CİNSEL TACİZ SUÇU
Cinsel taciz suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar" başlıklı altıncı bölümünün 105. Maddesinde düzenlenmiş bir suç tipidir.
Cinsel taciz
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle,
işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
TCK MADDE 105 GEREKÇESİ
Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır.
Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.
Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.
KORUNAN HUKUKSAL DEĞER
Cinsel taciz suçu ile kanun koyucunun korumak istediği hukuksal değer, her ne kadar fail tarafından mağdurun vücut dokunulmazlığı ihlal edilmese de; gayri ahlaki tavırlar sebebiyle mağdurun ahlak, namus ve iffetine zarar verecek şekildeki davranışların cezalandırılarak, mağdurun ahlak, iffet ve namusunun korunması; bu yolla da mağdurun rahatsız edilmemesidir.
SUÇUN MADDİ UNSURLARI
Fail
Cinsel taciz suçunun faili herkes olabilmektedir. Fail, bu suç için herhangi bir özellikli durum teşkil etmemektedir. Bu sebeple cinsel taciz suçu özgü suçlardan değildir.
Mağdur
Cinsel taciz suçunun mağduru herkes olabilmektedir. Bu suç, mağdur açısından herhangi bir özellikli durum teşkil etmemektedir. Mağdur, nitelik olarak cinsel anlamda taciz edilen yani rahatsız edilen kimsedir. Kanunun 2. Fıkrasının alt bentlerinde fail ile mağdur arasındaki iş, aile, hizmet gibi ilişkilerin varlığından ve failin bu ilişkilerin vermiş olduğu kolaylıktan yararlanarak, cinsel taciz suçunu oluşturan fiillerde bulunmasından bahsedilmiştir. Mağdurun, cinsel taciz suçunun nitelikli halini oluşturan 2. Fıkra hükmünde yer alan kişilerden olması da mümkündür.
Fiil
Cinsel taciz suçunda fiil, failin cinsel arzularını kısmen de olsa tatmin etmek amacıyla mağdura yönelik taciz fiillerini gerçekleştirmesidir. Fail, cinsel taciz suçunda cinsel istismarda olduğu gibi mağdurun cinsel organlarına cinsel organını veya sair bir cismi sokarak gerçekleştirmez. Eş deyişle cinsel taciz suçunda fiziksel bir temas yoktur. Ancak failin sergilemiş olduğu hayasızca hareketler sebebiyle mağdur, cinsel anlamda rahatsız edilmektedir. Örneğin failin mağdura öpücük yollaması, mağdura seni tatmin edeceğim demesi, cinsel ilişki teklif etmesi, güzelim, fıstık gibi kelimeler kullanması, cinsel davranışları çağrıştıran el hareketlerinde ve bedensel davranışlarda bulunması gibi hareketler örnek olarak gösterilebilir. Fiiller kanunda tahdidi olarak sayılmamıştır. Somut olayın özelliğine göre değerlendirmede bulunulmalıdır.
SUÇUN MANEVİ UNSURU
Cinsel taciz suçunun manevi unsuru kasttır. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Fail, suçun kanuni tanımında yer alan unsurları bilerek hareket etmekte ve suçu oluşturan eylemleri gerçekleştirmesi ile birlikte meydana gelecek olan neticeyi istemektedir.
SUÇUN NİTELİKLİ HALİ
Suçun nitelikli hali, bir suçun temel hali için kanunda öngörülen temel cezadan daha ağır veya daha hafifinin verilmesini gerekli kılan hallerdir. Cinsel taciz suçunun nitelikli hallerine, suçu düzenleyen aynı kanun maddesinin 2. Fıkrasında yer verilmiştir. Buna göre;
m.105/2-a:
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
Fail, 2. Fıkranın a bendi uyarınca, sahip olduğu kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağlamış olduğu kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçunu işleyebilmektedir. Örneğin fail, öğretmen olabilir ve öğrencilerine karşı cinsel taciz suçunu işleyebilir. Hizmet ilişkisinde ise örneğin fail bir işveren olarak işçilerine karşı bahse konu suçu işleyebilmektedir. Yine fail, aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, örneğin mağdurun babası, abisi, dayısı gibi aile yakını olması sebebiyle, bu ilişkilerin sağladığı kolaylıktan yararlanarak mağduru taciz edebilmektedir. Burada dikkat edilmesi ve anlaşılması gerekli olan husus, sağlanan kolaylıktan faydalanma hususudur. Fail, mağdur ile arasındaki hizmet, kamu görevi veya aile içi ilişkinin getirdiği yakınlığa veya otorite ilişkisine güvenir; bu ilişkilerin arkasına sığınarak ilgili suçu işler. Bu sebeple failin mağdurla arasındaki hukuki veya ailevi ilişkinin getirdiği yakınlık veya ast- üst şeklinde kurulan otorite ilişkisini kötü niyetli bir şekilde gerçekleştirmiş olduğu cinsel taciz suçuna paravan olarak kullanması kanun koyucu tarafından suçun temel hali için öngörülen cezadan daha ağırının hükmedilmesi gerekliliğinin kabul edildiği nitelikli hale dönüşür.
m.105/2-b:
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
2. Fıkranın b bendinde failin, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu, aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişi olmasından bahsedilmiştir. Bu fıkrada da mağdurun kısıtlı kişilerden olması ve failin, mağdurun adına onun hukuki işlemlerini yürütmesinden; mağdurun küçük veya eğitime muhtaç kişilerden olup; failin eğitici, bakıcı, öğretici olmasından ve aile veya sağlık hizmeti veren kişi olarak failin yüklenmiş olduğu koruma, bakım, gözetim yükümlülüğünden faydalanarak bu suçu işlemesinden bahsedilmiştir. Bu bentte de görüleceği üzere fail, mağdura karşı cinsel taciz suçunu işleyebilecek özelliksiz kişilerden değildir. Failin mağdura karşı yüklenmiş olduğu belirli yükümlülükleri içeren görevleri vardır. Bu sebeple fail, kanun koyucu tarafından suçun temel hali için öngörülen cezadan daha ağırına çarptırılmaktadır.
m.105/2-c:
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
2. Fıkranın c bendinde fail ile mağdurun aynı iş yerinde çalışmasından bahsedilmektedir. Failin, mağdurun işvereni olması gerekmemektedir. Fail de mağdur gibi aynı iş yerinde işçi olarak çalışabilir. Fail, bu fıkra bendinde mağdurla aynı iş yerinde çalışıyor olmasından faydalanarak ve bu sebeple genellikle çalışma saatleri sırasında mağdura karşı cinsel taciz suçunu işlemektedir. Failin, aynı iş yerinde çalıştığı çalışma arkadaşına karşı bu suçu işlemesinin bir sebebi de mağdurun bir çalışan olarak işini kaybetmemek adına failin gerçekleştirmiş olduğu cinsel taciz fillerini görmezden geleceğini; bu suça tahammül edeceğini düşünmesidir. Bu sebeple de kanun koyucu, faili suçun temel hali için öngörülen temel cezadan daha ağırı ile cezalandırmaktadır.
m.105/2-d:
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
2. Fıkranın d bendi uyarınca fail, posta veya elektronik araçların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçunu işler. Kanun koyucunun, failin cinsel taciz suçunu işlediği posta veya elektronik haberleşme araçlarını kullanarak suçu işlemesi halinde daha ağır cezaya çarptırılmasını öngörmesinin nedeni posta ve elektronik haberleşme araçlarının kolaylıkla kullanılan ve yasal amacı olan iletilim ve haberleşmenin dışında, yasaların öngörmediği şekilde kullanmasıdır. Günümüzde sosyal medya gibi elektronik araçlarla kişilere ulaşmak çok kolaydır. Bu kolaylığın kötü niyetli olarak kullanılması kanun koyucu tarafından korunmamaktadır.
m.105/2-e:
e) Teşhir suretiyle,
Failin, cinsel taciz suçunu teşhir suretiyle işlemesi kanun koyucu tarafından daha ağır cezanın verilmesini gerekli kılan nitelikli haldir. Cinsel teşhir, cinsel birliktelik eylemini başlatan hareket olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu davranışın hukuk tarafından korunabilmesi için kişilerin mahrem bir ilişki kapsamında, kanun koyucunun yasaklamamış olduğu kişi ile ve bu kişinin rızası dahilinde yaşanmış olması gereklidir. Mahrem bir ilişki kapsamında olmadan cinsel teşhirciliğin yapılması, cinsel taciz suçunun unsuru olarak kabul edilmektedir. En yaygın teşhircilik eylemi, failin cinsel organ ve uzuvlarını mağdura sergilemesi yoluyla gerçekleştirmesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ
Teşebbüs
Cinsel taciz suçu kural olarak sırf hareket suçu olarak kabul edilmektedir. Yani failin ilgili suçu işlemeye yönelik icra hareketini gerçekleştirdiği anda suçun tamamlanmış olduğu kabul edilmektedir. Ancak icra hareketlerinin bölünebilir olduğu kabul edildiğinde ilgili suça teşebbüsün mümkün olacağı kabul edilecektir. Failin bu yolla cinsel taciz suçuna teşebbüs etmesi mümkündür. Teşebbüs, failin bir suçu işlemeye yönelik olarak elverişli icra hareketlerine başlayıp da elinde olmayan sebeplerle ilgili icra hareketlerini tamamlayamaması halinde gündeme gelen bir ceza hukuku kurumudur. Örneğin failin posta yoluyla mağdura, rahatsız olacağı şekilde cinsel sözler içeren bir mektup göndermeye çalışması; ancak bu mektup henüz mağdura ulaşmadan bir başkasının veya polisin eline ulaşması veya kaybolması durumunda failin cinsel taciz suçuna teşebbüs ettiği kabul edilebilir.
İştirak
Cinsel taciz suçu, iştirak açısından özellikli bir durum göstermemektedir. Failin gerçekleştirdiği cinsel taciz suçuna yardım etme, azmettirme şeklinde diğer kişilerin de iştirak etmesi mümkündür.
İçtima
Failin aynı mağdura karşı birden farklı zamanlarda birden fazla sayıda olacak şekilde cinsel taciz suçunu işlemesi mümkündür. Bu durumda zincirleme suç hükümlerine gidilmelidir.
GÖREVLİ MAHKEME
Cinsel taciz suçunun kovuşturmasını yapmakla görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. Suçun hem temel hali hem de nitelikli halleri için kanunda öngörülen cezaların alt sınırı 10 yılın altında kalmaktadır.
YARGITAY KARARLARI
14. Ceza Dairesi 2014/1955 E. , 2016/25 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN; Kapatılan Sulh Ceza Mahkemesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi)
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAMEDEKİ
DÜŞÜNCE : Bozma
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Cinsel taciz suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz ....” şeklinde tanımlanmış, anılan maddenin gerekçesinde de; “Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır. Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, sanık ...'ın eski kız arkadaşı olan katılana suç tarihlerinde facebook adresi aracılığıyla çok sayıda cinsel içerikli mesaj göndermesi şeklindeki eyleminin hukuka aykırı olarak, başka bir ifadeyle mağdurenin rızasına aykırı şekilde, cinsel amaçlı olup mağdureyi hedef alarak ve vücuda fiziksel bir temas olmaksızın mağdurenin rahatsız edilmesi sebebiyle cinsel taciz suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, atılı suçtan mahkûmiyeti yerine yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar No: 2014/446
5237 sayılı TCK’nun 105. maddesinin suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ikinci fıkrasında nitelikli hallerden biri olarak sayılan “hiyerarşi”den kaynaklanan nüfuzun ( otoritenin ) kötüye kullanması hali, mağdurla failin aynı çalışma örgütlenmesi içinde bulunmasından kaynaklanan güven ortamı, üst konumunda olan failin baskısı sonucu mağdurun fiile karşı mukavemetinin azalması, böyle bir ortamda failin fiilini tekrarlama imkanına sahip olması ve hiyerarşik olarak üst konuma sahip kişiler tarafından gerçekleştirilen eylemlerin toplumda daha fazla infial oluşturması nedenleriyle cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli bir hal olarak düzenlenmiştir.
Öte yandan cinsel taciz suçunun aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak işlenmesi hali de, mağdurla fail arasında birlikte çalışmaktan kaynaklanan güven ilişkisi, aynı işyerinde bulunmaya dayalı katlanma yükümlülüğünün mağdur açısından failin kastını belirlemeyi zorlaştırması, bu durumların mağdurun fiile karşı mukavemetini azaltması, aynı işyerinde çalışılması sebebiyle failin mağdura ulaşmasının kolay olması ve failin fiilini devam ettirme imkanına sahip olması nedenleriyle cinsel taciz suçunun daha ağır yaptırımı gerektiren bir diğer nitelikli hali olarak düzenlenmiştir.
Cinsel taciz suçu bakımından kamu görevlilerinin, kamu görevlisi olmalarından kaynaklanan nüfuzdan (otoriteden) yararlanarak eylemlerini gerçekleştirmeleri suçun işlenişi bakımından mağdurun direncini azaltacağından, bu durum daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin bir kamu görevini yerine getirmesi ve bu görevin sağladığı nüfuzdan yararlanması gerekir. Diğer bir ifade ile görevin sağladığı otoriteden yararlanılarak cinsel taciz suçu işlenmelidir. Ancak mağdur ile fail arasında bir ast-üst ilişkisinin bulunması şart değildir. Failin yaptığı görevin niteliği, görevin mağdur üzerindeki etkisi nazara alınarak kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak fiilin işlenip işlenmediği belirlenmelidir.
Yargıtay 14.Ceza Dairesi - Karar: 2014/14781
Sanığın internet üzerinden irtibat kurduğu 8 yaşındaki mağdureyi, kendisini 11 yaşında kız çocuğu olarak tanıtmak suretiyle kandırarak cinsel içerikli görüşmeler yaptığı ve mağdureyi ikna ederek kamera karşısında soyunmasını sağladığı olayda, bedensel temas içermeyen eylemi nedeniyle TCK.nın 105/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken eyleminin çocuğun basit cinsel istismarı suçu kabul edilerek bu suçtan hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Sanık, TCK md. 105/1’de düzenlenen cinsel taciz suçunun cezası ile cezalandırılmalıdır.