BALCALI HASTANESİ, DEPREM ve TIP EĞİTİMİ II

Geçen yıl haziran ayında Balcalı hastanesi, Deprem ve Tıp eğitimi (https://www.habereguven.com/deprem-balcali-hastanesi-ve-tip-egitimi) ile ilgili bir yazı yazmıştım. Bir yıl sonra yaşanan gelişmeleri sizlerle tekrar paylaşmak istedim. 

Geçen bir yıl içerisinde Yüreğir Devlet hastanesinin bir bölümü (200 yatak) verildi ve bir kısım servisler orada hizmet vermeye başladı. Bunun dışında hastanede güçlendirme çalışmaları başladı. Proje üzerinde Balcalı hastanesi 4 bloktan oluşmaktadır. Acil ve ameliyathane bloğu depremden önce güçlendirildiği için hasarsız olarak belirtilmiştir. Poliklinik bloğu ise sadece 3 katlıdır ve güçlendirme 2023 Ekim ayında oradan başlamıştır. Ocak ayında biteceği söylenmesine ve polikliniklerin birçoğunun yerine taşınmasına karşın bir yandan da inşaat çalışmaları sürmektedir ve hala tam olarak bitirilmemiştir. Hasta yataklı servislerinin olduğu A ve B bloktur. B blok ihaleye çıkmış ve ihale süresi 1000 (bin) gün olarak belirtilmiştir. A blok ise “ödenek yokluğu” gerekçesi ile daha ihalesinin bile yapılmadığı söylenmektedir. En iyi ihtimalle tam kapasite çalışması yaklaşık 3 yıl sonra olacaktır. Olayın ilginç yanı Depremin merkezi olan Kahramanmaraş da bulunan tıp fakültesi hastanesi tam kapasite çalışmaktadır.

Buraya kadar yazdıklarım durum tespitidir. Bunları yazınca hastane ve Üniversite yöneticileri bunu kendilerine karşı yapılmış bir eleştiri (daha çok da saldırı) olarak kabul ediyorlar. Ancak olay buraların yönetici faaliyetleri ile çözülebilecek boyutun çok üzerindedir. Bu iktidarın üniversitelere bakışı ile ilgilidir. İktidarın ve Sağlık bakanlığının üniversiteleri ve üniversite hastanelerini devletin bir kurumu gibi değil kendilerine rakip yapılar olarak görmesinden ve gerekli yardımları yapmamasından kaynaklanmaktadır. Türkiye’de tüm üniversite hastaneleri ödeme güçlüğü içerisinde olması bunun en güzel göstergelerindendir. Ayrıca üniversite hastanelerinde verilen ek ödemeler de Sağlık bakanlığının çok altında olması bu durumun göstergesidir. Bu nedenle Tıp fakültelerinde akademisyen olmak isteyenler de azalmaktadır. Üniversiteye gerek olmasın diye ülkemizde hiç öğrenci yetiştirmeden, ders anlatmadan üniversite dışından tüm akademik unvanları almanızda mümkün hale gelmiştir.

Adana’da bulunan hastanelere gittiğiniz zaman,  özel hastaneleri zaten saymayalım devlete ait olanlar (Şehir hastanesi?, Seyhan, Çukurova, Yüreğir, 5 Ocak Devlet hastaneleri)  içerisinde bile fiziksel olarak en kötü durumdaki hastane Balcalı hastanesidir. Sağlık bakanlığının çok övündüğü Adana şehir hastanesinin bir yıllık kirası ile şimdiye kadar Balcalı hastanesinin güçlendirilmesinin tamamlanması mümkündü. (Bu arada Şehir hastanesinin ne kadar kira ödendiğini de tam olarak bilemiyoruz o da “ticari sır” olduğu için açıklanmıyor)

Bir kesim, Adana da yeterince hastane var, Balcalı hastanesinin tam kapasite çalışmaması halkın çok derdi değil diye belirtiyor. Bu yaklaşım olayı hiç anlamamaktır.  Bu fakültede 2 binin üzerinde hekim adayı ve 700 ün üzerinde uzmanlık öğrencisi hekim eğitim görmektedir. Tıp eğitimi ve uzmanlık eğitimi yetersiz fiziksel şartlara rağmen sürdürülmeye çalışılmaktadır. Hekimlerin yeterli donanımda yetişmemesi gelecek yıllarda sadece buranın değil tedavi ettikleri her hastanın sorunu olacaktır. Ayrıca Adana’da sağlık sisteminin tıkandığı görmemek için kör olmak gerekir. Tüm sistem özel hastanelerin daha çok çalışması üzerine kurgulanmaktadır. Paran var ise sağlığa ulaşırsın yok ise randevu almak için telefon başında beklersin.

Pandemi döneminde Atatürk havalimanına 40 günde şehir hastanesi yapmakla övünen iktidar Adana’nın en büyük hastanesini ve köklü tıp eğitimi veren kurumunu bir buçuk yıldır kaderine terk etmiştir. İktidar (Sağlık bakanlığı) hem hastalar hem de eğitim için Balcalı hastanesinin güçlendirilmesi veya yerinde yenilenmesi için gerekli bütçeyi ayırmalı, bunu da hızla yapmalıdır.