Aile, toplumun en küçük yapı taşıdır. Çekirdek aile denilince akla anne, baba ve çocuklar gelir. Büyük aile denilince ise akla büyükanne, büyükbaba, amca, hala, dayı, teyze de gelir.
Aile, genellikle kan bağı, evlilik veya benzeri bağlantılarla bir araya gelen bireylerden oluşan bir sosyal birimdir. Aile kavramı kültürlere, toplumlara ve zamanlara göre farklılık gösterse de, genel olarak bir aile, bireyler arasında birinci derecede ilişkileri içeren bir grup olarak tanımlanır.
Ailedeki ilişkiler genellikle ebeveynler (anne ve baba) ile çocuklar arasındaki bağları içerir. Ancak modern aile yapısı, geniş aileler, üvey aileler, evlat edinme gibi çeşitli biçimlerde olabilir. Aile, bireylerin birbirlerine duygusal destek sağladığı, birlikte yaşadığı, birlikte sorumluluklar taşıdığı ve genellikle toplum içinde bir birim olarak kabul edildiği bir sosyal kurumdur.
Aile, bireylerin gelişiminde önemli bir rol oynar ve genellikle değerlerin, kültürel normların, geleneklerin ve yaşam tarzlarının aktarıldığı bir ortamdır. Ayrıca, birçok toplumda aile, sosyal dayanışma, güven ve yardımlaşma gibi değerleri destekleyen bir birim olarak da kabul edilir.
"Evlenmek", genellikle iki kişinin yasal olarak bir araya gelerek bir evlilik birliği oluşturmasını ifade eden bir terimdir. Evlenme, genellikle bir erkek ve bir kadının karşılıklı olarak birbirleriyle bir ömür boyu birlikte olmayı taahhüt ettikleri bir kurumdur. Bu taahhüt, genellikle evlilik töreni adı verilen bir etkinlikle gerçekleşir.
Evlilik, kültürel, dini ve hukuki bağlamda farklılıklar gösterebilir. Ancak genel olarak, evlenme birliği, iki kişi arasında bir aile kurma, yaşamı paylaşma ve birbirlerine karşı sorumluluk taşıma amacını taşır. Evlenme süreci, dünya genelinde farklı geleneklere ve adetlere sahip olabilir. Evlilik, sosyal ve duygusal bir bağın yanı sıra hukuki bir taahhüdü de içerir.
Evlenmek İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?
17 yaşını doldurmuş bulunan her kadın veya erkek evlenme ehliyetine sahiptir. Ancak 17 yaşını doldurmuş olmakla birlikte, 18 yaşını doldurmamış yani henüz reşit olmamış kişilerin evlenmesi kanuni temsilcisinin izni ile mümkündür. Kanuni temsilcisinin evlilik izni vermediği kişiler mahkemeye başvurarak hakimin iznini talep edebilirler. Hakim, kanuni temsilcileri de dinlemek suretiyle bu konuda karar verir. Öte yandan kanuni olarak kısıtlılık altında bulunan kimseler de ancak kanuni temsilcilerinin izni ile evlenebilirler. Yine bazı olağanüstü hallerde veya çok önemli bir neden söz konusu olduğunda, hakim kararı ile 16 yaşını doldurmuş kadın ve erkek de evlilik işlemini gerçekleştirebilir.
Taraflar Evlenme Ehliyetine Sahip Olmalıdır: Kanunda belirlenen evlenme yaşına gelmemiş ya da evlenme yaşına gelmiş ama ayırt etme gücü olmayan kimselerin evlenme ehliyeti yoktur evlenemezler.
TMK Madde 124- Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.
TMK Madde 126- Küçük, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez
Taraflar Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmalıdır: Evlilik yaşı şartının oluştuğu fakat ayırt etme gücü şartının oluşmadığı durumlarda evlilik yapılamaz. Yaş ve ayırt etme gücü şartının aynı anda oluştuğu durumda taraflar evlilik için tam ehliyete sahiptir. Taraflar ayırt etme gücüne sahip fakat yaş şartı oluşmamış ise yasal temsilcinin izni ya da mahkeme kararıyla evlenebilirler. Eğer iki birden oluşmamış ise bu kişiler evlenmeye tam ehliyetsizdirler bu sebeple hiçbir şekilde evlenemeyeceklerdir.
TMK Madde 125- Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez.
17 YAŞINDAN KÜÇÜK KİŞİ NASIL EVLENEBİLİR?
Evlenmesi için hakimin iznini gerektirecek önemli bir durum varsa evlenebilir.
17 YAŞINI DOLDURMUŞ FAKAT 18 YAŞINI BİTİRMEMİŞ KİŞİ NASIL EVLENEBİLİR?
Kanunu temsilcisi izin verirse evlenebilir.
Evlilik birliğinde eşlerin hak ve yükümlülükleri genellikle hukuki, toplumsal ve ahlaki normlara dayanmaktadır. Ancak bu hak ve yükümlülükler, ülkeden ülkeye, kültürden kültüre farklılık gösterebilir. Genel olarak, evlilik birliğinde eşlere yönelik temel hak ve yükümlülükler şunlardır:
Eşlerin Hakları:
Karar Alma Hakkı: Eşler, aile içindeki kararları birlikte almak ve birbirlerini bu kararlara dahil etmekle yükümlüdür.
Eşit Muamele Hakkı: Eşler, birbirlerine eşit haklara sahiptir. Cinsiyet, ırk, din veya diğer ayrımcılık unsurları temelinde eşit muamele görmelidirler.
Kişisel Özgürlükler: Eşler, evlilik içinde bile kişisel özgürlüklerine saygı gösterilmek suretiyle birey olarak kalmaya hak sahibidirler.
Maddi Haklar: Eşler, aile ekonomisi konusunda birbirlerine dürüst ve adil bir şekilde davranmalı, aile gelirini ve varlıkları ortak bir şekilde yönetmelidir.
Eşlerin Yükümlülükleri:
Sadakat ve Güven: Eşler, birbirlerine sadık olmalı ve güven inşa etmeye çaba göstermelidir.
Aile Sorumluluğu: Eşler, evlilik birliğinin bir sonucu olarak aile sorumluluklarını paylaşmalıdır. Bu, çocuk bakımı, ev işleri gibi konuları içerebilir.
Hassasiyet ve İletişim: Eşler, birbirlerine karşı hassas olmalı ve etkili iletişim kurmalıdır. Sorunlar konuşularak çözülmeli, anlayış ve empati gösterilmelidir.
Eğitim ve Gelişim: Eşler, birbirlerinin kişisel ve mesleki gelişimini desteklemeli, birbirlerinin hedeflerine saygı göstermeli ve birlikte büyümeye çaba göstermelidir.
Çocuk Yetiştirme: Eşler, eğer çocukları varsa, onların yetiştirilmesi konusunda birlikte sorumluluk almalıdır. Bu, eğitim, sağlık, disiplin gibi konuları içerir.
Bu hak ve yükümlülükler, genel prensipler olup, evlilik birliğinde sağlıklı bir ilişki sürdürmek için temel taşlardır. Ancak, hukuki detaylar ve ayrıntılar ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye değişiklik gösterebilir. Evlilik birliği içindeki ilişki dinamikleri, kültürel normlar ve bireyler arasındaki anlaşmazlıklar da bu hak ve yükümlülükleri etkileyebilir.
Kesin Evlenme Engelleri Nelerdir?
Hısımlık (Kan Hısımlığı, Kayın Hısımlığı, Evlatlık İlişkisi)
Mevcut Evlilik
Akıl Hastalığı
Kesin Evlenme Engeli Hısımlık
Belli seviyedeki hısımlık evlenme engeli olarak sayılmıştır ve bu hısımlar arasında evlilik yasaklanmıştır. Burada hısımlık türleri ayrı başlıklar halinde incelenecektir:
1. Kan Hısımlığı Nedir?
Üstsoy ve altsoy arasında evlenme yasaklanmıştır. Kardeşler arasında da evlilik yasaktır. Burada ana-baba bir olmak zorunda değildir. Ana bir, baba farklı veya baba bir ana farklı kardeşlerin evlenmeleri de aynı şekilde yasaktır. Üçüncü derece hısımlarla da (yani amca, hala, dayı, teyze) ile de evlenmek yasaktır.
2. Kayın Hısımlığı Nedir?
Evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri diğerinin altsoyu veya üst soyuyla evlenemez.
3. Evlatlık İlişkisi Nedir?
Evlatlık ilişkisi kurulduktan sonra şu kişiler arasında ki evlilik yasaklanmıştır. Bunlar:
Evlatlık ile evlat edinen
Evlatlık ile evlat edinenin eşi
Evlat edinen ile evlatlığın eşi
Evlatlık ile evlat edinenin alt soyu
Evlat edinen ile evlatlığın alt soyu
Kesin Evlenme Engeli Mevcut Evlilik Nedir?
Bir kişi aynı anda geçerli olarak birden çok kişiyle evlenemez.Yeniden evlenmek isteyen kimse önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispatlamalıdır.
Burada belirtilmesi gereken bir konu ise Gaiplik açısındandır. Bir kimse hakkında gaiplik kararı verilmesinde, ölümden farklı olarak evlilik kendiliğinden sona ermeyecektir. Bu sebeple hakkında gaiplik kararı verilen kişinin eşi, gaiplik kararı yanında evliliğin feshini de istemelidir. Aksi halde evliliği kendiliğinden sona ermez ve bu kişinin yeniden evlenme imkanı olmaz.
Türk Medeni Kanunu’nu madde 131’de bu durum şöyle belirtilmiştir:
Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez.
Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir.
Kesin Evlenme Engeli Akıl Hastalığı Nedir?
Akıl hastalığı kesin evlenme engelidir. Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi bir sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmedikçe evlenemezler. Akıl hastalığının olası etkileri, kontrol edilemez saldırganlık ve şiddet olarak ortaya çıkıyorsa, akıl hastası tehlike oluşturur ve evlenmesi sakıncalıdır.
Akıl hastalığının evlenmeye engel olabilecek nitelikte olmadığı hekimler tarafından belirlenmelidir. Bu konudaki verilecek rapor, Resmi Sağlık Kurulu Raporu olması gerekir. Resmi nitelikte olmayan raporlar dikkate alınmayacaktır.
Kesin Olmayan Evlenme Engelleri Nelerdir?
Bekleme Süresi
Kanunda Sayılan Bulaşıcı Hastalıklar
Kesin olmayan evlenme engellerine rağmen evlilik gerçekleşmişse, kesin evlenme engellerinden farklı olarak burada evlilik geçerli olarak kurulmuş kabul edilecektir.
Evlilikte Bekleme Süresi Nedir?
Bu evlenme engeli sadece kadınlar için öngörülmüştür. Bu evlenme engeliyle soybağı karışıklıklarını önlemek amaçlanmıştır. Evlilik devam ederken ve evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocukların soybağı kocaya bağlanır.
Kadın, evlilik sona erdikten sonra tekrar evlenebilmek için 300 gün beklemelidir. Bu süre, evlilik ölümle sona ermişse ölüm tarihinden, boşanma ve evliliğin iptali halinde ise kararın kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar.
Kadının sona eren evlilikten gebe olmadığı Sağlık Raporu ile tespit edilirse, kadın mahkemeye başvurarak sürenin kaldırılmasını talep edebilir. Sona eren evlilikteki eşlerin tekrar evlenmek istemeleri halinde de mahkeme süreyi kaldıracaktır.
Evlilik Engelinde Kanunda Sayılan Bulaşıcı Hastalıklar
Bu evlenme engeli Medeni Kanun’da değil, 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 123 ve 124’te düzenlenmektedir.
Kanuna göre, frengi, bel soğukluğu, yumuşak şankr ve cüzzam hastalarının, tedavi edilerek iyileştikleri ya da hastalığın bulaşma riskinin olmadığı tespit edilmeden evlenmeyi yasaklamıştır. Bu hastalıklar tedavi edilmeden ya da bulaşma riski ortadan kalkmadan evlenmeye engel teşkil eder.
Verem hastalığı söz konusu olduğunda ise evlilik “6 ay” geciktirilir, bu süre içerisinde iyileşme olmazsa bir “6 ay” daha ek süre verilir. Uzatma sonucunda da iyileşme olmazsa evlenecek kişilere hastalığın riski anlatılır ve evlenmelerine izin verilir.
Evliliğin Butlanı Halleri Nelerdir?
Evlenme için kanunun aradığı bir kısım şartların eksikliği, bazı evlenme engellerine riayet edilmemesi veya tarafların evlenmeye yönelik irade açıklamalarında sakatlık bulunması hallerinde evlenme batıl olarak kabul edilir.
iki çeşit butlan hali vardır. Bunlar mutlak butlan ve nisbi butlan halleridir. Hem mutlak butlan halleri hem de nispi butlan halleri kanunda sınırlı sayıdadır. Bunlar dışındaki sebepler butlan hali teşkil etmeyecektir.
Kanunda öngörülen bu sebeplerin varlığı halinde evlilik mutlaka mahkeme tarafından iptal edilmelidir. Batıl olan evlilikler ancak mahkemenin iptal kararı ile son bulur. Mahkemenin vereceği iptal kararına kadar, batıl olan evlenme de geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğuracaktır.
Mutlak Butlan Nedir?
Kesin evlenme engellerine uyulmaması veya sürekli ayırt etme gücünden yoksunluk halinde evlilik mutlak butlanla batıldır. Bu hallerde Cumhuriyet savcısının resen dava açma hakkı vardır. Bunun sebebi mutlak butlan nedenlerinin kamu düzenine ilişkin olmasındandır. Ayrıca her ilgilinin de bu davayı açma hakkı vardır. Belirtmek gerekir ki ilgililerden biri dava açsa bile Cumhuriyet savcısının da bu davaya katılması şarttır.
Mutlak butlan davası, kamu düzenine ilişkin olduğundan herhangi bir süreye tabi değildir. Bu dava her zaman açılabilir.
Mutlak Butlan Halleri
Mevcut Evlilik
Sürekli Ayırt Etme Gücünden Yoksunluk
Akıl Hastalığı
Evlenmeye Engel Hısımlık
1. Mevcut Evlilik
Önceki evliliği sona ermeden yeniden evlenen kişinin sonraki evliliği mutlak butlanla batıldır. Önceki evlilik, diğer eşin ölümü, boşanma veya gaiplik sonrası evliliğin feshi gibi sebeplerle sona ermiş olabilir. Yeniden evlenmek isteyen kişi ölümü, boşanmayı veya gaiplik sonrası evliliğin feshi kararının kesinleştiğini ispat etmelidir. Eğer kesinleşmediyse sonraki evlilik mutlak butlanla batıl olacaktır.
Mevcut evlilik sona ermemişken ikinci evlilik yapılmışsa Cumhuriyet savcısı, ikinci evliliğin iptali için dava açmalıdır. Ancak batıl olan evlilik sona ermişse, artık kamu düzeninden söz edilemeyeceği için Cumhuriyet savcısı re’sen dava açamayacaktır.
Mutlak butlanla batıl olan evlilik ölümle sona erse bile, mirasçılık hakları açısından ilgililer ölümden sonra da bu davayı açabilecektir.
Ancak belirtilmesi gereken husus şudur ki; eğer evliyken evlenen kişinin önceki evliliği ölüm, boşanma ya da gaiplik sonrası evliliğin feshi kararının kesinleşmesi gibi nedenlerle sona erebilir. Bu durumda eğer ikinci evlilikteki eş “iyiniyetli” olduğu takdirde ikinci evliliğin butlanına karar verilemeyecektir.
Sürekli Ayırt Etme Gücünden Yoksunluk: Evlilik için gerekli olan şartlardan biri de evlenecek kişinin ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Eğer ayırt etme gücünden yoksunluk geçici değilse, süreklilik arz ediyorsa buna rağmen bir evlilik gerçekleşirse bu evlilik mutlak butlanla batıldır.
Bu halde Cumhuriyet savcısı re’sen dava açabilir. İlgililer de bu davayı açabilecektir. Ancak evlenme sırasında sürekli bir nedenle ayırt etme gücü olmayan kişi, evliliğin butlanına karar verilmeden önce ayırt etme gücünü kazanırsa artık butlan davasını sadece bu kişi kendisi açabilecektir.
2. Akıl Hastalığı
Bir kişi evlenmeye engel teşkil edecek derecede akıl hastası olmasına rağmen evlenmişse, bu evlilik mutlak butlanla batıldır.
Bu durumda Cumhuriyet savcısı re’sen butlan davasını açabilecektir. İlgililer de bu davayı açabilir. Ancak belirtmek gerekir ki evlendikten sonra bu kişi iyileşirse ya da akıl hastalığı evlenmeye engel teşkil eden seviyenin altına inerse butlan davası ancak bu kişi tarafından açılabilir.
3. Evlenmeye Engel Hısımlık
Üstsoy ile altsoy arasında, kardeşler arasında, amca-hala-dayı-teyze ile yeğenleri arasında, evlilik sona erse dahi kayın hısımlığı, eşlerden biri ile diğerinin alt soyu ve üst soyu arasında, evlatlık ile evlat edinen arasında yapılmış olan evlilik mutlak butlanla batıldır.
Cumhuriyet savcısı re’sen bu davayı açabilecektir. İlgililer de bu davayı açabilir.
Nispi Butlan Nedir?
Bu durumlarda evlilik ancak hakim kararı ile sona erer. Mutlak butlan davası kamu düzeninden olduğu için herhangi bir süreye tabi tutulmamışken, nisbi butlanda hak düşürücü süreler öngörülmüştür.
Nisbi butlan davası, evlenme sırasında geçici bir nedenle ayırt etme gücünden yoksun olan eş, evlenmeye yönelik irade irade beyanında sakatlık olan taraf ve rızası alınmamış yasal temsilci tarafından açılabilecektir. Davacının ölümü halinde, evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara geçmez anca mirasçıları açılmış olan bir nisbi butlan davasını devam ettirebilirler.
Nisbi Butlan Halleri
Geçici Ayırt Etme Gücünden Yoksunluk
İrade Sakatlığı (Yanılma, Aldatma, Korkutma)
Yasal Temsilcinin Rızasının Yokluğu
1. Geçici Ayırt Etme Gücünden Yoksunluk
Ayırt etme gücünün geçiçi kaybı, alkol ve çeşitli psikotrop maddelerden dolayı olabileceği gibi, dahili ve harici başka etkenlerden dolayı da olabilir. Geçici ayırt etme gücü olmayan eşin, bu duruma gelmede kusurlu olması nisbi butlan davası açmasını engellemeyecektir.
Bu kişi nisbi butlan davasını, iptal sebebini öğrendiği tarihten itibaren “6 ay” ve herhalde evlenmeden itibaren “5 yıl” içinde açmalıdır. Beş yıl geçtikten sonra öğrenilen iptal sebebine dayanılarak dava açılamaz.
Evlenme esnasında ayırt etme gücüne sahip olmayan eş iptal davasını açtıktan sonra ölürse, açılmış olan nisbi butlan davasına mirasçıları devam edebilecektir.
2. İrade sakatlığı
Yanılma: Bu durum TMK m. 149’da düzenlenmiştir:
Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa,
Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse.
Burada söz konusu olan yanılma hallerinden biri evlenilen kişide yanılmadır ve burada kişinin şahsında yanılma söz konusudur. Yani evlenen kişi, evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği halde yanılarak bu evlenmeye razı olmuştur. Bu halde evliliğin iptali istenebilir.
Diğer yanılma hali ise eşin niteliklerinde yanılmadır. Ancak bu evliliğin iptalini isteyebilmek için o niteliğin bulunmamasının diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirecek derecede olmalı.
İptal davası, sadece yanılan eş tarafından yanılmanın öğrenildiği tarihten itibaren “6 ay” ve herhalde evlenmeden itibaren “5 yıl” içinde açılmalıdır. Yanılan eş iptal davası açtıktan sonra ölürse, mirasçıları nisbi butlan davasını devam ettirebilir.
Aldatma: Bu durum TMK m. 150’de düzenlenmiştir.
Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa,
Davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse.
Aldatma, evlenilen eş tarafından gerçekleştirilebileceği gibi onun bilgisi dahilinde üçüncü bir kişi tarafından da gerçekleştirilebilir. Aldatma, eşin namus ve onuru hakkında yanlış bilgi verilmesine ilişkin olmalı. Bu durumun o eşle yaşamayı çekilmez hale getirecek derecede olmasına gerek yoktur.
Eşin veya alt soyunun sağlığı için tehlike oluşturan bir hastalığın gizlenmesi de aldatma kapsamına girecektir. Tedavisi olmayan hastalıklar bu kapsamdadır.
İptal davası sadece aldatılan eş tarafından açılabilecektir. İptal davası, aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren “6 ay” ve herhalde evlenmeden itibaren “5 yıl” içinde açılmalıdır. Aldatılan eş iptal davası açtıktan sonra ölürse, mirasçıları açılmış olan nisbi butlan davasına devam edebilecektir.
Korkutma: Bu durum TMK m.151’de düzenlenmiştir.
Korkutmanın, korkutulan eşin kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namusu ve onuruna yönelik ağır bir tehlikeye ilişkin olmalıdır. Korkutma ağır ve yakın bir tehlikeye ilişkin olmalıdır.
Nisbi butlan davası ancak korkutulan eş tarafından açılabilir. Ancak bu eş dava açtıktan sonra ölürse mirasçıları bu davaya devam edebilecektir. İptal davası, korkunun etkisinin ortadan kalktığı andan itibaren “6 ay” ve herhalde evlenmeden itibaren “5 yıl” içinde açılmalıdır.
3. Yasal Temsilcinin Rızasının Yokluğu
17 yaşını doldurmuş bir küçük ya da kısıtlı ancak yasal temsilcisinin izni ile evlenebilir. Eğer izin olmadan bu kişi evlenirse, yasal temsilci evlenmenin iptalini isteyebilir.
16 yaşını doldurmuş ancak 17 yaşını doldurmamış kişi mahkemenin izni ve yasal temsilcisinin rızası olmadan evlenirse bu durumda yasal temsilci iptal davası açabilecektir.
Nisbi butlan davası için öngörülen hak düşürücü süreler, yasal temsilcinin izninin alınmadığı haller için uygulama alanı bulmaz. Yasal temsilci iznini almadan 17 yaşında evlenen kişiler için, o kişi “18 yaşını doldurana kadar” yasal temsilci iptal davası açabilecektir. Ancak yasal temsilci dava açmadan, hatta dava açsa bile iptal kararı verilmeden önce, izin almadan evlenen kişi 18 yaşını doldurursa veya karı gebe kalırsa artık o evlenmenin iptaline karar verilemeyecektir.