AVUKAT ASİLE BETÜL YAYLA, “MEDİKAL VE TIBBİ MALZEME SEKTÖRÜNÜN TAHSİLAT PROBLEMİ” BAŞLIKLI YAZILI BİR BASIN AÇIKLAMASI GERÇEKLEŞTİRDİ.
Yayla; “Tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme sektöründe, kapatılmayan her borç yerli ve millileşme sürecini sekteye uğratacaktır” dedi.
Avukat Asile Betül Yayla’nın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde;
“Tüm dünyayı saran, küresel bir sağlık problem olan Covid-19 pandemisiyle önemi bir kez daha anlaşılan sağlık sektörüne medikal ve tıbbi malzeme temin eden firmalar zor günler geçiriyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, kamu ve üniversite hastanelerinin 19 milyar liralık medikal borcu için sektör firmalarından yüzde 25’e varan oranda feragat istemesi medikal firmalarını isyan noktasına getirdi.
Sağlık sektörünün ayakta kalabilmesi için tedarik zincirinde aksama olmaması gerekir.
Yaklaşık 3 yıl geriden gelen ve 19 Milyar TL’yi bulan kamu alacaklarının hızlı bir şekilde sektöre ödenmesi hayati önem taşımaktadır. Çünkü çoğu medikal firma kapanma noktasına gelmiştir.
Medikal sektörü pandemi süresince mücbir sebep kapsamına alınmamış ve tüm KDV, stopaj, SGK ödemelerini HATTA tahsil etmediği faturaların tüm vergilerini dahi ödemiştir.
Firmalar, ihale kanunun getirdiği bütün yükümlülükleri yerine getirmiştir. Zaten ihalede fiyatlar bizzat bakanlık tarafından belirlenmiştir. İhale usulüne uygun olmayan bir durum söz konusu değildir.
Tüm dünya tıbbi malzeme bulamazken medikal sektörü, tüm imkânlarını ortaya koymuştur. Sektörün karlılık oranları Sağlık Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlar tarafından denetime tabidir.
Medikal Sektöründe oluşan fiyat istikrarsızlığın sebebi firmalar değil döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar, dünya genelinde arz-talep dengesinde yaşanan bozulmalar ve artan vergi kalemleridir.
Ürünlerin %86’sı ithal ürünler olması sebebiyle kur artışını göz ardı edilemez. Bütün bu gerçeklere rağmen firmalardan %60’lara varan feragat istenmesi sektördeki birçok firmayı kapanmaya zorlayacaktır.
Zaten tüm ürünlerin fiyatlarının üst sınırı Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Sektörün yüksek kar şansı bulunmamaktadır. Kar oranları yüzde 7-10 iken yüzde 27'lerevaran iskonto talebi firmaları çıkmaza götürmektedir.
Medikal Sektörü Türkiye’de sayısı 10 bini bulan bir kuruluştur. Yaklaşık 200 bin çalışana istihdam olanağı sağlayan 2 milyar dolarlık ticaret hacmi ile çalışıp üreten, 650 milyon dolar ihracatı olan, vergisini ödeyen ekonominin temel çarklarından biri olan sektörün feragat etmesi firmaları iflas eşiğine getirecektir.
Medikal Sektör pandeminin de başlamasıyla beraber zora girmiştir. Ancak kamu hastaneleri 16 ay ve üniversite hastanelerinden de 36aydır sektördeki firmalar tahsilat yapamamıştır. Sektörün toplam 19 milyarlık alacağının 11 milyar lirası kamunun, 8 milyar lirası ise üniversite hastanelerinin borcudur.
Pandemi döneminde firmalar kendi öz sermayesi ile ayakta durmuştur. Ödemeler alınmamasına rağmen kamu ihtiyacı karşılanmıştır.
Yeni malzeme üretebilecek ya da getirebilecek durumun kalmadığı belirtilmektedir. Daha büyük problemlerle karşılaşmadan sektör ödemelerinin yapılması önem arz etmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yerli ilaç ve plazma üretimi ile yerli cihaz geliştirilmesi konusunda engel çıkartanların yaptıkları vatana ihanetle eşdeğerdir. Bu konuda kimseye müsamaha göstermeyeceğiz” sözünün hatırlatılarak, Sayın Sağlık Bakanı’nın konuyu en kısa zamanda değerlendirmeye alması gerekmektedir.
Tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme sektöründe, kapatılmayan her borç yerli ve millileşme sürecini sekteye uğratacaktır. Özellikle pandemi sürecinde yoğun bakım ihtiyaçları kesintisiz temin edilmiştir. Sağlık sistemini önemseyen bir politika geliştirilmesi kaos ortamını sonlandıracaktır. Vatandaşların kesintisiz sağlık hizmeti alabilmesi için medikal ve tıbbi malzeme sektörünün tahsilat probleminin ivedilikle çözülmesi gerekir. İskonto talebinin kabul edilmesi ile dar kar marjıyla çalışan firmalar iflas eşiğine gelecektir.”