Ceza davalarının yürüyüşü
*Olayın öğrenilmesi
*Soruşturma
*Kovuşturma
*İnfaz
Aşamaları şeklinde olur.
Suç teşkil etmeyen eylemler ceza yargılamalarını ilgilendirmez. Örneğin alacağını alamayan kişinin maruz kaldığı durum ceza muhakemesinin alanı dışındadır. Alacağını alamayan kişi hukuk mahkemelerinde dava açmalıdır.
Zina bazı vatandaşlar arasında suç zannedilmektedir. Oysaki Türk yargı sisteminde zina suç değildir. Zina yalnızca boşanma davasında için sebeptir.
FAİL A, MAĞDUR B'Yİ BIÇAKLA YARALAMIŞTIR.
Yukarıdaki örnek olayda, mağdur şikayette bulunmazsa, olayı kimse ihbar etmezse ve mağdur hastaneye gitmezse adli makamların olaydan haberi olamaz.
Mağdurun adli raporu alınır, bıçak muhafaza altına alınır, mağdurun beyanı alınır, şüphelinin savunması alınır, varsa olayın tanıkları dinlenir, varsa kamera kayıtları izlenir, olay tutanağı düzenlenir, sanık karar takip formları düzenlenir. Tüm bunların sonucunda şüpheli serbest bırakılır veya göz altına alınır.
Bu talimatları alan kolluk, talimatlar doğrultusunda gerekli işlemleri yaparak dosya oluşturur ve bu dosyayı FEZLEKE denilen evrak ile Cumhuriyet Başsavcılığına sunar.
Kamu davası açılması için yeterli şüphe varsa İDDİANAME düzenlenir.
Kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşmamışsa KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR verilir.
Mahkeme kararı Yargıtay tarafından bozulursa dosya mahkemesine iade edilir ve mahkeme bu dosyayı tekrar esas defterine kaydederek bozma kararına uyup uymayacağına karar verir. Bozmaya uyarsa, bozma doğrultusunda işlem yaparak eksiklikleri tamamlar ve yeni bir karar verir.
Soruşturma aşamasında ŞÜPHELİ, kovuşturma aşamasında SANIK sıfatını alan FAİL, bu aşamasında sonra HÜKÜMLÜ sıfatını alır.
Hapis cezasına karar verilmişse Cumhuriyet Savcısı, hükümlü için ÇAĞRI kaydını çıkarır. Adli para cezasında ise ödeme emri çıkarılır.