Giriş
Tanrı’nın varlığı tarih boyunca konuşulmuş, tartışılmıştır. Platon gibi bazı filozoflar her şeyi Tanrı’nın yarattığına inanırken, Nietzsche gibi bazı filozoflar ise Tanrı’nın “ölü” olduğunu savunmuştur.
Platon ve İdealar Kuramı
Platon[i]
Platon’a göre, Tanrı her şeyden önce gelmekte ve bütün ideaları içinde barındırmaktadır; insanı yaratma, insanın aklındaki idealar ve kavramların başında Tanrı gelmektedir. Platon, 'Devlet' adlı eserinde şu örneği veriyor: Tanrı öncelikle marangozu yaratıyor ve onun aklına “yataklık” kavramını koyuyor. Marangoz bu kavramla bir yatak yaratıyor ve son olarak bir ressam, bu yatağın resmini çiziyor. Tanrı’nın “yataklık” kavramı orjinalliğini korurken, marangozun aklındaki “yataklık” kavramı Tanrı’nınkinin 1. dereceden kopyası, yaptığı yatak 2. dereceden kopyası, ressamın çizdiği resim ise 3. dereceden kopyası haline geliyor. Bundan da anlaşılacağı üzere Platon, Tanrı’dan başka her şeyin birer kopya olduğunu ve bizi yanılttığı için tehlikeli olduğunu düşünüyor.
Tanrı’nın yaratmış olduğu bu kavramlar Platon’un deyişiyle İdealar Dünyasında yer alıyor; buradaki kavramlar ise en mükemmel, en kusursuz şekillerinde var oluyorlar. Diğer taraftan, Zihinsel Dünyada biz insanların düşünceleri yer alıyor. Yatak örneğini ele alırsak, İdealar Dünyasındaki “mükemmel yatak” iken, Zihinsel Dünyadaki yatak İdealar Dünyasındakinin kusurlu bir kopyası oluyor.
Kısacası Tanrı, bütün ideaların kaynağı olduğundan, Platon’un felsefesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Nietzsche ve Ahlakdışı Anlamda Doğruluk ve Yalan Üzerine
Friedrich Nietzsche[ii]
Nietzsche’nin Tanrı üzerine olan düşüncesi Platon’unkine oldukça terstir. “Tanrı öldü ve onu biz öldürdük.” sözüyle tanınan ünlü filozof bu cümleyle, aslında Tanrı’nın hiç var olmadığını, bu kavramı insanların yarattığını ve Tanrı’nın gerçek olmadığını anladıklarında onu “öldürdüklerini” kastediyor.
Nietzsche’ye göre her şey insanda başlıyor ve dolayısıyla bütün kavramlar insan beyninde oluşuyor. Platon’un marangoz örneğini Nietzsche’nin perspektifinden bakarak bir kez daha değerlendirelim; “Yatak” kavramını da, “Tanrı” kavramını da insan kendi yaratıyor. “Ahlakdışı Anlamda Doğruluk ve Yalan Üzerine” adlı kitabında Nietzsche, kavramları çocukken öğrendiğimizden bahsediyor: büyüyene kadar bildiğimiz bütün yatakları unutuyoruz ve en sonunda aklımızda “yataklık” kavramı kalıyor sadece. Başka bir deyişle, unutarak ve genelleme yaparak öğreniyoruz.
Sonuç
Sonuç olarak, Platon ve Nietzsche'nin Tanrı'nın varlığı üzerine farklı perspektifleri vardır. Platon, Tanrı'yı ideaların kaynağı olarak görüp, onun varlığının her şeyin temeli olduğunu savunurken, Nietzsche Tanrı'nın insanların yarattığı bir kavram olduğunu öne sürmektedir. Her iki filozofun düşünceleri de insan düşüncesinin ve algısının derinliğini ve çeşitliliğini yansıtmaktadır. Tanrı'nın varlığı üzerine bu iki farklı yaklaşım, felsefi düşünce tarihinde önemli tartışma konuları olmaya devam etmektedir.