Ürün deseni ve Su Yönetimi kaçınılmaz!

Çukurova Türkiye’nin ırmakların oluşturduğu en büyük gıda ambarlarından biri olarak yılın her mevsiminde çeşitli bitkilerin yetişebildiği nadir iklim, ekolojik ve toprak koşullarına sahiptir. Çukurova, Ceyhan, Seyhan ve Berdan ırmaklarının Akdeniz’e açılan bölgesinde Toroslarda getirdiği alüvyon materyalin biriktirdiği 450 bin hektarlık geniş verimli tarım arazisi konumundaki 'Büyük Ova' konumundadır. Tarihsel verilere göre, Çukurova'da 8 bin yıldır çok farklı bitki türlerine dayalı tarımsal üretim yapılmaktadır. 1954 yılında kurulan Seyhan Barajı, 70 yıldır bölgenin bitkisel üretimine önemli katkılar sağlamıştır. Günümüze kadar ovada su kulanımı, suyun sulama birlikleri tarafından pahalıya sağlandığı konuşuluyordu. Ancak suyun yetersizliği sorunu çok duyulmadı.

Ancak 24 Temmuz'da Seyhan bölgesindeki çiftçilere, Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından iletilen tarihi nitelikteki yazıda, "kışlık sebze ekimi için yetersiz su nedeniyle ekim yapılmaması gerektiği" belirtilmiştir. Çiftçilere yapılan tebligattaki "ekim yapılsa bile su verilemeyeceği" ifadesi, Çukurova gibi bereketli topraklarda kışa girerken alınan böyle bir haberin tam anlamıyla bir şok etkisi yarattığını göstermektedir. Bu durum, Adana'da çiftçilere ekim yapmamaları gerektiğini ifade eden bir uyarı mektubu niteliğindedir.

Tarımsal üretim için yeterli su bulunmaması, bu yıl kışlık sebzelerin, özellikle patates, marul, lahana gibi geniş yapraklı çok su tüketen bitkilerin yanında soğan ve sarımsağın üretiminin yetersiz olacağını ve tüketiminin sınırlı kalacağı ve ürünlerin ithal edileceğini göstermektedir. Yılda 2-3 ürün yetiştirilebilen Çukurova'da bitkisel üretimin devam edebilmesi için suyun yetersiz kalmaya başladığı su kıtlığının belirtisi olarak anlaşıldı. Doğal olarak su yoksa üretim yok; üretim yoksa gıda yetersizliği kaçınılmazdır. Bu durum, gıda fiyatlarının artmasına, enflasyon oranının yükselmesine ve özellikle yoksulların düşük kaliteli besinlerle beslenmesine neden olacaktır. Bu zincirin son halkası, sağlık problemlerine yol açacak bir dizi koordineli sorunun yaşanmasıdır.

 

Çukurova'da Tarımsal Üretim İçin Su Kıtlığı İlanı Yapılmış Oldu

Uzun süredir kentin içme suyu ve Çukurova’nın bereketli topraklarındaki ürünlere su sağlayan Seyhan Nehri'nin suyu anlaşıldığı üzere artık yeterli değildir. Çukurova’nın mevcut tarım toprakları varlığı artmamış, aksine yol, yerleşim yerleri ve sanayi tesisleri nedeniyle arazi varlığı önemli ölçüde betonun altında oluğu için tarımsal üretimin dışında olduğu için azalmıştır. Ancak suyun yetersiz kalması, su kaynaklarının azalmasından ziyade su yönetiminin sağlanamadığını göstermektedir.

Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Suyun azalması, iklim değişikliğine bağlı düzensiz yağışlar ve ani yağışlar nedeniyle yeraltı su rezervuarlarının beslenememesi sonucu nehirlerdeki su miktarının azalmasıyla ilişkilendirilmektedir. Ancak Çukurova’daki su kıtlığının nedenleri?

1-Çukurova’da yaşanan göç ve nüfus artışı ile yaklaşık 2.5 milyonun içme ve diğer ihtiyaçları miktarı

2-Bölgede son yıllarda bölge-havza bazlı ekoloji, su varlığı ve ihtiyaca dayanmayan başta geniş yapraklı mısır ve muz seralarındaki bitkilerin yüksek su tüketimi. Üretim planlamasının yapılamaması ve belirlenmiş bir tarımsal politikasının yapılmamış gelişi güzel her çiftçi kendine göre üretimi düzenlemesi beraberinde su yetersizliğinin ciddi sorun olarak karşımıza çıkardı.

3-Mevsim verilerinin üzerinden artan yüksek sıcak ile topraktan suyun buharlaşması ile artan su talebi olarak tanımlanabilir.

Ne Yapılabilir? 

Başlıca sorunlar arasında ürün planlamasının yapılamaması, kentlerdeki aşırı büyüyen nüfusun su üzerinde yarattığı baskı ve iklim değişikliğine bağlı olarak azalan yağışların yönetilememesi bulunmaktadır. Ancak en önemlisi, insan faaliyetlerine dayalı suyun yönetilememesidir. Bu nedenle, suyun kullanımı konusunda zaman kaybetmeden ciddi planlama ve önlemler alınmalıdır. Meteorolojik verilere dayanarak su toplama barajlarının planlanması, ekim-dikimin ihtiyaca göre düzenlenmesi ve damla sulama ile su kayıplarının önlenmesi ilk akla gelen öneriler arasındadır.

 

  • Seyhan Nehri Üzerindeki Barajların Su Paylaşımı: Seyhan ve Çatalan barajlarının su rezervuarlarının uzun süreli kullanımı için baraj çevreleri bitki türleri ve ağaçlandırılarak yağış ve taşkınlarla gelen materyallerin baraj gölünü doldurup hacmini küçültmesi önlenmelidir. Mevcutta 70 yaşında olan Seyhan barajın çoğunluğunun artık Toroslardan gelen materyallerle dolmuş olması nedeniyle tutuğu suyun miktarı da önemli ölçüde azalmış olmalıdır. 

  • Su Yönetimi ve Tasarrufu: Geniş sulama kanallarındaki buharlaşma ile yaşanan kayıpların azaltılması için kanalların üzerinin kapatılması ve kapalı sistem cazibeli su sağlama gibi önlemler düşünülmelidir. Ülkemizin su kullanım randımanı yaklaşık %51. Yani kullanılan suyun yarısı buharlaşmaktadır. Ayrıca, kaçak ve kayıpları azaltmak için 60-70 yıllık kanalların düzenli bakımı yapılmalıdır. Açık ve vahşi sulamaya son verilmeli ve su kulanım etkinliği artırılmalıdır.

  • Kent Nüfusunu Büyütmek Değil Azaltmak Gerekir.

    Kentlerin artan nüfusun temiz su ve hijyen için gerekli su yanında sanayinin tüketimi tarımsal su oranı azaltmaktadır. Nüfusun hızla ülke çapında dengeli dağıtımı şart. Özelde kırsalın güçlendirilmesi ve geri göçün uygun imkânlar ile sağlanmalıdır.

  • İklim, ekoloji ve su varlığına bağlı bitkisel üretim planlanmasının yapılması. Başta geniş yapraklı su tüketimi yüksek egzotik bitki üretimi yerine daha az su tüketen, suya dayanıklı bitkilerin ekimi dikimi ve iklime uyumluluğu dikkate alınmalıdır. Son yıllarda çiftçiler mısır ve muz gibi su tüketimi yüksek bitki yetiştiriciliğine yönelmesi olası su sorunun ileride daha da artırabilir. Mevcutta bölgenin yaygın bitkisi narenciye üretimi ihtiyacın birkaç katı olması ve yurtdışı satışının istenildiği düzeyde yapılmasının yaratığı sorunlar korkarım muz içinde ileride yaşanabilir.

Su Yönetiminin Planlanması

Sulama suyunun çiftçiye ulaştırılması konusunda sulama birliklerinin çalışma yöntemleri ciddi bir sorun olarak sıkça gündeme gelmektedir. İklim değişikliğinin etkileri, yağış dağılımındaki düzensizlik ve toprakta nem kaybı ile daha da belirginleşecektir. Uzun süren kurak yaz dönemleri ve nehirlerin, göllerin yetersiz su durumu planlamayı zorunlu hale getirmiştir. Su konusu, özel sektöre bırakılmadan kamu eliyle planlanmalı ve aşırı nüfusun içme suyu, sanayi ihtiyacı yanında tarım için yeterli su çiftçiye uygun fiyatla sağlanmalıdır. Başta Devlet Su İşleri (DSİ) eliyle su kaynaklarının artırılması, suyun hasadı, mevcut su kaynaklarının en az kayıpla kontrollü kullanımı sağlanması bakımından konunun ulusal düzeyde ele alınması gerekmektedir.

Su kıtlığı sorunu, beklenenden daha kısa sürede gündeme gelmiş ve Çukurova'daki tarım ve gıda üretimindeki su yetersizliği, artık su kıtlığının başladığını göstermektedir. Su yoksa ekim-dikim de yoktur, bu da gıda krizinin yakında kapımıza geleceği anlamına gelmektedir. Ürün deseni ve su kullanımının birlikte havzanın özeliklerine göre yeniden amaca uygun planlanması kaçınılmaz.