31 Mart 2024 yerel seçimleri, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Uzun yıllar boyunca Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) hegemonyası altında yönetilen Türkiye, bu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 1989’dan bu yana ilk kez yerel seçimlerde birinci parti olarak çıkmasıyla farklı bir yön aldı. Bu seçim sonuçları, Türkiye’nin siyasi haritasını yeniden şekillendirdi ve yeni dinamiklerin ön plana çıkmasına neden oldu.

 CHP'nin Yükselişi ve AKP'nin Gerilemesi

CHP, 31 Mart seçimlerinde yüzde 36,5 oy oranı ile birinci parti olmayı başardı. CHP'nin bu başarısı, partinin uzun yıllar süren muhalefetinin ardından elde ettiği en büyük zafer olarak görülüyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde CHP'nin adayları, yüksek oy oranlarıyla belediye başkanlıklarını kazandı. CHP'nin bu başarısının ardında, özellikle genç seçmenlerin değişim talebi, ekonomik sıkıntılar, işsizlik, adalet ve özgürlükler konusundaki endişeler etkili oldu. Parti, sosyal demokrat politikalarını ve halkçı belediyecilik anlayışını ön plana çıkararak geniş kitlelere ulaşmayı başardı.

AKP ise 2002’den bu yana ilk kez yerel seçimlerde ikinci sıraya geriledi. Yüzde 34,2 oy oranıyla ikinci olan AKP, birçok ilde ve ilçede belediye başkanlıklarını kaybetti. AKP’nin yaşadığı bu gerileme, partinin uzun yıllardır süregelen iktidarının ve uyguladığı politikaların halk nezdinde sorgulanmaya başlandığını gösteriyor. Özellikle ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve işsizlik gibi sorunlar, AKP'nin oy kaybına neden olan başlıca etkenler arasında yer aldı.

 Yeniden Refah Partisi'nin Yükselişi

Yeniden Refah Partisi, 2018 seçimlerinde aldığı yüzde 2,81’lik oy oranını neredeyse ikiye katlayarak yüzde 6,19’a çıkardı. Bu yükseliş, partinin özellikle muhafazakar seçmen tabanında giderek güçlendiğini ve alternatif bir siyasi seçenek olarak ön plana çıktığını gösteriyor. Yeniden Refah Partisi’nin yükselişi, AKP’nin muhafazakar seçmen tabanından kaybettiği oyların bir kısmının bu partiye yöneldiğine işaret ediyor.

 MHP ve İyi Parti'nin Oy Kayıpları

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve İyi Parti gibi milliyetçi sağ partiler, bu seçimlerde ciddi oy kayıpları yaşadı. MHP, 2019 yerel seçimlerinde elde ettiği yüzde 10,8’lik oy oranını kaybederek yüzde 4,98’e geriledi. İyi Parti de benzer bir şekilde oy oranını yüzde 9,68’den yüzde 3,77’ye düşürdü. Bu sonuçlar, her iki partinin de milliyetçi seçmen tabanında ciddi bir erozyon yaşadığını ve bu seçmenlerin diğer partilere yöneldiğini gösteriyor. Bu partilerin, özellikle Yeniden Refah Partisi ve CHP’ye kayan oyları geri kazanmak için stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekecek.

Yeşil Sol Parti'nin (DEM) Gerilemesi

Yeşil Sol Parti (DEM), 2019 seçimlerinde elde ettiği yüzde 8,83’lük oy oranını koruyamayarak yüzde 5,68’e geriledi. Parti, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde eski gücünü koruyamasa da, bu bölgelerde hala önemli bir tabanı elinde tutuyor. Yeşil Sol Parti'nin gerilemesinin arkasında, partinin yerel yönetimlerdeki performansı ve merkezden yönetilen siyasetin etkisizliği gibi nedenler gösteriliyor.

Seçim Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Bu seçim sonuçları, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal dinamiklerinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Özellikle genç seçmenlerin işsizlik, liyakat, adalet ve özgürlükler konularındaki talepleri, bu seçimlerde belirleyici bir rol oynadı. Gençlerin beklentileri ve endişeleri, seçim sonuçlarına doğrudan yansıdı ve siyasi partilerin bu talepleri karşılamada ne kadar başarılı olduğuna dair bir ölçüt oluşturdu.

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin denge ve denetleme mekanizmalarının eksikliği, seçimlerde tartışılan bir diğer önemli konuydu. Bu sistemin, bazı seçmenler arasında hükümetin hesap verebilirliği konusunda endişelere yol açtığı görülüyor. Bu nedenle, Türkiye’nin yönetim sistemi ve siyasi yapısı üzerinde yeni tartışmaların ve reform taleplerinin gündeme gelmesi bekleniyor.

 Özgür Özel ve CHP'nin Yeni Siyasi Stratejisi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, seçim sonuçlarının ardından yaptığı açıklamalarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştireceğini duyurdu. Bu görüşmede Anayasa, CHP’li belediyelerin borçları, yapılamayan projeler ve emeklilerin durumu gibi konuları gündeme getireceğini belirtti. Özel, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması gibi konulara da değineceğini ifade etti.

Özel'in bu hamlesi, CHP içinde ve kamuoyunda farklı yorumlara yol açtı. Bir grup, bu görüşmenin Erdoğan’ın lehine olacağını ve seçim yenilgisini 'görüşme-içerik' tartışmasıyla unutturabileceğini savunurken, diğerleri bu hamlenin, kutuplaşmayı azaltmak ve halkın sorunlarını çözmek için önemli bir adım olduğunu düşünüyor.

CHP'nin bu başarıyı, gelecek genel seçimlere taşıyıp taşıyamayacağı ve parti içi dinamiklerin bu süreçte nasıl şekilleneceği merak konusu. Öte yandan, AKP ve diğer siyasi partilerin, seçmen tabanlarıyla olan bağlarını güçlendirmek için daha somut adımlar atmaları gerekecek.

Türkiye’nin Siyasi Geleceği

31 Mart 2024 yerel seçimleri, Türkiye’nin siyasi geleceği açısından birçok bilinmeyeni de beraberinde getirdi. Seçim sonuçları, Türk demokrasisinin dinamik ve rekabetçi yapısını bir kez daha gözler önüne serdi. Seçmenlerin ekonomik koşullar, siyasi istikrar ve toplumsal meselelerdeki beklentileri doğrultusunda verdikleri kararlar, siyasi liderlere net mesajlar gönderdi.

Türkiye’nin siyasi geleceği, bu seçim sonuçları ışığında yeniden şekillenecek. Siyasi partiler ve liderler, değişen seçmen davranışları ve beklentileri doğrultusunda stratejilerini gözden geçirmek zorunda kalacaklar. Türkiye’nin yeni siyasi döneminde, daha fazla diyalog, katılımcı demokrasi ve hesap verebilirlik talebi öne çıkacak. Bu dinamikler, Türkiye’nin yönetim şeklini ve siyasi yapısını derinden etkileyecek.