoloji üreten ve kullanan ve de yaşam refahını yükselmiş bir toplum oluruz.
Yoksa 2000’li yılların ilk çeyreğinde iletişim çağının teknolojinin hızını yakalayamadan tökezler ve yarışın dışında kalırız. Bütün kaygılara rağmen insanımızın sağduyusuna güveniyorum. Yeter ki, bilime, bilgiye ve liyakate dayalı bir toplum inşa etme yolunda ülkenin yetenekli insanları ülkenin gelişim hizmetinde şevkle coşku ile görev alsınlar. Yeter ki insanlarımız iyi eğitilsin, ezbere yaşamasın, bilerek farkındalıkla her olay ve olguyu ele alsın. Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı bilim, bilgi- erdem yolda ilerlerken, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine taşıma çabalarımızın devam edeceğine olan inancım tamdır
Bu değerlere sahip çıkmak için yeniden 30 Ağustos zafer bayramı toplumumuza hayırlı olsun. Kutlu olsun!