Türk Ceza Yasasında düzenlenen Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar şunlar:

*Cumhurbaşkanına hakaret suçu
*Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
*Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama


Genel Olarak

Cumhurbaşkanına hakaret edilmesi, bağımsız bir suç olarak cezalandırılmaktadır. Cumhurbaşkanına hakaret, devletin başı olan cumhurbaşkanına onur ve saygınlığını rencide edebilecek bir eylem isnat edilmesi veya ona sövülmesidir.

Bu noktada önemli olan husus, hakaret ile kaba ve nezaket dışı sözün birbirine karıştırılmamasıdır.

Bu suçun hukuksal konusunu, cumhurbaşkanlığı makamının onur ve saygınlığı ile devlerin siyasal iktidarının yapısının korunmasına yönelik kamusal yarar oluşturmaktadır.

Fail ve Mağdur

Bu suç, genel bir suçtur. Bu suçun faili herkes olabilir. Fail vatandaş olabileceği gibi yabancı da olabilir.

Suçun mağduru seçilmiş ve yemin etmek suretiyle göreve başlamış cumhurbaşkanıdır.

İbareye dikkat etmek gerekirse resmi olarak cumhurbaşkanı sıfatına haiz olmak gerekir. Hatta ve hatta yemin etmek suretiyle göreve başlamış olması gerekir.

Bu suç, herhangi bir kişiye karşı işlenemez.

Önemle belirtmek gerekir ki cumhurbaşkanlığı sıfatı, SEÇİMLE DEĞİL ANT İÇMEKLE BAŞLAR.

BU NEDENLE SEÇİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN HENÜZ YEMİN ETMEMİŞ OLAN KİŞİYE KARŞI YAPILAN HAKARET EYLEMLERİ, GENEL HAKARET SUÇU KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLİR.

Suçun hakaretin yöneldiği cumhurbaşkanının görevinin devamı sırasında işlenmesi gerekir.

Cumhurbaşkanı sıfatı sona eren kişiye karşı gerçekleştirilen hakaret eylemleri de genel hakaret suçu kapsamında değerlendirilir.

Yeni cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar mevcut cumhurbaşkanı görevi devam edeceğinden ona karşı işlenen suçlar cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında değerlendirilir.

Cumhurbaşkanına vekalet eden yardımcısı veya yardımcılarına karşı gerçekleştirilen hakaret suçları, genel hakaret suçu kapsamında değerlendirilir.

Suçun mağduru, suçtan doğrudan zarar gören cumhurbaşkanı ile toplumu oluşturan bireylerdir.

Eylem

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, serbest hakaretli bir suçtur. Bu suçun hareket ögesini, cumhurbaşkanının sosyal değeri konusunda kendisinin veya toplumun sahip olduğu düşünce ve duyguları sarsıcı, aşağılayıcı eylem veya sıfatların ona isnat edilmesi oluşturmaktadır.

Hakaret eylemin doğrudan cumhurbaşkanının görevi ile bağlantılı olması gerekmez; cumhurbaşkanının onur ve saygınlığını rencide edebilecek herhangi bir davranış bu suçu oluşturur.

Cumhurbaşkanına hakaret, icrai hareketle işlenebilen bir suçtur. Özel olarak düzenlenmediğinden bu suçun ihmali hareketle işlenmesi mümkün değildir.

Suç; imalı şarkılar, yazı, çizim, resim ve nefreti gösteren hareketler ve bunun gibi davranışlarla işlenebilir.

Aynı şekilde telefonla, mektupla, basın yayın araçları veya medya yoluyla diğer iletişim araçlarıyla gerçekleştirilmesi de olanaklıdır.

Türk Ceza Yasasında cumhurbaşkanına hakaret suçunun yüze karşı veya yoklukta gerçekleştirilmesi hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden ötürü suçun muhakkak yüze karşı işlenmesi gerekmemektedir.

Yargıtaya göre de suçun yüze karşı işlenmesi veya yoklukta işlenmesi arasında fark yoktur.

Cumhurbaşkanına hakaretin gıyapta olması durumunda genel hakaret suçunda olduğu gibi en az üç kişinin bilgisine ulaştırılması gerekmektedir.

Suçun Nitelikli Şekli

Suçun alenen işlenmesi, cezada artırım yapılmasını gerektiren bir nitelikli şeklidir. Aleniyet, hakaretin herkesin algılayabileceği bir ortamda yapılmasıdır.

Kamuya açık internet ortamlarında gerçekleştirilen eylemler açısından aleniyet koşulu gerçekleşir ancak takip edilebilmesi sayfa sahibinin kabulüne bağlı olan Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya platformlarında gerçekleştirilen eylemler bakımından aleniyetin varlığı kabul edilemez.

Tipikliğin Manevi Unsuru

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için failin siyasal veya başka saik veya amaç taşıması gerekmez. Suçun olası kastla işlenmesi mümkündür. Failin hakaret ettiği kişinin cumhurbaşkanı olduğunu bilmesi gerekir.

Failin hakaret ettiği kişinin cumhurbaşkanı olduğunu bilmemesi durumunda eylem, genel hakaret suçunu oluşturur.

Hukuka Aykırılık Unsuru

İfade özgürlüğünün kullanılması ya da haber verme hakkının kullanılmasına yönelik eylemler hukuka uygundur; suç oluşmaz.

Yargıtaya göre siyasiler, üst düzey bürokratlar ile kamuya mal olmuş kişiler, diğer insanlara nazaran ağır eleştirilere daha fazla katlanmak zorundadır. Ancak hiçbir kimse, hakarete katlanmak zorunda değildir. Kaba sövme ise eleştiri olarak kabul edilemez.

Suçun Özel Görünüş Biçimleri

Teşebbüs

Cumhurbaşkanına hakaret suçu salt hareket suçu olduğundan hareketin parçalara bölünebildiği durumlarda suçun teşebbüs aşamasında kalması mümkündür. Örneğin cumhurbaşkanına gönderilen bir mektubun postada kaybolmasında olduğu gibi.

İştirak

İştirak konusunda genel hükümler uygulanır.

İçtima

Tek bir eylemde hem cumhurbaşkanına hem başka kişilere hakaret edilmiş olabilir. Örneğin tek bir sözle hem cumhurbaşkanına hem ailesine hakaret edilmiş olabilir. Ailesine hakaret, genel hakaret suçu kapsamında değerlendirilir. Bu durumda farklı neviden fikri içtima uygulanır.

Muhakeme

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun soruşturma resen yapılır, şikayet aranmaz. Suçun soruşturulması için izin koşulu ön görülmemiştir. Ancak bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

Bu nedenle cumhuriyet savcısı, resen soruşturmaya başlayarak kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak kanı elde ederse Adalet Bakanlığından kovuşturma izni istemelidir.

Cumhurbaşkanına hakaretin basın yoluyla işlenmesi durumunda davanın açılması hak düşürücü sürelere bağlanmıştır.


Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla ilgili Yargıtay kararları, Türkiye'nin hukuk sisteminde, Anayasayla güvence altına alınan Cumhurbaşkanının onuru ve itibarını korumaya yönelik düzenlemelere dayanmaktadır. Bu tür davalar, Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunun işlendiği iddiaları üzerine açılır.

1. Türk Ceza Kanunu'nda Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenler. Bu maddeye göre:

Cumhurbaşkanına hakaret, hapis cezası ile cezalandırılır. Ceza, bir yıldan dört yıla kadar hapis olabilir.
Eğer hakaret, yayın yoluyla yapılmışsa, ceza daha da artırılabilir.
Madde metni:

"Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu işleyen kişi, hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun basın yoluyla işlenmesi durumunda ceza, üç yıldan az olmamak üzere verilebilir.
Hakaretin basın ve yayın yoluyla yapılması, cezayı artırıcı bir faktördür.


2. Yargıtay Kararları
Yargıtay, Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla ilgili verdiği kararlarla, hem cezanın kapsamını hem de bu suçla ilgili yargılama süreçlerini şekillendirmektedir. İşte bazı önemli Yargıtay kararlarına dair genel ilkeler:

a. Anayasaya Aykırılık ve İfade Özgürlüğü
Yargıtay, Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla ilgili kararlarında ifade özgürlüğü ile cumhurbaşkanının onurunun korunması arasındaki dengeyi de gözetmiştir. Anayasa, kişinin düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına alırken, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun varlığı da toplumda devletin saygınlığını ve onurunu koruma amacı taşır.

Yargıtay, ifade özgürlüğü ile Cumhurbaşkanına hakaret suçunun ağırlaştırılmasının sınırlarını, hukuki denetim ve muhalefet özgürlüğü çerçevesinde şekillendirir. Bu bağlamda, yapılan hakaretin ağırlaştırıcı bir durum oluşturup oluşturmadığı, hakaretin içeriği ve kullanılan dilin doğası önemlidir.

b. Hakaretin İçeriği ve Durumu
Yargıtay, kararlarında hakaretin içeriğine de dikkat eder. Örneğin, bir kişinin Cumhurbaşkanına yönelik söylediği bir sözün, doğrudan hakaret sayılıp sayılmayacağı konusunda, sözün amacı, ifadenin kapsamı ve bağlamı incelenir. Buna göre, cumhurbaşkanının kişisel haklarına yönelik doğrudan bir saldırı olup olmadığı değerlendirilir.

Ağır hakaret içeren ifadeler, genellikle cezanın artırılmasına yol açar.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici unsurlar içeren ifadeler de Yargıtay tarafından önemli bir suç unsuru olarak kabul edilebilir.
c. Kamu Görevlisi Olarak Cumhurbaşkanının Durumu
Cumhurbaşkanının, kamu görevlisi sıfatıyla korunması gerektiği, Yargıtay kararlarında sıkça vurgulanan bir noktadır. Cumhurbaşkanına hakaret, yalnızca kişisel bir saldırı olarak görülmemekte, aynı zamanda kamu görevlisi olarak devletin başına yönelik bir saldırı olarak kabul edilmektedir. Bu, cezanın verilmesinde etkili bir faktördür.

d. Yerel Mahkemelerin Kararları ve Yargıtay'ın Denetimi
Yargıtay, yerel mahkemeler tarafından verilen kararların hukuka uygun olup olmadığını denetler. Özellikle yerel mahkemelerin, ifade özgürlüğü ile devletin ve Cumhurbaşkanının onuru arasındaki dengeyi nasıl kurduğu, Yargıtay tarafından sıkça incelenir.

3. Örnek Yargıtay Kararları
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2019/17385 E., 2020/897 K.
Bu karar, bir kişinin Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı yargılanmasının, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği üzerine olmuştur. Yargıtay, sanığın söylediği sözlerin doğrudan hakaret olduğunu ve Cumhurbaşkanının onuruna yönelik bir saldırı oluşturduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda, suçun ağırlaştırılmasına karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2016/12712 E., 2017/5013 K.
Bu kararda, sanığın sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanına yönelik hakaret içeren paylaşımlarda bulunduğu ve bu paylaşımların halk arasında kin ve düşmanlık oluşturan nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Yargıtay, Cumhurbaşkanına yönelik bu tür ifadelerin suç oluşturduğunu ve cezanın ağırlaştırılmasına hükmetmiştir.

4. Sonuç
Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla ilgili Yargıtay kararları, hukuk düzeninin ve ifade özgürlüğü ile devletin saygınlığı arasındaki dengeyi nasıl kurduğunu göstermektedir. Bu tür davalarda Yargıtay, hakaretin içeriği, bağlamı ve etki alanını dikkatle değerlendirir. Bu kararlar, hem kişisel haklara saygı hem de kamusal güvenin korunması için önemli bir yer tutar.

Bu alandaki hukuki gelişmeleri takip etmek, yargı kararlarının nasıl şekillendiğini görmek adına önemlidir.