İstinafın amacı, hukuk sisteminde verilen kararları ve hükümleri gözden geçirerek adaletin sağlanmasını, hukuka uygunluğunun denetlenmesini ve mahkeme kararlarının yanlışlıklarının düzeltilmesini sağlamaktır. İstinaf, temyiz aşamasından önce gelen bir inceleme yoludur ve genellikle yerel mahkemelerin verdiği kararların bir üst mahkeme tarafından tekrar değerlendirilmesine imkan tanır.
İSTİNAF NEDİR?
İlk derece mahkemesinin kararları hatalı veya eksik olabilir. Taraflar bu durumda verilen kararın tekrar incelenmesini ve hukuka uygunluğunun denetlenmesini isteyebilirler. Bu durumda hataların ve eksikliklerin giderilmesi için kararın kesinleşmesine mahal verilmeden yasal süre için üst mahkemeye başvuru yapılması gerekmektedir.
Yerel mahkeme incelemesi sonrasında yapılan denetlemelere kanun yolu adı verilmiştir. 2016 yılından önce tek üst mahkeme Yargıtay iken 20.07.2016 tarihinde Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle üç dereceli yargılama ortaya çıkmıştır.
İstinaf, Türk hukuk sisteminde bir hukuki terimdir. Türk Ceza Hukuku ve Türk Medeni Hukuku gibi çeşitli hukuki konularda kullanılmaktadır. İstinaf, Türk hukukunda temyiz aşamasından önce gelen bir inceleme yoludur.
Bir davada istinaf yoluna başvurmak, hükmün veya kararın bir üst mahkeme tarafından tekrar gözden geçirilmesini talep etmektir. İstinaf, genellikle mahkeme kararlarına karşı yapılan bir itiraz yoludur ve taraflardan biri veya her iki taraf, mahkeme kararına itiraz ederek istinaf başvurusunda bulunabilir.
Özellikle yerel mahkemelerin verdiği hükümler veya kararlar istinaf incelemesi için başvurulabilir. İstinaf süreci, hükmü veren mahkemenin kararını değerlendiren ve hukuka uygunluğunu denetleyen bir üst mahkeme tarafından gerçekleştirilir. Bu üst mahkeme, istinaf mahkemesi olarak adlandırılır.
İstinaf yoluna başvurulduğunda, dosyanın tamamı veya belirli hukuki konular istinaf mahkemesi tarafından gözden geçirilir ve değerlendirilir. Bu inceleme sonucunda hükmün doğru olup olmadığına, hukuka uygunluğuna ve delillerin doğru değerlendirilip değerlendirilmediğine karar verilir.
Türk hukuk sisteminde, istinaf yoluna başvurulacak dava türleri ve hangi mahkemelerin istinaf başvurusuna yetkili olduğu kanunlarla belirlenmiştir. Her dava türü ve mahkeme için istinaf başvuru usulü farklılık gösterebilir.
İSTİNAFIN AMACI NEDİR?
İstinafın amacı, hukuk sisteminde verilen kararları ve hükümleri gözden geçirerek adaletin sağlanmasını, hukuka uygunluğunun denetlenmesini ve mahkeme kararlarının yanlışlıklarının düzeltilmesini sağlamaktır. İstinaf, temyiz aşamasından önce gelen bir inceleme yoludur ve genellikle yerel mahkemelerin verdiği kararların bir üst mahkeme tarafından tekrar değerlendirilmesine imkan tanır.
İstinafın temel amaçları şunlardır:
Adaletin Sağlanması: İstinaf, adil bir yargılama sürecinin ve hakkaniyetin korunması için önemli bir mekanizmadır. Mahkeme kararlarının objektif bir bakış açısıyla gözden geçirilmesi, tarafların haklarının korunmasını ve doğru bir kararın verilmesini sağlar.
Hukuka Uygunluğun Denetlenmesi: İstinaf mahkemeleri, verilen kararların hukuka uygunluğunu denetler. Yargılama sürecindeki hukuki hataların veya yasaya aykırı uygulamaların düzeltilmesini sağlar.
Hatalı Kararların Düzeltilmesi: Yerel mahkemelerde yapılan hatalı değerlendirmeler veya eksiklikler, istinaf mahkemesi tarafından tespit edilerek düzeltilir. Bu sayede haksız yargılamaların ve hatalı kararların önüne geçilir.
Hukukun Gelişmesi: İstinaf kararları, hukukun gelişmesine katkı sağlar. Yüksek mahkemelerin verdiği içtihatlar, hukuk alanında önemli referans kaynaklarıdır ve hukukun daha tutarlı ve belirgin olmasına yardımcı olur.
Hukuki Güvence ve Dürüstlük: İstinaf yolunun bulunması, taraflara hukuki güvence ve dürüstlük sağlar. Taraflar, mahkeme kararlarına karşı istinaf başvurusu yaparak haklarını ve savunmalarını etkili bir şekilde kullanma imkanı bulurlar.
Sonuç olarak, istinafın amacı, hukuk sisteminin işleyişini adil ve hakkaniyetli kılmak, hatalı kararları düzeltmek, hukuka uygunluğu denetlemek ve hukukun gelişmesine katkıda bulunmaktır. Bu şekilde adaletin sağlanması ve hukuki güvencenin tesis edilmesi amaçlanır.
İSTİNAF MAHKEMESİ NE İŞ YAPAR?
İstinaf mahkemesi, Türk hukuk sisteminde temyiz aşamasından önce gelen bir inceleme mahkemesidir. İstinaf mahkemesinin temel işlevi, yerel mahkemelerin verdiği hükümleri ve kararları incelemek, hukuka uygunluğunu denetlemek ve gerekli görülen hallerde bu kararları değiştirmek veya düzeltmektir. İstinaf mahkemeleri, genellikle bölge adliye mahkemeleri şeklinde düzenlenir.
İşte istinaf mahkemesinin temel işlevleri:
Hukuka Uygunluğun Denetlenmesi: İstinaf mahkemesi, yerel mahkemelerin verdiği hükümleri hukuka uygunluğu açısından denetler. Yargılama sürecinde yapılan hukuka aykırı uygulamaları veya hataları tespit eder ve gerekli düzeltmeleri yapar.
Delillerin Değerlendirilmesi: İstinaf mahkemesi, yerel mahkemelerde sunulan delillerin doğru bir şekilde değerlendirilip değerlendirilmediğini inceler. Delil değerlendirmesi sırasında yapılan hatalar veya eksiklikler tespit edilirse, bu durum düzeltilir.
Hatalı Kararların Düzeltilmesi: İstinaf mahkemesi, yerel mahkemelerin verdiği hatalı veya adaletsiz kararları düzeltebilir. Tarafların itirazı üzerine veya re'sen (kendiliğinden) inceleme yaparak, adaletin sağlanması için gerekli düzeltmeleri yapabilir.
Hüküm ve Kararın Kaldırılması veya Onaylanması: İstinaf mahkemesi, yerel mahkemelerin verdiği hükümleri ve kararları tamamen kaldırabilir veya onaylayabilir. Aynı zamanda, hüküm veya kararı kısmen değiştirme veya düzeltilme yetkisine sahiptir.
Hukuki Konularda İçtihat Oluşturma: İstinaf mahkemesinin verdiği kararlar, içtihat oluşturma açısından önem taşır. Bu kararlar, hukukun gelişmesine katkı sağlar ve gelecekteki benzer davaların çözümünde referans kaynağı olarak kullanılır.
Önemli bir not, istinaf mahkemesi kararlarına karşı karar düzeltme yolu olan temyiz başvurusu da söz konusu olabilir. Temyiz mahkemesi, istinaf mahkemesinin kararlarına karşı yapılan itirazları değerlendirir ve son inceleme aşamasını oluşturur. Bu şekilde, hukuk sistemindeki üç aşamalı yargı sistemi tamamlanmış olur.
İstinaf Kanun Yoluna Başvurulabilecek Haller:
Kural olarak ilk derece mahkemelerinin nihai kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Nihai kararlar dışında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı da istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Hukuk yargılamasında istinaf kanun yoluna başvuruda malvarlığına ilişkin davalarda belirli sınırı geçen kararlar hakkında istinafa başvuru hakkı mevcut olup bu şekilde yargı sürecinin uzamasının önlenmesi hedeflenmiştir.
01.01.2021 tarihinden itibaren verilen;
İcra Hukuk Mahkemesinde 13.740 TL’yi geçen,
İş Mahkemesinde 5.880TL’yi geçen,
Asliye Hukuk, Aile, Ticaret, Sulh Hukuk, Kadastro Mahkemelerinde 5.880 TL’yi geçen kararlarda istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir.
01.01.2020-01.01.2021 tarihleri arasında verilen kararlar için ise bu sınırlar şu şekildeydi;
İcra Hukuk Mahkemesinde 12.600 TL’yi geçen,
İş Mahkemesinde 5.390 TL’yi geçen,
Asliye Hukuk, Aile, Ticaret, Sulh Hukuk, Kadastro Mahkemelerinde 5.390 TL’yi geçen kararlarda istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir.
Ceza yargılamasında ise ilk derece ceza mahkemelerinin son kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir Ceza mahkemelerinin son kararları, yani hüküm olarak kabul edilen kararları; beraat, mahkumiyet, düşme, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, davanın reddi, güvenlik tedbirine hükmedilmesi şeklindeki kararlarıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu m.272’ye göre; 15 yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, istinaf başvurusu yapılmasa bile istinaf yargılamasına tabidir.
İstinaf kanun yoluna başvuran kişinin hukuki yararının bulunması gerekmektedir. Örneğin; ilk derece mahkemesinde lehine karar verilmiş tarafın kural olarak istinafa başvurmada hukuki yararı yoktur, denebilir.
Ceza Yargılamasında Bazı Kararlara Karşı İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacaktır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesinin 3. fıkrasına göre;
3000 TL dahil adli para cezasına “mahkumiyet hükümleri” aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamaz.
Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan “beraat hükümleri” kesindir. Bu hükümler aleyhine istinaf yoluna başvurulamaz
Özel kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler aleyhine de istinaf kanun yoluna başvurulmaz.
Hukuk yargılamasında yasal süreler
İstinaf kanun yoluna başvurunun yasal süre içerisinde yapılması gerekir.
İcra Hukuk Mahkemesinde İcra İflas Kanunu M.363/1’e göre tefhim veya tebliğden itibaren 10 gün içerisinde,
İş Mahkemesinde kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde,
Asliye Hukuk, Aile, Ticaret, Sulh Hukuk, Kadastro Mahkemelerinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Ceza yargılamasında istinafa başvuru süreleri
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 273 maddesine göre; istinaf başvurusu ceza yargılamasında hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Bu kural sanığın bulunduğu duruşmada hükmün açıklanması halinde geçerlidir. Sanığın hazır olmadığı duruşmada, yani sanığın yokluğunda hükmün açıklanması halinde, 7 günlük istinaf yoluna başvuru süresi hükmün sanığa tebliğini takiben başlar.
Hukuk Yargılamasında İstinaf Kanun Yoluna Başvururken İstinaf Sebepleri Belirtilmelidir
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre yapılan istinaf başvurularında istinaf nedenleri gösterilmelidir. İstinaf dilekçesinde istinaf sebepleri gösterildiği takdirde, Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) istinaf incelemesini bu nedenler üzerinden yapacaktır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin aşağıda yer alan kararında istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağını ancak kamu düzenine aykırılık görürse bu re’sen gözeteceğini belirtmiştir.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
2020/964 E.
2020/6590 K.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 342/3. maddesinde “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355’nci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.” Aynı Kanun’un 355. maddesinde ise “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 352/1. maddesinde de başvuru şartlarının yerine getirilmemesi ya da başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı üçüncü kişi vekili tarafından 23.06.2017 tarihinde süre tutum dilekçesi verilmiş olup, davacı üçüncü kişi vekiline gerekçeli karar 13.10.2017 tarihinde tebliğ edilmiş 26.10.2017 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gerekçeli temyiz dilekçesi gönderilmiştir. Bu durumda, 10 günlük süre geçtikten sonra gerekçeli istinaf dilekçesinin verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, davacı üçüncü kişi tarafından süre tutum dilekçesinde gerekçeli karar tebliğinden sonra ayrıntılı temyiz dilekçesi sunulacağı belirtilmiş, süre tutum dilekçesinin içeriğinde “bilirkişi raporuna itirazlarının ve taleplerinin bir bütün olarak dikkate alınmadığı ve değerlendirilmediği,” ibareleri yer almaktadır. Bu durumda, süre tutum dilekçesi içeriğinden, bilirkişi raporuna itiraz ve delillerin birlikte değerlendirilmesi hususunun istinaf sebebi olarak sayıldığı, bu haliyle istinaf sebebinin gösterildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin bu sebep çerçevesinde incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.