İnsanoğlu, yerleşik hayata geçtiğinden beri temel ihtiyaç olarak barınma sorununu çözdükten sonra, antropoloji ve ergonomi kavramları kendiliğinden gelişti.

İnsan kullanımına uygun teknik detayları çözen insan daha sonrasında güzellik kavramı ile birlikte bu alanı geliştirdi. Farkında olmadan mimarlık kavramı ile birlikte iç mekan kavramını da geliştirmeye başladı. Mağara oluklarına açılan küçük delikler günümüzün  niş kavramının ilk örneğinin göstergesidir.

WhatsApp-Image-2022-08-22-at-14.32.09

Yerleşik hayata geçen insan paleolitik  dönemde mağara duvarlarına ava yardımcı olması adına hayvan resimleri ve heykellerini çizerek dua ya da büyü dediğimiz olayla sanatın ilk adımlarını atmaya başladı.

Barınma ihtiyacı gereksinimi ile teknik detaylar ve sanatın birleşmesi ile insan ihtiyaçlarının  hep  daha güzelini istedi. Böylelikle iç mimarlık kavramı gelişmeye başladı.

Dünyamız iç mimarisi ise hem sektör hem eğitim olarak 20. yüzyıl başlarında Amerika’da kurumsallaştı. Dünyaya yayılan bu meslek özünde güzel Sanatlar ve Ornomentasyon  Sanatının doğal gelişimine ve mimarlığı odaklanan özel bir alan olarak yapılandırılmış ve uzmanlık olarak gelişti.

Mekan gereksinimlerinin belirlenmesinde renk ve aydınlatma gibi dekoratif öğeleri seçerek iç mekanı işlevsel güvenli ve güzel hale getirmek iç mekan Tasarımlarının işlevsel ve estetikle düzenleyen bir meslek olarak hem  teknik hem sanat olgularının içinde yer almakta.

 

Farklı iklimler, farklı kültürler, farklı inançlar bu alanın gelişmesinde, farklılaşmasında ve çeşitlenmesinde rol oynamakta.

Kendi içinde bir çok kavramı ,alanı olan  yeni gelişimleri ve teknolojiyi takip ederek sürekli gelişmeye devam etmekte.