Ekonomik belirsizlik; bireylerin, toplumların ve kurumların hayatlarını etkileyen birçok sosyolojik sonuç doğurabilir.
Ekonomi ve sosyoloji her zaman birbirini tamamlayan iki bilim olmuştur. Pek çok ekonomik durum sosyolojinin konusuna dâhil olmuş, yine pek çok sosyolojik olgu da ekonomi ile açıklanmıştır
Dünyada yaşanan her türlü gelişme, ülkeleri sosyolojik olarak etkilemektedir. Bu etkileşim, bazı alanlarda çevre bilincini geliştirse de; toplumsal travmalar, iç karışıklıklarla birlikte, ekonomik belirsizliği de beraberinde getirmektedir.
Günümüzde de toplumdan ayrı düşünülen bir ekonomi anlayışından söz etmek olası değildir. Günümüzde alış veriş tercihlerinden, tüketim alışkanlıklarına, üretim süreçlerinden, üretim ilişkilerine ve emeğin örgütleniş biçimine kadar daha pek çok durumda ekonomi ve sosyoloji iç içedir.
Ekonomik faaliyetler, her toplumda sosyal hayatın değişmez bir parçası olup; bireyin ve toplumun fiziki varlığının güvence altına alınmasına ve sürdürülebilir kılınmasına hizmet eder.
Ekonomi sosyolojisi ise, insan varlığının güvence altına alınmasını sağlayan ekonomik faaliyeti, sosyal açıdan incelemeye yönelik bir bilim dalıdır. Burada Sosyoloji bilimi; toplumsal yaşamın, ekonomik yönüyle, ekonomik olmayan yönleri arasındaki karşılıklı ilişkileri ele alır.
Ekonomi sosyolojisi; ekonomik faaliyetin toplumsal temelleri ile toplumsal yaşamın gelişim seyrini ve ekonomik temellerini birlikte açıklamaya yönelir.
Yine bu bilim ışığında, yaşanan ekonomik belirsizlikleri analiz etme, somuta indirgeme, bir anlamda aydınlatma girişimi söz konusu olur.
Bu ekonomik belirsizlik, toplumların karşılaştığı en önemli zorluklardan biridir. Bu belirsizlik, bir ülkenin ekonomisinde meydana gelen dalgalanmalar, yoksulluklar, finansal krizler veya küresel ekonomik durumda yaşanan değişikliklerle ilişkilidir.
Ekonomik belirsizlik; bireylerin, toplumların ve kurumların hayatlarını etkileyen birçok sosyolojik sonuç doğurabilir.
Ekonomik belirsizlik; istihdam ve gelir dengesizliğine yol açabilir. Şirketler, ekonomik belirsizlik dönemlerinde genellikle harcamalarını kısarlar veya işçi çıkarmaları yaparlar. Bu da işsizlik oranlarının yükselmesine ve gelir eşitsizliğinin artmasına neden olabilir. İş kaygısı yaşayan bireyler, ekonomik belirsizlik nedeniyle stres ve endişe duyarlar. Bu da her alanda sağlık sorunlarına yol açabilir.
Ekonomik belirsizlik; toplumsal dengesizlik ve huzursuzluk yaratabilir. Bugün günümüzde olduğu gibi, gelir eşitsizliği arttıkça, toplum içindeki sosyal sınıflar arasındaki farklılıklar belirginleşebilir. Bu durum, toplumsal adaletsizlik algısını güçlendirebilir ve sosyal gerilimlere yol açabilir. Yoksulluk ve işsizlik arttıkça, aile faciaları, şiddet, toplumsal huzursuzluk ve protestoların da artma eğilimi gösterdiği görülmektedir.
Ekonomik belirsizlik; bireylerin mental ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir. İşsizlik, finansal endişeler ve gelecek kaygısı ve belirsizlik, stres, kaygı bozuklukları, depresyon ve diğer ruh sağlığı sorunlarının artmasına neden olabilir. Aynı zamanda, ekonomik belirsizlik dönemlerinde insanların sağlık hizmetlerine erişimi azalabilir, bu da fiziksel sağlık sorunlarının daha da kötüleşmesine neden olabilir.
Ekonomik belirsizlik; eğitim alanında da etkili olabilir. Türkiye eğitim sisteminde de yeni bir başlangıcı yaratamadı. Bugün bile dünyadaki başarılı örnekler dikkate alınarak uygulamaya konulduğunda, yirmi yıl sonra çok daha sağlıklı ve doğru eğitim almış bir nesil yaratma durumu söz konusu olabilmektedir. Ne var ki bugün Aileler, ekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldıklarından, çocukların eğitim olanakları ve gelecekleri olumsuz etkilenebilmektedir.
Eğitimdeki belirsizlik, doğru eğitime erişimdeki kısıtlamalar, yetenekli bireylerin potansiyellerini tam olarak gerçekleştirememesine neden olabilmektedir. Bu durum, gelecekte toplumun yetenekli ve nitelikli bireylere ihtiyaç duyacağı da bir gerçektir.
Ekonomik belirsizlik; toplumun her kesiminde derin etkilere sahip olabilir. Gelir eşitsizliği, toplumsal dengesizlik, mental ve fiziksel sağlık sorunları, eğitim fırsatlarına erişememe ve gelecek perspektifi gibi konularda olumsuz etkileri bulunmaktadır.
Bu nedenle, ekonomik politikaların oluşturulması ve uygulanması, sosyal dengenin korunması ve toplumsal refahın artırılması açısından büyük önem taşımaktadır.
Ekonomik belirsizliğin etkilerini azaltmaya yönelik sosyal destek ağları oluşturulmalıdır. Eğitim fırsatlarının genişletilmesi ve gelir adaletini sağlayacak politikaların oluşturulması, toplumun bu tür zorluklarla başa çıkabilme yeteneğini artırabilir. Bu çaba, toplumun daha sağlam, dengeli ve dayanıklı olmasına katkı sağlayabilir.
Ekonomik belirsizlik, toplumsal yaşamın her alanına yansıyabilir ve genellikle insanların yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Türkiye tüm bu belirsizlikleri ancak ve ancak, yeni bir kırılma noktası yaratarak giderebilir. Bu kırılma noktası yeni bir başlangıçla sağlanabilir.
Türkiye bu kırılma ve yeniden başlama sürecini; toplumsal birlikteliği sağlayarak, birlikte üreterek, birlikte paylaşarak, birlikte kalkınmayı ve birlikte mutlu olmayı hedefleyerek yakalayabilir. Demokrasisini güçlendirerek bu yolu açabilir.
Türkiye böyle bir planlama ve yeniden yapılanmasını her alanda uygulayabilmeli ve sürdürülebilir kılmalıdır.
Bunun ötesi; kaos, huzursuzluk, belirsizlik, öngörüsüzlük ve geri kalmışlıktır.
Bedrettin Gündeş / Sosyolog -Yazar