T24 Yazarı Mehmet M. Yılmaz köşe yazısında “Türkiye Raporu Haziran 2022 araştırmasının sonuçlarına göre, AKP'lilerin yüzde 25,9'u ve MHP'lilerin yüzde 24,2'si, Gezi protestola...
T24 Yazarı Mehmet M. Yılmaz köşe yazısında “Türkiye Raporu Haziran 2022 araştırmasının sonuçlarına göre, AKP'lilerin yüzde 25,9'u ve MHP'lilerin yüzde 24,2'si, Gezi protestoları sırasına cami yakıldığı iddiasının doğru olduğunu düşünüyorlar.” diye yazdı. Bu doğru olmadığını kesinlikle bildiğimiz olay, aklıma, insanlar nasıl inanıyor veya hafızasında nasıl yer alıyor sorusunu getirdi. Bunun taraftarlık, inanmışlık, siyasal ve sosyal birçok açıklaması olabilir.
Hafıza (bellek) nedir?
TDK sözlüğünde “Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin” olarak tanımlanmaktır.
İnsan belleği bir bilgisayar belleği gibi mi çalışır?
Bilgileri depolarız çağırınca geri mi gelir? Araştırmacılar belleğin oluşumunu duyusal kayıt, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olarak 3 e ayırıyor. Oldukça karmaşık süreçler sonunda bilgiler depolanıyor. Bu bilgiler her zaman doğruluğu kesin olan bilgiler olmadığı gibi bazen olmamış olaylarda olmuş gibi insan belleğinde depolanabiliyor. Buna yalancı bellek oluşumu deniyor.
Bellek, yönlendirmelere, hatalara, telkinlere, duygusal faktörlere oldukça duyarlı ve bu etkilerle yaşa göre de değişen kolaylaştırıcı etkiyle şekillenebilir ve yalancı bellek (false memory) oluşturulabilir. Komplo teorilerin çokça olduğu ajanlı aksiyon filmlerinde bunları görebiliriz. Kendi yaşantımızda da bunu bazen görebiliyoruz. Çocukluğumuzda yaşadığımıza emin olduğumuz bir olayın aslında hiç olmadığını bunun söylentiden oluşan bir durum olduğunu anlayabiliyoruz. Sahte anıların, gerçek anılar ve başkalarından alınan telkinlerin içeriğiyle birleştirilmesiyle oluşturulduğu belirtiliyor.
Hitlerin propaganda bakanı olan Goebbels'in söylediği iddia edilen “Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz, insanlar sonunda ona inanmaya başlayacaklardır.” Sözü yalancı bellek oluşumunda yerine oturuyor. Ülkemizde 1950 li yıllarda İsmet Paşanın “asker kaçağı” olduğu yönünde yoğun propaganda yapılmış ve halkın bir kısmı buna inanmıştır. İktidarları da elinde tutanlar doğru olmadıklarını bildikleri şeyleri defalarca söylemeye devam ederek özellikle okuyup araştırmayan, dinlemekle yetinen kişilerde bir çeşit yalancı hafıza oluşturmakta ve bu insanlar “caminin yakıldığını” gerçekten düşünmektedir. Bu durumda AKP ve MHP seçmeninin yaklaşık %25 nin olmamış bir olaya nasıl inandığını göstermektedir.
Doğal olarak bu inanma olayını sadece yalancı bellek oluşumu ile açıklamak olası değildir. Bunu etkileyen birçok, siyasal, sosyolojik ve psikolojik faktörler olduğunu tekrarlamakta fayda vardır. Nedenleri farklı da olsa insanların bir kısmı bunun böyle olduğunu hafızasına kaydetmiş olduğunu gözlemliyoruz.
Son söz olarak şunu da belirtelim, ne olursa olsun Gezi bu topraklar da yaşanan en barışçıl hak arama eylemleriydi. Söylenen hiçbir şey, gezinin halkın çoğunluğunun belleğindeki temiz yerini kirletemeyecektir.