Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası
Kamulaştırma nasıl gerçekleştirilir?
Kamulaştırma, kamulaştırma kanununa göre yapılmaktadır. Kamulaştırmanın temel amacı, mal sahipleriyle anlaşarak hakların tapuda devredilmesidir.
Tarım arazilerinde net gelir yöntemi, arsalar için emsal satış değeri, yapılar arasında ise resmi birim fiyatları ve yapı maliyetleri hesaba katılarak kamulaştırma bedeli belirlenir ve mal sahibine peşin olarak ödenir.
Kamulaştırma bedeli kabul edilmezse ne yapılır?
Mal sahipleri, kamulaştırma bedelini kabul etmeme hakkına sahiptir. Ancak bedel tespiti için dava açma hakkı kamulaştırma yapan idareye aittir. Bu durumda, kamulaştırma bedelinin tespitiyle ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bedel tespit ve tescil davası açılarak mahkeme tarafından bedel belirlenir. Mahkeme, yerinde keşif yaparak kamulaştırma bedelini tespit etmek üzere bilirkişiler atar. Tüm yargılama giderleri idareye ait olup, vekalet ücretleri mal sahiplerine yüklenir.
Kamulaştırma bedeli nasıl ödenir?
Kamulaştırma bedeli banka kanalıyla ödenir. Anlaşma sağlanamazsa mahkeme kararıyla belirlenen bedel, yerel bir banka şubesinde bloke edilir ve mahkeme kararında belirtilen hak sahiplerine ödenir.
Arazi ortak olarak kayıtlı olsa da fiili olarak taksim yapıldıysa, inşa edilecek tesise ait bedel sadece ilgili kişiye mi ödenir?
Eğer arazide fiili bir taksim yapılmışsa, kamulaştırma çalışmaları sırasında bu durum ortaya çıkacaktır. Bu durumda, kamulaştırma ve ürün bedeli, enerji üretim tesisinin geçtiği bölüme ait olan paydaşa ödenir.
Ekili ürün bedeli ödenir mi?
İnşaat faaliyetlerine zarar verebilecek nitelikteki ekili ürün bedeli kamulaştırma bedeline dahil edilmemişse, inşaat işlerine başlamadan hemen önce var olan durumda alınacak ürünün bedeli ödenir.
Şahsınız adına tescilli arazide başka bir kişiye ait ağaçlar varsa, ağaç bedelini kim alır?
İnşaat alanında kalacak ve zarar görecek ağaçlar, mal sahipleriyle birlikte keşif yapılarak tutanak altına alınır. Bu durumda ağaç bedeli, tutanakta belirtilen hak sahibine beyana dayalı olarak ve muhtarın onayıyla ödenir.
Arazinizi kiraladınız ve üzerindeki ekili ürün başka bir kişiye aitse, ürün bedelini kim alır?
Enerji tesislerinin kurulacağı arazide, arazideki ürünler tespit edilerek tutanak altına alınır. Bu durumda ürün bedeli, tutanakta adı geçen hak sahibine beyana dayalı olarak ve varsa kira kontratı ve muhtar onayıyla ödenir.
Hazine arazisini izinsiz kullanıyorsanız, arazi veya ürün bedeli alabilir misiniz?
Ecr-i misil belgesi ibraz edilerek, muhtar ve azaların imzalarının tutanakla kayıt altına alınması şartıyla ürün bedeli alınabilir. Arazi bedeli ise Hazine'ye ödenir.
Mera arazisini kullanıyorsanız, ürün bedeli alabilir misiniz?
Muhabere beyanıyla tutanak düzenlenerek ürün bedeli alınabilir. Arazi bedeli ise Hazine'ye ödenir.
Başkasının arazisini izinsiz kullanıyorsanız, arazi veya ürün bedeli alabilir misiniz?
Durum tespiti için muhtar ve azaların imzalarıyla birlikte tutanak düzenlenerek ürün bedeli alınabilir. Arazi bedeli ise tapudaki hak sahibine ödenir.
Köy Tüzel Kişiliği'ne ait araziler nasıl kamulaştırılır?
Köy Tüzel Kişiliklerinin arazi devrine ilişkin kararı, karar defterine kaydedilerek tapuda devir işlemi gerçekleştirilir. Bedel, Köy Tüzel Kişiliği hesabına yatırılır.
Arazinize enerji üretim tesisi yapılmasını istemiyorsanız ne yapmalısınız?
Kamulaştırma tebligatını aldıktan sonra yasal süre içinde kamulaştırma kararının iptali için dava açabilirsiniz.
Bedel tespit ve tescil davasında mahkeme masraflarını kim öder?
Mahkeme sürecinde ortaya çıkan tüm yargılama masrafları Zorlu Enerji tarafından karşılanır. Ancak vekalet ücretleri taraflara yüklenir.
Araziniz dedenizin adına tapuda kayıtlı ise ve siz varis iseniz ne yapmalısınız?
Dedenizin veraset ilamıyla tapu sicil müdürlüğüne başvurarak arazinin adınıza ve diğer varislerin adına intikalini talep etmelisiniz. Bu işlem yapılmadan kamulaştırma hak devri ve bedel ödemesi gerçekleştirilemez. İntikal için varislerden birinin başvurusu yeterlidir.
Hissedar olduğunuz arazide bir hissedar ikamet etmiyorsa, kamulaştırma nasıl yapılır?
Hissedarlardan biri veya daha fazlası yurtdışında veya başka şehirlerde bulunuyorsa ve vekâlet alınabilecekse vekâlet yoluyla devir işlemi gerçekleştirilebilir. Vekâletlerde taşınmazın ada parsel numarası ve hangi tapu işlemini yapmaya yetkili olduğu açıkça belirtilmelidir. Vekâlet verilmezse tüm hissedarlar bir araya gelerek tapu işlemi yapmak zorundadır. Yurtdışında yaşayanlar için tebligatlar elçilikler aracılığıyla yapıldığından süreç oldukça uzayabilir. Bu nedenle, işlemleri hızlandırmak için özel yetkilere sahip bir vekâletnameyle hareket etmek faydalı olabilir.
İpotekli arazilerin kamulaştırma bedelini kim alır?
Tapuda işlem sırasında tapu sicil müdürlükleri ipotek lehtarının muvafakatini arar. Muvafakat verilmezse kamulaştırma bedeli ipotek lehtarına ödenir ve mevcut borcunuzdan düşülür.
İnşaat faaliyetlerinin geçici irtifak alanının dışına çıkması durumunda ne yapılır?
Enerji üretim tesislerine ilişkin tüm inşaat faaliyetleri kamulaştırılan alanda gerçekleştirilir. Zorunlu hallerde alanın dışına çıkılması gerektiğinde, arazi sahibi/kullanıcısıyla görüşülür ve rızası alınarak ilave zararlar tarafınızca karşılanır.
Kamulaştırma kararına nasıl itiraz edebilirim?
Kamulaştırmaya konu olan taşınmaz malın maliki, tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açabilir. Ayrıca, maddi hatalara karşı adli yargıda düzeltim davası da açılabilir. Açılan davaların sonuçları, dava açmayanları etkilemez.
KAMULAŞTIRMA BEDELİ NASIL BELİRLENİR?
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.2013/18-682
Karar No.2014/376
Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedel tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 7.12.2010 gün ve 2009/126 E-2010/463 K. sayılı kararın incelenmesi davacı Belediye vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 24.11.2011 gün ve 2011/9673 E-2011/10536 K. sayılı ilamı ile;
( … Mahkemece yapılan araştırma ve incelemeyle alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki,
Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesiyle bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin ( g ) bendi hükmüne göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma ( değerlendirme ) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak değerinin tespit edilmesi gerekir.
Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için ana amaç; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, davaya konu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte, davaya konu taşınmazla aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması gereklidir. İzmir gibi büyük şehirlerde yukarda açıklanan bu özellikler itibarıyla davaya konu taşınmaza daha yakın konumda ve değerlendirme tarihine yakın satış tarihli taşınmaz satışlarının bulunması mümkün olduğu halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazla yukarda açıklanan özellikler itibarıyla benzer özellikler taşımayan ve satış tarihinin 1993 olması sebebiyle aradan geçen uzun sürenin yanıltıcı sonuçlara götürebileceği de dikkate alınmadan 1242 ada 24 parselin satışının somut emsal alınmış olması doğru görülmemiştir.
Mahkemece tarafların vereceği ya da re’sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarda açıklanan ilkelere uygun taşınmaz satışları araştırılarak emsal olabilme niteliklerine uygun bulunanlar tespit edilip bu emsallerin 11. maddenin ( d ) bendinde öngörülen vergiye esas olmak üzere ilgili belediyelerce bulundukları cadde veya sokak için değerlendirme tarihindeki asgari m2 değerleri getirtilip, davaya konu taşınmazın değerlendirme, emsal taşınmazların ise değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parsellen olup olmadıkları da belediye imar müdürlüğü ve tapu müdürlüklerinden araştırılıp bu emsallere göre ve ayrıntılı olarak karşılaştırma yapan raporlar alınarak oluşacak duruma göre karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
H.G.K.’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlatıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, 4650 Sayılı Kanun’la değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, afete maruz bölgede kalması sebebiyle kamulaştırma kararı verilen 12005 ada 7 parsel sayılı taşınmazın malikleri olan davalıların uzlaşmaya davet edilmelerine rağmen anlaşamadıklarını, bu hususun anlaşmazlık tutanağı düzenlenerek belirlendiğini ileri sürerek, kamulaştırma bedelinin tespitiyle taşınmazın davacı Belediye adına tescilini istemiştir.
Davalılardan bir kısmı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Sultaniye Mahallesi 1242 ada 24 parsel sayılı taşınmazı emsal alan bilirkişi raporu doğrultusunda kamulaştırma bedeli belirlenerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıya metni aynen alman ilamla bozulmuştur. yerel mahkemece önceki gerekçeyle direnilmiştir. Direnme kararını temyize davacı vekili getirmiştir.
H.G.K. önüne gelen uyuşmazlık; Kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde; mahkemece 24 numaralı parseli emsal kabul eden bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının isabetli olup olmadığı, buna göre, bozma ilamında değinilen şekilde yeniden emsal araştırması yapılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriği, toplanan delillere göre ve özellikle Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır. ( Nitekim Yargıtay H.G.K.’nun 26.6.2013 gün, 2013/18-32 E., 2013/885 K. sayılı ilamının da aynı yönde olduğu görülmüştür. )
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanunun 30. maddesiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, aynı kanunun 440. maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY KARARLARI
DAVA AÇILMASININ ŞARTLARI
“Kısaca; idarece Kamulaştırma Kanununun 8 inci maddesi uyarınca uzlaşma davetiyesinin resmi taahhütlü bir yazı ile taşınmaz mal malikine bizzat tebliğ edilmesi; mal sahibinin adreste bulunmaması durumunda, Tebligat Kanununun yukarıda açıklanan buna ilişkin hükümleri uygulanarak, tebligatın muhatap adına kabule yetkili kimselere (örneğin aynı çatı altında oturan aile efradına) yapılması gerekir. Tebligatın, muhatap (taşınmaz mal sahibi) veya muhatap adına tebligatı kabule yetkili kimselere yapılmamış olması halinde, geçerli kabul edilmesi olanaklı değildir. Şu açıklamalardan anlaşıldığı üzere; idarelerin, tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı Kamulaştırma işlemlerinde pazarlıkla satın alma usulünü uygulamaları yasal bir zorunluluk olup, idarece öncelikle, Kamulaştırma Kanunun 7 inci maddesi uyarınca taşınmaz mal sahibinin, onun ölümü halinde mirasçılarının adreslerini tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile tespit ettirilmesi, bu aşamadan sonra 8 inci madde gereğince anlaşma yolu denenerek malikin veya mirasçılarının 7 nci madde uyarınca tespit edilen adresine resmi taahhütlü bir yazı ile uzlaşma davetiyesinin gönderilmesi ve tebligatın, Tebligat Kanununa göre mal sahibine bizzat ya da onun adına kabule yetkili kimselere yapılması; mal sahibi bu davete İcabet etmez veya gelip de tahmini bedelde anlaşma sağlanamaz ise, ancak bu takdirde 10. maddeye göre bedel tespiti ve tescil istemiyle mahkemeye dava açılması gerekir…”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2007/5-713 esas, 2007/736 karar, 17/10/2007 tarihli ilam
DAVAYI KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN AÇABİLECEĞİ
Dava, 4650 Sayılı Kanlınla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı idarenin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 5. maddesine göre O.S. B. kamu yaran gerekçesiyle adına kamulaştırma yapılabilen veya yaptırılabilen özel hukuk tüzel kişiliğidir. Kamu yaran kararı O.S. B. müteşebbis heyetinin başvurusu üzerine bakanlıkça verilir. Arazinin mülkiyetinin edinilmesinde yapılan masraflar ile arazi bedelinin ödeme yükümlülüğü O.S. B. tüzel kişiliğine aittir. Olayımızda davacı özel hukuk tüzel kişiliğinin başvurusu üzerine hakanlıkça 10.02.2004 tarihinde kamu yaran kararı alınmıştır. Bu karar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 6. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ayrıca onaya tabi değildir.Söz konusu kamu yaran kararından sonra bakanlık kamulaştırma işlemlerini tekemmül ettirmesi için ilgili tüzel kişiliğe göndermiş ve ilgili tüzel kişilik tarafından da 27.08.2003 tarihinde O.S. B. Yönetim Kurulunca kamulaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi kararı alınmıştır. Bu karar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 6 /son maddesi cümlesi gereğince yetkili İcra organınca kamulaştırma işlemine başlandığını gösteren bir karardır. Daha sonra O.S. B.’ce 4650 Sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 8. maddesinde yazılı işlemler tamamlanmış ve bu dava açılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacı idarenin dava açma yetkisi ve aktif husumet ehliyeti mevcuttur. Bu nedenle davanın esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken davacı idarenin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi , 2004/12416 esas, 2005/2551 karar, 14.03.2005 tarihli ilam
TAŞINMAZIN GERÇEK MALİKİNİN BAŞKASI OLMA İHTİMALİ
“Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun dava hakkını düzenleyen 14/5 maddesi uyarınca kamulaştırma davalarında aleyhine dava açılan tapu malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşılırsa davaya bu gerçek malik dahil edilmek suretiyle devam olunur. Bu durum dikkate alınarak davanın gerçek hasma yöneltilmek üzere davacı vekiline süre verilerek, taraf teşkilinin sağlaması ve bundan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken kararda yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi , 2006/13045 esas, 2007/1681 karar, 15.02.2007 tarihli ilam
KAMULAŞTIRILACAK TAŞINMAZIN ARSA OLMASI DURUMU
Değerlendirme tarihi olan 18.4.2002 tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın kesinleşmiş 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde bulunup bulunmadığı, kesinleşmiş imar planı içinde olmadığının anlaşılması halinde ise, Belediye ve altyapı hizmetlerinden ( yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi ) yararlanma durumu, etrafının meskun olup olmadığı, nazım imar planı içinde ise Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.4.1998 gün ve 1996/6-1998/1 sayılı kararı uyarınca, bu plandaki konumu, hangi amaçla plan kapsamına alındığı, yerleşim merkezine mesafesi v.s. Belediye Başkanlığından,2-Dava konusu taşınmazın değerlendirilmesinde emsal alınan taşınmazların satış tarihi, miktarı ve satış bedelini gösterir tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden,3-Münavebeye esas alınan ürünlerin verim, üretim gideri ve satış fiyatını gösterir belgenin İl Tarım Müdürlüğünden Temin edilerek dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi , 2003/2351 esas, 2003/4076 karar, 15.05.2003 tarihli ilam
KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN BELİRLENMESİNDEKİ ESASLAR
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu … ilçesi … mahallesi 557 pardsel sayılı 21050 m2 yüzölçümlü taşınmazın aynı mahkemenin 2016/383-2018/30 sayılı 09.07.2018 tarihinde kesinleşen muhtesat aidiyeti tesbiti davasına göre üzerindeki meyveli ve meyvesiz ağaçların davalılardan … ve diğerlerine ait olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
1-Dava konusu taşınmazın öncelikle kuru tarım arazisi mi sulu tarım arazisi mi olduğu tespit edilip değerlendirme tarihi olan dava tarihi 2016 yılına ilişkin münavebe
ürünlerine ait İlçe Tarım, Gıda ve Havyvancılık Müdürlüğü verine göre taşınmazın zeminine değer biçilmesi gerekerken bilirkişi kurulunca tayşınmazın kapama elma bahçesi kabul edilerek 2015 yılı resmi verilerine göre değer biçilip 2016 yılına Yİ-ÜFE endeksi uygulayarak bedel tespit eden rapora göre hüküm kurulması
2-Kesinleşen tespit dosyasına göre dava konusu taşınmaz üzerindeki muhtesatın davalılar … ve arkadaşlarına ait olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından taşınmazın kapama karışık meyva bahçesi olarak değerlendirme tarihi olan dava tarihi 2016 yılına ilişkin İlçe Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü verilerine göre değer tespit edelip bulunan bedelden, taşınmazın sulu yada kuru tarım arazısı olarak niteliği belirlendikten sonra zemine eklebiliecek münavebe ürünleri net gelirine göre belirlenen bedelin düşülmesi sonuc tespit edilen muhtesat bedelinin bu davalılara ödenmesi gerektiği gözetilmeden dava konusu taşınmaz üzerinde buunan elma ağaçları dışındaki ağaçlara yaş, cins ve nevilerine gövre maktuen değer biçen bilirkişi raporuna göre muhtesat bedelinin tesbitine karar verilmesi,
3-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve kesinleşen tespit dosyasında belirtilen çeşitli yaşlarındaki kavak ile söğüt ağaçlarının sınır ağacı niteliğinde olup olmadığı tespit edilerek, sınır ağacı niteliğinde ise yaş, cins ve nevilerine göre maktuen değerleri tespit edilip muhtesat sahibi … ve arkadaşlarına ödenmesine; sınır ağacı niteliğinde değil ise taşınmaz muhtesat bedelinin tespiti sırasında kcapama meyve bahçesi nietilğinde kabul edildiğinden ayrıca bu ağaçların bedelinin tespit edilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
4-Davalılar ile tapu malikleri arasında hukuki irtibatı sağlayanbir kısım veraset ilamları dosyada olmadığı gibi, tapuda intikalı yapılan ancak verasette iştirak halinde mülkiyet gözüken paylara ilişkin olarak da dayanak veraset ilamlarıda dosyada yoktur. Bu veraset ilamları getirtilip davalıların payları belirlenmeden ve bu hususta bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulması, doğru olmadığı gibi,
5-28.04.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7139 sayılı Yasanın 6.maddesi gereğince … Genel Müdürlüğü harçtan muaf hale geldiğinden harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
6-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA…
(Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/22346 Esas, 2018/24392 Karar, 11.12.2018 Tarihli İlam)
ÜZERİNDE FARKLI TÜRDEN AZ OLAN MEYVE AĞAÇLARI BULUNAN ARAZİNİN DEĞERİNİN HESAPLANMASI
Dava konusu taşınmazın tamamı kapama elma bahçesi olarak değerlendirilip üzerinde bulunan armut, erik, şeftali ve ceviz ağaçlarına da ayrıca maktuen değer verilmiştir. Dava konusu taşınmazın kapama meyve bahçesi olarak değerlendirilmesi doğru olup, bu şekilde yapılan değerlendirme ile kamulaştırılan yerin tamamından uygun teknikle normal olarak sağlanabilecek gelir dikkate alınacağına göre taşınmazın üzerinde bulunan başka unsurların gelirinin de artık zemin değerine bir katkısı söz konusu edilemez.”
Yargıtay 18.Hukuk Dairesi, 2011/449 esas, 2011/1812 karar, 15.02.2011 karar tarihli ilam
EMSAL TAŞINMAZIN TAŞIMASI GEREKEN NİTELİKLER
1- Dava konusu taşınmaz Çavuşlu Köyünde olup 4000 m2 yüzölçümlüdür. Emsal olarak alınan taşınmaz M şehir merkezinde Nusratiye mahallesinde 144 m2 yüzölçümlü küçük alanlı bir parseldir. Arsalara emsal kıyaslaması yapılması için dava konusu taşınmaza yakın yerlerden ve değerlendirme tarihine yakın tarihteki benzer yüzölçümlü taşınmazların emsal alınması gerekir.”
Yargıtay 5.Hukuk Dairesi, 2004/625 esas, 2004/2232 karar, 4.3.2004 karar tarihli ilam
2- “Bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmaz, şehrin en gelişmiş ticaret ve iş merkezinde emsal olarak alınan taşınmaz ise şehrin merkezine daha uzak, yeni gelişmekte olan ve seyrek iskan alanında bulunmaktadır. Taşınmazın bu özellikleri nazara alınarak, bilirkişi kurulunca da dava konusu taşınmazın emsalden 10 kat daha değerli olduğu kabul edildiğine göre, emsal olarak kabulü mümkün olamayacağı açıktır.”
Yargıtay 5.Hukuk Dairesi , 2004/1163 esas, 2004/1972 karar, 1.3.2004 karar tarihli ilam