Sigorta hukuku ve mesleki sorumluluk sigortaları bağlamında, sigorta şirketlerinin sigortalı doktorun kusur oranına göre zarardan sorumlu tutulmasına ilişkin tartışmalar, yargı kararları ve hukuki yorumlarla şekillenmektedir. 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2019/2062 E., 2019/5048 K. sayılı karar, bu konuda önemli bir emsal teşkil etmektedir.
Mahkeme kararına konu olayda, davacı doktor, mesleki sorumluluk sigortası kapsamında sigortalı olup, bir hastaya uygulanan tedavi sürecinde meydana gelen zarardan dolayı yargılamaya tabi tutulmuştur. Mahkeme sürecinde Adli Tıp Kurumu raporuyla doktorun kusur oranı tespit edilmiş, hastanın yakınlarınca açılan tam yargı davası sonucunda devlet, yani İdare tazminat ödemekle yükümlü tutulmuştur. Ancak Anayasa ve Devlet Memurları Kanunu uyarınca devlet, zarara sebebiyet veren kamu görevlilerine, yani doktorlara kusur oranlarında rücu edebilmektedir.
Mahkeme, sigortalı doktorun, devlet tarafından kendisine rücu edilen tazminat miktarının tamamını sigorta şirketinden talep edemeyeceğine hükmetmiştir. Sigortacının sorumluluğu, sigortalı doktorun kusur oranıyla sınırlıdır. Bu karar, sigorta hukukunda önemli bir prensibi yeniden vurgulamaktadır: Mesleki sorumluluk sigortaları, sigortalının kusur oranını aşan bir sorumluluk yüklenmez ve poliçe kapsamında belirlenen oranlar esas alınır.
Kararın ortaya koyduğu temel hususlar şunlardır:
-
Sigorta şirketleri, sigortalı doktorun mesleki kusuru oranında zarardan sorumludur.
-
Devlet, kamu görevlisinin kusur oranına göre rücu talebinde bulunabilir.
-
Sigorta şirketleri, kusur tespitine dayalı olarak tazminat ödemekle yükümlüdür.
Bu karar, sigorta hukuku açısından büyük bir öneme sahiptir. Sigortalı doktorlar, mesleki sorumluluk sigortaları kapsamında tüm zararların karşılanacağı yanılgısına düşmemelidir. Poliçe kapsamı ve doktorun kusur oranına göre sigorta şirketleri sorumlu tutulabilir. Dolayısıyla, mesleki sorumluluk sigortalarının detaylı incelenmesi ve doktorların hukuki süreçler konusunda bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.