KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALARIN DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI SUÇU
İnsan doğası gereği toplumsal bir varlıktır. Bu yüzden de diğer insanlarla iletişim kurmak ve konuşmak ihtiyacı içerisindedir. İnsan, sözleri üzerinde tasarruf imkanına sahiptir. Sözlerinin etki alanını, yani sözlerinin kimler tarafından duyulacağını, kayda alınıp alınmayacağını belirleme hakkına sahiptir. Ancak günümüzde teknolojinin gelişmesi sebebiyle bu hak sıkça ihlal edilebilmektedir. İşte bu nedenle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 133. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu düzenlenmiştir.
BU SUÇ KANUNDA NASIL DÜZENLENMİŞTİR?
(1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi,iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı inancıyla yaptığı konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması veya kaydedilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi ile oluşur.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” arasında TCK md. 133’de düzenlenmiştir.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, benzer hukuki değerleri korumakla birlikte, aşağıdaki suçlarla karıştırılmamalıdır:
*Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu,
*Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu,
*Kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkasına verme suçu,
*Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu.
Şikayet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma Şartları
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, takibi şikayete bağlı olan suçlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, failin ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde yapılmış bir şikayet başvurusu olmadan, savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma yapılamaz.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu ile ilgili dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Mağdur tarafından suçun işlendiği veya faili daha geç öğrenilse bile, 8 yıl içinde şikayet başvurusu yapılmadığı takdirde suç zamanaşımına uğrayacaktır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, taraflar arasında uzlaştırma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardandır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir.
Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunun Türleri
TCK md. 133’te düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, seçimlik hareketli bir suçtur. TCK her seçimlik hareket için ayrı bir ceza tayin etmiştir. Şu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılması ile konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu işlenir:
Konuşmanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin, gizli ve özel olan (aleni olmayan) konuşmaları dinlemesi veya kayda alması şeklinde seçimlik hareketli suç (TCK md. 133/1),
Konuşmanın tarafı olan kişilerin, taraflar arasında kalması gereken aleni olmayan söyleşiyi (3 veya daha fazla kişinin konuşmaları) kayda alması şeklinde seçimlik hareketli suç (TCK md. 133/2),
Konuşmanın tarafı olan veya olmayan kişilerin, aleni olmayan konuşmaları kaydetmek suretiyle elde edilen “verileri hukuka aykırı olarak ifşa etmesi” şeklinde seçimlik hareketli suç (TCK md. 133/3).
Hemen belirtelim ki, iki kişi arasında yapılan konuşmaların, konuşmanın tarafı olan kişilerce kaydedilmesi; kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu değil, diğer koşullar da varsa özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.
Aleni konuşma ne demektir?
Aleniyet için temel husus, konuşmanın kişi ve sayı itibarı ile belirli olmayan geniş bir çevreye hitap etmesidir. Konuşma, sayı ve kişi itibarı ile belirli bir çevreye hitap ediyorsa aleni kabul edilmez. Sokakta ,park ve bahçede yapılan ancak misal iki kişi arasında olan konuşmalar da aleni değildir.
‘Aleni Olmayan Konuşma’ Nedir? (TCK md.133/1-3’e Göre)
TCK md.133’te kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmadan kastedilen; iki veya daha fazla kişinin kendi aralarında veya bilinen sınırlı bir çevrenin dışına çıkmayacağı bilgisi ve iradesiyle yaptıkları, katılımcılar arasında kalması gereken konuşmalardır. Aleni olmayan bu konuşmaların TCK md.133 çerçevesinde cezalandırılabilmesi için şu özelliklere sahip olması gerekir:
Aleni olmayan konuşma, iki veya daha fazla kişi arasında gerçekleşmelidir.
Kişiler arasında aleni olmayan konuşma, hiçbir teknik araç kullanılmadan ve yüzyüze yapılan bir konuşma olmalıdır.
Aleni olamayan konuşma, üçüncü kişiler tarafından özel bir çaba sarf edilerek dinlenebilmelidir. Hiçbir çaba sarf edilmeden kendiliğinden herkes tarafından duyulabilecek konuşmalar aleni olmayan konuşma olarak kabul edilemez.
Aleni olmayan konuşma, özelliği gereği söze dayalı, sesli düşünce ve bilgi açıklamalarını içermelidir.
Aleni olmayan konuşma, elverişli bir araç ile (ses alma veya kaydetme cihazı) dinlenmeli veya kaydedilmelidir.
Hemen belirtelim ki, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmalar bir vasıta kullanılarak yapılmış ve üçüncü kişi çeşitli vasıtalarla yapılan bu konuşmayı dinlemişse; kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu değil, TCK md.132’de düzenlenen “haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu” vücut bulur.
‘Aleni Olmayan Söyleşi’ Nedir? (TCK md.133/2’ye göre)
TCK 133/2 kapsamında hukuki bir terim olarak söyleşi; 3 veya daha fazla kişi arasında yapılan konuşmayı ifade etmektedir. TCK md. 133/2 metni incelendiğinde görüleceği üzere, “…söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan … kayda alan kişi” ifadesi dikkate alındığında fail dışında en az iki kişinin daha katılımının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
TCK md.133/2’nin madde gerekçesi dikkate alındığında; “…söyleşiye katılan kişilerden biri tarafından diğerlerinin rızası olmadan kayda alınması suç olarak tanımlanmıştır” şeklinde yapılan açıklama, söyleşinin en az 3 veya daha fazla kişi arasında yapılan konuşmaları ifade etmek üzere hukuki bir terim olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
En az üç veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi, TCK’nın 133/2. madde ve fıkrasında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlanmıştır. Anılan suçun oluşabilmesi için, söyleşinin, “aleni olmaması”; yani, “belirsiz sayıda kişinin, ayrıca bir çaba harcamadan, rahatlıkla duyabileceği ve algılayabileceği şekilde konuşulmaması” gerekli ve yeterli olup, söyleşi içeriğinin suçun oluşması bakımından bir önemi yoktur. Buna göre, söyleşi; gizlilik taşıyan ve özel yaşam alanı kapsamında yer alan konularla ilgili olabileceği gibi, herkes tarafından bilinen veya anlamsız ya da sıradan hususlar hakkında da olabilir. Ayrıca, söyleşinin nerede yapıldığı da önemli değildir, yeter ki aleni olmayacak şekilde konuşulsun (Y12CD-K.2019/5887).
Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi veya Kayda Alınması Suçunda Hukuka Uygunluk
Bazı durumlarda, kişiler arasındaki konuşmaları dinleyen veya kayda alan kişi, bir zorunluluk nedeniyle bu kaydı yapabilir. Kaydı yapan kişinin başkaca ispat olanağının olmadığı ani gelişen durumları adli makamlara intikal ettirmek üzere yaptığı kayıtlar hukuka uygun hale gelmektedir. Bu şekilde yapılan kaydın da amacına uygun bir şekilde kullanılması gerekir. Aksi takdirde, suç meydana gelir.
Kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemleri kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturmaz.
Suç teşkil eden bir durum karşısında plansız bir şekilde aniden alınan ses kaydı hukuka uygundur. Ancak sistematik bir şekilde bir plan dahilinde alınan ses kaydı hukuka uygun değildir.
Bu suçta korunan hukuki menfaat nedir?
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ile insanlar arasındaki aleni olmayan konuşmaların gizliliği korunmaktadır. İnsanlar düşüncelerini herhangi bir çekince olmadan ifade etme imkanına sahip olmalıdırlar. Kişinin düşüncelerini dile getirdiği konuşmaların dinlendiği ya da kayda alındığı düşüncesi kişi üzerinde baskı oluşturacak ve insanların düşünce ve fikirlerini ifade etmelerine engel olacaktır.
Bu suçun nitelikli halleri nelerdir?
Verilecek cezanın arttırılmasını öngören nitelikli haller mevcuttur. Bunlar TCK madde 177’ de düzenlenmiştir. Bunlar;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde gerçekleşir. Bu durumda verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Üçüncü Kişilerin Aleni Olmayan Konuşmaları Dinlemesi ve Kayda Alması Suçu ve Cezası (TCK md.133/1)
Failin suçun bu fıkrası ile cezalandırılabilmesi için konuşmanın tarafı olmayan bir üçüncü kişi olması gerekir. Fail, iki veya daha fazla kişi arasında geçen konuşmayı bir üçüncü kişi olarak gizlice dinlemeli veya kayda almalıdır. Failin konuşmayı herhangi bir şekilde kaydetmesi ile birlikte, kaydettiği bu konuşmaları dinlediği de karine olarak kabul edilir.
Konuşması dinlenen kişilerin, dinleme veya kaydetme işlemine rızaları varsa, bu durumda üçüncü kişinin yaptığı kayıt hukuka uygun hale gelir. Ancak, dinleme veya kaydetme konusunda bir aşamaya kadar verilen rıza, belli bir aşamadan sonra devam etmezse, rızanın devam etmediği aşamadan sonrası için yapılan dinleme ve kaydetme hukuka aykırı hale gelir. Örneğin, siyasi bir parti düzenlediği bir toplantının bir kısmını basına açık olarak yapmış, diğer kısmını da gizli yapma kararı almışsa; toplantının basına kapalı kısmına ait seslerin üçüncü kişiler tarafında dinlenmesi veya kayda alınması hukuka aykırı olarak suç teşkil edecektir.
Konuşmaların dinlenmesi veya elverişli herhangi bir ses alma cihazı ile kayda alınması halinde suç oluşur. Ses alma cihazının görüntülü olup olmadığının bir önemi yoktur.
Konuşmanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin aleni olmayan konuşmaları dinlemesi veya kayda alması suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.
Konuşmanın Tarafı Olan Kişilerin Aleni Olmayan Konuşmaları Kayda Alması Suçu ve Cezası (TCK md.133/2)
Konuşmanın tarafı olan failin bu fıkra kapsamında cezalandırılabilmesi için, söyleşinin en az 3 kişi veya daha fazla kişi tarafından yapılması gerekir. Aleni olmayan konuşma, bu fıkrada “….aleni olmayan söyleşi…” şeklinde tanımlanmıştır (TCK md.133/2). Bu fıkrada kastedilen “söyleşi” kavramı, “en az üç kişi arasında geçen konuşma” olarak kabul edilmektedir.
İki kişi arasında yapılan konuşmanın, konuşmanın tarafı olan kişilerce kaydedilmesi, bu madde kapsamında suç olarak tanımlanmamıştır. İki kişiden biri kendi aralarında geçen konuşmaları kaydettiği takdirde; koşulları varsa TCK md. 134’te düzenlenen “özel hayatın gizliliğini ihlal suçu” oluşur.
En az 3 veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi halinde, fail hakkında TCK md.133/2 hükmü uygulanmalıdır.
TCK md. 133/2 gereği, konuşmanın tarafı olan kişilerin, en az 3 veya daha fazla kişi tarafından yapılan aleni olmayan konuşmaları kayda alması suçunun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır. Yani, mahkeme bu fıkra kapsamındaki suçun sabit olduğuna karar verdiğinde, fail hakkında ya hapis cezası ya da adli para cezası verecektir.
Kişiler Arasındaki Konuşmaların Kaydedilerek Hukuka Aykırı “İfşa Edilmesi” Suçu ve Cezası (TCK md.133/3)
Aleni olmayan konuşmalardan kaydedilerek elde edilen verilerin “hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” bu fıkra kapsamında cezalandırılacaktır. Bu fıkra ile konuşma veya söyleşinin TCK md. 133/1-2’deki şekilde kaydedilmesi değil, “ifşa edilmesi” cezalandırılmaktadır. İfşa etme, gizli kalması gereken bir şeyin açığa vurulması anlamına gelmektedir.
İfşa etme fiilinin, konuşmanın üçüncü bir kişiye bilgi verme veya üçüncü kişilere duyurulması gibi herhangi bir şekilde; yani, bir veya birden fazla kişiye karşı olması yeterlidir. İfşa etme, sosyal medya veya basın-yayın kullanılarak aleni bir şekilde yapılabileceği gibi, herhangi bir kimseye bilgi verilerek aleni olmayan bir şekilde de yapılabilir.
İfşa edilen konuşmaların hukuka aykırı veya uygun yöntemlerle elde edilip edilmediğinin hiçbir önemi yoktur. Suçun meydana gelmesi açısından önemli olan husus, konuşmaların “hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi”dir. Örneğin; CMK md. 140 gereği yasal yapılan ortam dinlemesi neticesinde hukuka uygun elde edilen konuşma içeriklerinin, kamuoyuna açıklanarak hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi TCK md.133/3’teki bu suça vücut verir.
Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilerek “hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” suçu açısından şu üç hususa özellikle dikkat edilmesi gerekir:
Kaydedilen ve hukuka aykırı ifşa edilen veriler, “iki kişi” arasındaki aleni olmayan konuşmadan elde edilmişse; ifşa eden kişinin konuşmanın tarafı olmaması gerekir. En az iki kişi arasında geçen konuşmaların, üçüncü kişi tarafından kaydedilmesi ve ifşa edilmesi halinde bu suç oluşur.
İki kişi arasındaki konuşmayı kaydederek hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, konuşmanın tarafı ise; bu fıkra hükümlerinin değil, koşulları varsa Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu veya Kişisel Verileri Ele Geçirme, Yayma veya Başkasına Verme Suçu hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalıdır.
Kaydedilen ve hukuka aykırı olarak ifşa edilen konuşmalar, aleni olmayan bir söyleşiden elde edilmişse (Söyleşi: üç veya daha fazla kişinin yaptığı aleni olmayan konuşmalar), kaydı yapan kişinin söyleşinin tarafı olması veya olmamasının bir önemi yoktur. Bu durumda, fail, ister söyleşinin tarafı olsun ister söyleşiye taraf olmayan bir üçüncü kişi olsun, kaydettiği aleni olmayan söyleşide yer alan verileri hukuka aykırı olarak ifşa ettiği takdirde cezalandırılır. Verileri kaydedip ifşa etmediği takdirde; kişisel verilerin kaydedilmesi suçu veya kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkasına verme suçu hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalıdır.
Aleni olmayan konuşmalardan kaydedilerek elde edilen verilerin hukuka aykırı bir şekilde ifşa edilmesi suçunun cezası; 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 4 bin güne kadar adli para cezasıdır. Yani, fail hem hapis cezası ile hem de adli para cezası ile cezalandırılacaktır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Konuşmaların Dinlenmesi veya Kaydedilmesi Suçu Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması ve suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi halinde başvurulan bir ceza indirimi nedenidir.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması veya ifşa edilmesi suçunda, etkin pişmanlık yoluyla ceza indirimi mümkün değildir.
Konuşmaların Dinlenmesi veya Kaydedilmesi Suçunda Erteleme, Hagb, Adli Para cezası
Adli para cezası, TCK’da suç karşılığında hapis cezasına alternatif olarak düzenlenen bir yaptırımdır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur.
Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir.
TCK md. 133’te yer alan yukarıda açıkladığımız tüm suçlar kapsamında verilen cezaların ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkündür.
TCK md.133’te düzenlenen suçların, bazı fıkraların ceza miktarı, bazı fıkraların da adli para cezasının seçimlik ceza olarak tayin edilmiş olması nedeniyle; mahkeme tarafından hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.
KONUŞMALARIN KAYDININ RIZA İLE ALINMASI SUÇ OLUŞTURUR MU?
Oluşturmaz . Zira kanun metninde rızası dışında kayda alınması denilmektedir.
DİNLENEN VEYA KAYDA ALINAN KONUŞMANIN İÇERİĞİ ÖNEM TAŞIR MI?
Konuşmanın içeriği ve bu içeriğin gizli olup olmaması önem taşımaz. Konuşmada özel hayata ilişkin bilgiler geçebileceği gibi ticari veyahut ilk bakışta önemsenmeyecek bir konuşma da olabilir.
TELEFON KONUŞMALARININ KAYDA ALINMASI BU SUÇU OLUŞTURUR MU?
TCK’ da kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun düzenlendiği 133. Madden anlaşılacağı üzere, konuşmanın araya herhangi bir vasıta konmadan, karşılıklı ve yüz yüze yapılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Kişiler arasında örneğin telefon konuşmaları, internet üzerinden yapılan sesli ve/veya görüntülü konuşmalar TCK’ ya göre“konuşma” değil, “haberleşme” olup; kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğine müdahale edilmesi, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.
KİŞİNİN KENDİ KENDİNE KONUŞMASININ KAYDA ALINMASI BU SUÇU OLUŞTURUR MU?
Kişinin herhangi birisini muhatap almaksızın kendi kendine yaptığı konuşmalar ve bunların kayda alınması bu suçun konusunu oluşturmaz. Ancak şartları varsa özel yaşamın gizliliği suçunu oluşturabilir.
MAHKEMEDE İDDİA VE SAVUNMADA DELİL OLARAK KULLANILMAK İÇİN KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALAR KAYIT ALTINA ALINIP İFŞA EDİLEBİLİR Mİ?
Birileri tarafından suç şüphesine binaen delil toplamak amacıyla kişiler arasında geçen konuşmaların gizlice dinlenmesi ve/veya kayda alınması mümkün değildir; bu yetki sadece CMK’da düzenlenen koşullar altında resmi devlet kurumlarına aittir.
Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunda Görevli Mahkeme
Görevli Mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili Mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu basın yayın yoluyla işlenmişse yetkili ve görevli mahkeme eserin yayım merkezi olan yer Asliye Ceza Mahkemesi olur.