Altın Saçlı Kadın: Bir Kısa Hikaye
Gençliğimde çok güzel bir kadındım ben; herkes hayran kalırdı altın sarısı saçlarıma, tenimin parlaklığına, incecik belime… Bir gün bir adam yanaştı yanıma. “Ne zarif bir kadınsız; ne işiniz var bu çirkin binada?” dedi. “Rahibeyim ben.” dedim, “izninizle işime dönmem gerek.” Sıkıca kavradı kolumu, bırakmadı. Yardım çağrılarımı kimse duymadı, çırpınışlarımı kimse görmedi. Kıyafetlerimi parçaladı, çırçıplak, yapayalnız bıraktı beni.
Kimseye anlatamadım derdimi. Beni suçladılar hep: “Nasıl izin verirsin buna? Kutsal bir alanın kirlenmesine sebep oldun!” diyerek beni cezalandırdılar. Kısacık kestiler saçlarımı, yılanlar koydular yerine; kırmızıya boyadılar masmavi gözlerimi…
Korkunç bir canavara dönüştüm. İnsanlar korkuyor benden artık. Hiçbir yanlışım olmamasına rağmen ben cezalandırıldım; adam ise devam etti hayatına, hiçbir şey yaşanmamış gibi…