Bundan tam 5000 yıl önce Sarı Nehir ile Yangzi Nehri arasında yaşayan birçok kabile vardı. Zaman içinde bereketli topraklara yeni kabileler yerleşmeye başladı ve toprak mücade...
Bundan tam 5000 yıl önce Sarı Nehir ile Yangzi Nehri arasında yaşayan birçok kabile vardı. Zaman içinde bereketli topraklara yeni kabileler yerleşmeye başladı ve toprak mücadelesi kaçınılmaz oldu. Yerleşen kabileler içinde bir tanesi bu kavgalara son vermek için ordusunu hazırladı ve tam 52 savaş yaptıktan sonra tüm kabileleri kendi hükümdarlığı altında birleştirdi. Bu başarıdan dolayı kabilesi O’na Sarı İmparator (Huang Di) ünvanını verdi. Efsaneye göre Sarı İmparator sadece savaşlara son verdiği için değil, halkı için yaptığı hizmetlerden dolayı büyük saygı görmüştü. Çin kültürünü geliştiren pek çok icat O’nun döneminde gerçekleşmiştir. At arabası, geminin icadı, tıbbın gelişimi, ipek üretimi, Çin yazısının gelişimi, para birimi, ağırlık birimi, ölçü birimleri gibi… Tabii ki Büyük Çin İmparatorluğu pek çok imparatorluk tarafından yönetilmiş ve her dönemin kendine özgü kültürü gelişme göstermiştir. Az sonra paylaşacağım öğrenim yolunda sanatın daha spesifik olmak gerekirse heykel sanatının hanedanlıklarda nasıl gelişme gösterdiklerine tanık olacağız. Keyifli yolculuklar...
ANTİK ÇİN’DE HEYKEL SANATI ÜZERİNE
Ünlü Çinli Mimar Liang Sicheng ‘Heykel en eski sanattır’ der. İnsanlığın var oluşundan bu yana üretim ve yaşamsal ihtiyaçlar için oymacılığa Paleolitik Dönemlerde başlamışlardır. Zaman içinde geçirdiği gelişimle heykel giderek daha güçlü sanatsal nitelik kazanmaya başlamıştır. İç mekan dekorasyonundan şehirlerdeki büyük meydanlara kadar heykel insanlarda ve kentin dokusunda estetik duygusunu yüceltmiştir. Heykel çeşitli dönemlerin sosyo-kültürel, din ve felsefe gibi farklı toplumsal ideolojilerinden doğrudan etkilenmiştir. Örneğin Yontma Taş Devrinde, hayvan heykelleri ve boyanmış tanrıça heykelleri son derece ilkel ve basittir, bu dönem insanlarının hayvan tutkusunun ötesinde varlık nedenini ve kendini-doğayı anlama sürecine heykellerin büyük katkı sundukları kaçınılmaz bir gerçektir. Başka bir örnek daha verecek olursam; sanırım Terracotta Savaşçılar ve Atları duymayanımız yoktur, muhteşem güzelliğe sahip bu heykeller erken dönem feodal toplumda imparatorluk ordusunun gücünü canlı bir şekilde otaya koyar.
Bir genelleme yapacak olursak, heykellerde üç temel biçim karşımıza çıkar: Yuvarlak heykeller, bir alanı kaplayan tek başına ya da grup olarak yapılmış olan üç boyutlu heykellerdir, rölyef heykeller, derinliği içinde saklı iki boyut heykellerdir ki özellikle bundan önceki Antik Mısır ve İkonik Eserler başlıklı öğrenim yolunda rölyeflerden sıkça bahsetmiştim ve son olarak delikli heykeller, oyuklu heykeller adıyla da anılan küçük el sanatlarında kullanılan türdür.
Sanatsal bir biçim olarak heykel, dünyanın birçok medeniyetinde çok erken dönemlerinde ortaya çıkmıştır ve farklı uygarlıkların kültürlerinde farklı anlayış ve biçimde toplumların her yönden farklılıklarını ortaya koymuştur. Örneğin; Çin heykelleri daha empresyonistken(İzlenimci) batılı heykeller daha realisttir(Gerçekçidir). Konuyu biraz detaylandıracak olursam, Çin heykeltıraşları insan ve hayvan figürleri şekillendirirken anatomi ilkelerinden ve biçimde benzerlik kurallarından uzak daha çok yüzde duyguların düşüncelerin ifadesinin güçlü olmasına özen göstermişlerdir. Aynı yaklaşımı Afrika heykelleri ve masklarında da görmek mümkündür. Çin’in sanatsal yaratma standardı, biçimde benzerlik arayışı yerine özde benzerlik vurgusu heykel sanatını ve diğer plastik sanatları da son derece etkilemiştir.
Çin heykellerinin gelişimi kendi tarihsel süreci içinde ki gelişimiyle yakından ilişkilidir. Eski Çağlarda sade çömlek heykeller o dönemin huzurunu ve sakinliğini yansıtıyordu. Shang ve Zhou Hanedanlıklarındaki gizemli bronz heykeller bir tür güzelliği sergiliyordu; Qin ve Han Hanedanlıklarında hızla genişleme ruhu ve imparatorların kendisinden sonraki dönemlede dahi halka varlıklarını hissettirme duygusu muhteşem Terracotta Savaşçılar ve Atları şekillendirmişti.
Budizm’in Çin’de yayılmaya başlamasıyla mağara ve nişlerin Çin Seddi’nin bir kısmının Budist Heykeller için ayrılmasına neden oldu. Tang Hanedanlığının yükselme döneminde büyük Budist heykeller Çin halkının özgüvenini ve açık fikirliliğini gösteriyordu. Song Hanedanlığından Ming ve Qing Hanedanlıklarına doğru daha da zarifleşen ve seçkinleşen heykeller dönemin özelliklerini yansıtmıştır. Modern zamanlarda Çin Heykelleri batı heykellerinden etkilenmeye başlamış ve egzotik bir üslup ortaya koymuşlardır.
AYAKTA DURAN BRONZ ERKEK HEYKELİ
Sanxingdui sanatçıları (MÖ:1700-211) parça kalıp dökme tekniği ile yaptıkları bronz heykellerle, özellikle şarap ve yiyecek koymak üzere imal ettikleri bronz kaplarla tanınırlar. Ancak Sanxingdui’ de ‘Ayakta Duran Erkek Heykeli’ bulunduğunda bilim ve sanat insanları hayrete düşmüş ve eski Çin sanatı hakkında ki düşünceleri değişmiştir. 2,4 m.den uzun olan erkek heykeli, uzun silindirik bedeni, çıkıntılı dirsekleri ve geniş dairesel elleriyle yüksek bir soyutlamanın ürünüdür. Buna benzer bir şeye daha önce hiç rastlanmamıştır. Artık bilim insanları o zamanlarda Shang hanedanından başka kültürlerinde önemli sanat eserleri üretmiş olabileceğini düşünmeye başladılar.
Ayakta duran erkek figürünün kaide yüksekliği ile birlikte toplam 2,62 m. Ve insan kısmının yüksekliği 1.72 m.dir. Figür üzerinde kurdeleli üç kat elbise ve ellerinde ve ayaklarında bilezikler vardır. Genel olarak bu figürün bir kral ya da şaman lideri olduğuna yani en yüksek otoritenin tanrı, şaman ve kral üçlü statüsünü üstlendiğine inanılır. Figürün büyük elleri var ve açık şekilde büyük bir nesneyi tutması amaçlanmış olabilir şeklinde yorumlanmaktadır. Heykel figürize edilmiş bir çok özellik taşımakla birlikte büyük ellerinin olması Avrupa’da Rönesans’ın klasik kalıplarını yıkarak oran-orantı, ölçü kavramlarını deforme ederek ki özellikle resim ve heykellerin vücut ve uzuvlarında bilinçli olarak bozulmalar yapılmasıyla, bilinen ilk örneklerinin 16. Yy da Avrupa’da uygulandığı düşünülen maniyerizm akımının aslında MÖ.Antik Çin Bronz Erkek Heykelinde görüldüğü kabul edilemez mi?
SANXİNGDUİ BRONZ TEK BAŞ HEYKELLERİ
Bronz ayakta duran figür heykeli dışında Sanxingdui’ de gün yüzüne çıkarılan birçok bronz tek baş heykelleri ve maskelerde vardır. Bu baş heykellerin yüz özellikleri kendine özgüdür ve gözlerin ve kulakların şekilleri özellikle abartılmış gerçek boyutlarından çok daha büyüktür. Baş heykelleri incelediğimizde vakur ve soğuk görünen kemikli yüzler ya da uysal ve dostane görünen yuvarlak yüzler olduklarına dikkat ederiz.
MISIR’DAN ESİNTİ ALTIN MASKE TAKAN BRONZ TEK BAŞ HEYKELİ
Çin’de çıkarılan diğer iki buluntu ise; altın maske takan bronz bir baş heykeli ile birlikte çıkarılan altın değnektir. Bu iki obje akılları fazlasıyla karıştırmıştır. Mısır kültürüyle inanılmaz benzerlik gösteren bu iki buluntu Sichuan’ın eski insanlarının yerli mi yoksa göçmen mi oldukları sorusunu gündeme getirmiştir. Fakat her ne olursa olsun uzak doğu kültürleri gizemini korumaya devam edecek ve kolay kolay çözülmeyecektir.
FANG DİNG NEDİR?
Fang Ding, Çin’in en eski hanedanlarından birisi olan Sang Hanedanlığı zamanında ritüeller için yapılmış kare ya da dikdörtgen şeklinde, dört bazen üç ayaklı büyük kaptır. Fang Ding benzeri bronz kaplar, eski Çin Şamanizmiyle bağlantılıdır. Bunlar dini törenler sırasında şarap sunmak için kullanılırdı. Bu durum size neyi çağrıştırdı? Çok daha sonraki dönemleri hatırlayalım, mesela semavi dinlerin ortaya çıktığı dönemlerde dini ritüellerde benzeri kapların yine aynı amaçla kullanıldıklarını çağrıştırmış olmalı. Kral mezarlarında birçok fang ding bulunmuştur. Bulunan en büyük kabın ağırlığı 100 kg.nin üzerindedir. Bunlar genellikle hayvan figürleri ve geometrik motiflerle süslenmiş olmaları bizim Çin heykel sanatını sınıflandırdığımızda, yukarıda da belirttiğim üzere fang dingler, delikli heykel kategorisinde önemli bir yere sahiptir.
TERRACOTTA SAVAŞÇILAR VE ATLAR
Benimde hayranlık duyduğum ve yazmaktan büyük zevk aldığım Pişmiş Toprak Savaşçılar ( Terracotta) ve Atlar ile ilgili öğrenim yolculuğumuza başlayabiliriz. Qin Shi Huan Di MÖ.246 yılında henüz 13 yaşındayken tahta çıktığında anıt mezarının projesine de başlamıştı. Mühendislerin o güne kadar yapılmamış olan en görkemli mezarın yapılmasını istiyordu ve çalışmalarını bizzat denetliyordu. İnşasında 700 binin üzerinde zorunlu işçinin 39 yıl boyunca çalıştığı anıt mezarı, son derece ironik O’nun tam öldüğü yıl olan MÖ.210 yılında bitmiştir. İmparator kendi hazırlattığı Çin tarihinin en görkemli mezarına gömüldü. 8000 adet gerçek insan boyutunda, her birinin farklı yüz ifadeleri bulunan heykel ve at bir düzen içinde yapılmış öldükten sonra O’nu koruması için mezarının doğusuna gömülmüştür. Mezar imparator hayattayken içinde yaşadığı saray kadar büyüktü ve tıpkı Antik Mısırlılarda olduğu gibi Eski Çin geleneğinin de bir parçası olarak hükümdarlar sahip oldukları servet ve yaşayan hizmetkârlarıyla birlikte gömülürdü. Terracotta Askerler imparatoru ve servetini sonsuza kadar koruyacak ve ölümünden sonra bile liderlerine hizmet edeceklerdi.
1974 yılında Çin’in Lintong şehrinde su kuyusu açmak için toprağı kazan çiftçilerin tesadüfen keşfettikleri bu muazzam güzellikteki arkeolojik buluntu bugün müze haline getirilmiş kazı alanları ve sergileriyle Çin’in en çok ziyaret edilen turistik merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Bir sonraki Öğrenim Yolu’nda sizlerle Budist ve Kent Heykellerine yolculuk yapacağız. Keyifli okumalar…