Toplumumuzda, kanunun genelde kiracıyı koruduğu yönünde algılar bulunmaktadır. Ancak kiralayanın da kiracının gerekli edimlerini yerine getirmemesi sonucu kendi alacağına güvenceye almak adına yapabileceği bazı işlemler de mevcuttur. Bunlardan birisi kiracının kullandığı eşya karşılığı, borcunu ödememesi durumunda kiralayanın kiracının bazı eşyalarına karşı hapis hakkı uygulayabilmesidir.
Kira sözleşmeleri ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 299 çerçevesinde ''Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
'' tanımlandığı üzere, kira sözleşmesi her iki tarafa da bir edim yükleyen sözleşme türüdür. Tanıma göre kiralanılan kişi, kiraladığı eşyanın üzerinde bir kullanma veya yararlanma hakkı elde ederken kiralayan kişi ise bu kiraladığı eşya üzerinden bir gelir elde etmektedir.
Kiracı tarafın asıl yerine getirmesi gereken edim kiraladığı eşyanın bedelini kiralayana ödemesidir. Nitekim Türk Borçlar Kanunu md. 313 ''Kiracı, kira bedelini ödemekle yükümlüdür.'' hükmüyle bu asıl edimi kanuna konu etmiştir.
Konumuz üzere, kiracının bu asıl edim borcunu (kira karşılığı gereken ücretin ödenmemesi) yerine getirmediği takdirde, kiralayan lehine oluşan hapis hakkı bulunmaktadır.
Hapis hakkının genel olarak tanımı Medeni Kanunumuzda yapılmıştır. Hapis hakkı, genel olarak alacaklıya teminat sağlaması amacıyla, alacaklıda bulunan borçluya ait malları alıkoyma yetkisidir.
Kira sözleşmesi ise, kiralayana ve kiracıya karşılıklı edimler yükleyen bir sözleşme olduğundan bu sözleşmeye ilişkin hapis hakkı hükümleri Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu md. 336 ''Taşınmaz kiralarında kiraya veren, işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedelinin güvencesi olmak üzere, kiralananda bulunan ve kiralananın döşenmesine veya kullanılmasına yarayan taşınırlar üzerinde hapis hakkına sahiptir.
'' hükmü ile hapis hakkının hangi süreler için tesis edilebileceğini öngörmüştür.
HAPİS HAKKI NE DEĞİLDİR?
Toplumda yanlış bilinenin aksine hapis hakkı, hapis hakkına konu olan eşyaların kiralayanın zilyetliğine geçirilmesi anlamına gelmemektedir. Hapis hakkı ile kiracıya ait olan bu eşyaların o taşınmazda kalması amaçlanmaktadır. Kiracı eşyayı kiralanan taşınmazdan kaçırdığında ise o eşyalar tekrardan taşınmaza döndürülmekte ve kiralayanın alacak hakkı korunmaktadır. Eğer bu alacak hakkı giderilmezse kiralayan tarafından icra takibi başlatılacak ve kiralayan üzerinde hapis hakkı tesis edilen eşyaların paraya çevrilmesini isteyecektir.
HANGİ EŞYALAR HAPİS KAPSAMI DIŞINDADIR?
Öncelikle bilinmesi gereken en önemli husus bu hapis hakkına konu olabilecek eşyaların sadece taşınır eşyalar olabileceğidir. Kanunda kişisel haklar ve taşınmazlara ilişkin düzenleme bulunmamaktadır.
Ayrıca bu taşınır eşyalar, kiracının kiraladığı taşınmaz içerisindeki eşyalarıdır. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu md. 336 ''Hapis hakkı, kiracının haczedilemeyen malları üzerinde kullanılamaz.
'' hükmü ile hapis hakkına konu olabilecek eşyaların sadece haczedilebilir mallar olduğunu söylemektedir.
Bunlarla birlikte kiracının kişisel kullanımına tabi eşyalar (örneğin kişinin tıraş makinesi) veya kiralanan taşınmaz dışındaki malları üzerinde hapis hakkı kuramaz.
Sonuç olarak, kiralayan kiracının haczedilebilir, kişisel eşya niteliğinde olmayan, kiralananın
döşenmesine veya kullanılmasına yarayan ve kiralanan üzerinde bulunan taşınırları üzerinde hapis hakkı kurabilir.
Ayrıca üçüncü kişiler bakımından (kiracının ailesi, eşi), kiralayanın iyi niyetli olması şartıyla (eşyayı kiracının zannetmesi veya bu eşyanın kiracının olduğunu bilebilecek durumda olmaması) hapis hakkı kurulabilir. Ancak kiraya veren, kiracı tarafından kiralanana getirilmiş olan taşınırların kiracının
mülkiyetinde olmadığını kira sözleşmesi devam ederken öğrendiği hâlde, sözleşmeyi en yakın
fesih döneminin sonu için feshetmezse, bu eşya üzerindeki hapis hakkını kaybeder.
HAPİS HAKKININ KURULMASI VE KULLANILMASI
İcra İflas Kanunu md. 270: ''Kiralayan evvelce yapılması lazım gelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu hapis hakkının muvakkaten muhafazası için icra dairesinin yardımını isteyebilir.''
Madde metninde açıklandığı üzere, hapis hakkı kurmak isteyen bir kiralayan öncelikle icra müdürlüğüne veya sulh hakimliğine talepte bulunacaktır. Bu talep sonucu yetkili icra memurları taşınmazı inceler ve bir defter tutarlar. Bu işlemler sonucu hapis hakkı tesis edilmiş olur.
Kiralayan tesis ettiği hak üzerinden icra takibi başlatabilir. Kiralayanın alacak hakkı giderilmediği veya kiracı tarafından başkaca rehin veya teminat gösterilmediği takdirde, kiralayan hapis hakkına konu olan bu eşyaların paraya çevrilmesini isteyebilir.
Kiracı, taşınmak veya kiralananda bulunan taşınırları başka bir yere taşımak istediği takdirde, kiraya veren, alacağını güvence altına almasını sağlayacak miktardaki taşınırı, sulh hâkiminin veya icra müdürünün kararıyla alıkoyabilir. Alıkoyma kararının konusu olan eşya, gizlice veya zorla götürülürse, götürülmelerinden başlayarak on gün içinde kolluk gücünün yardımıyla kiralanana geri getirilir.
Burada sözü geçen ''kiracının alıkoyması'' kelimesi kiracının malı taşınmazdan kaçırması, kaçıracağını söylemesi veya ima etmesi veya herhangi bir şekilde hapis hakkı tesis edilmiş eşyaları kiralanan taşınmazdan uzaklaştırmasıdır.
Burada dikkat edilmesi gereken diğer husus ise hak düşürücü süredir. Kanunda öngörüldüğü üzere 10 gün içerisinde kaçırılan malların geri döndürülmesi talep edilebilmektedir. Bu 10 günlük sürenin sonrasında yapılan herhangi bir talep sonuç vermeyecektir.
Hapis hakkı, kiracı tarafından herhangi bir kefil, rehin veya herhangi bir resmi teminat gösterildiği takdirde son bulur.