Humanitarian Consulting Group (HCG) ve Innovation Consulting & Solutions (ICS) tarafından 4 Mart 2025’te yayımlanan yeni rapor, Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerin dönüş eğilimlerini, bu süreci etkileyen faktörleri ve karşılaştıkları temel zorlukları ele alıyor. Raporda, güvenlik, ekonomik istikrar ve altyapı koşullarının mültecilerin geri dönüş kararlarını şekillendiren en önemli etkenler olduğu vurgulanıyor.
Mültecilerin Dönüş Eğilimleri
Rapora göre, Suriyeli mültecilerin %58’i güvenlik ve altyapı koşulları iyileşirse geri dönmeyi düşünüyor. Öte yandan, %31’lik bir kesim kararsız, %9’luk bir grup ise kesinlikle dönmeyi reddediyor. Türkiye’deki ekonomik zorluklar ve artan yabancı karşıtı söylemler, mültecilerin dönüş kararlarını olumlu yönde etkilerken, Suriye’de devam eden güvenlik riskleri ve altyapı sorunları, sürecin önündeki en büyük engel olarak öne çıkıyor.
Demografik verilere bakıldığında, yaşlılar ve kırsal kesimden gelen mülteciler geri dönüşe daha sıcak bakarken, gençler ve eğitimli bireyler ekonomik güvencesizlik ve gelecek belirsizliği nedeniyle çekimser kalıyor. Ayrıca, Türkiye’de doğup büyüyen çocukların büyük bir kısmının Suriye’ye uyum sağlama konusunda ciddi zorluklarla karşılaşabileceği belirtiliyor
Dönüş Sürecinde Karşılaşılan Zorluklar
Raporda, dönüş sürecinin sürdürülebilir olması için hem Türkiye hem de Suriye’de kapsamlı bir entegrasyon ve destek mekanizmasına ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor. Halep’
Ek olarak, dönüş eğiliminin mevsimsel faktörlerden dahi etkilendiği, özellikle ilkbahar ve yaz aylarının dönüş için daha elverişli hale geldiği aktarılıyor. Ankete katılanların %25’i önümüzdeki 3-6 ay içinde dönmeyi planlarken, %37’si en az 6-12 ay beklemeyi düşünüyor. Bunun yanında, %16’lık bir kesim ise en az bir yıl daha Türkiye’de kalmayı tercih ediyor.
Deprem Sonrası Hızlanan Geri Dönüş Süreci
Rapor, Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısının 2022’de 3,6 milyonken, 2025’in başında 2,8 milyona gerilediğinigösteriyor. Özellikle 2023’te yaşanan deprem felaketi sonrası yaklaşık 500 bin Suriyeli mültecinin gönüllü olarak Suriye’ye döndüğü, 2024’te ise bu sayının 625 bine ulaştığı belirtiliyor.
Dönüş sürecine dair en dikkat çekici bulgu ise, “vatan hasretinin” en sık dile getirilen geri dönüş motivasyonu olması. Ankete katılan birçok mülteci, ekonomik ve güvenlik koşullarının düzelmesi halinde, "memleketlerine dönmeyi her şeyden çok istediklerini" ifade ediyor.
Türkiye İçin Ürdün Modeli: Bir Göç Bakanlığına İhtiyaç Var mı?
Rapor, Türkiye'nin mülteci politikalarının daha etkin yönetilmesi ve dönüş sürecinin daha sağlıklı yürütülebilmesi için kurumsal mekanizmaların güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Bu kapsamda, Ürdün’ün uyguladığı model örnek olarak gösteriliyor.
Ürdün, yıllardır büyük bir mülteci nüfusuna ev sahipliği yaparken, bu süreci yönetmek için 2019 yılında "Mülteciler ve Göç Bakanlığı"nı kurdu. Bu bakanlık, mülteci politikalarının merkezi bir yapı içinde koordine edilmesini, uluslararası desteklerin daha etkin kullanılmasını ve geri dönüş sürecinin kontrollü bir şekilde yönetilmesini sağlıyor.
Ürdün modelinde:
- Mülteciler için özel ekonomik bölgeler oluşturularak, onların iş gücüne dahil olması teşvik ediliyor.
- BM ve uluslararası kuruluşlarla doğrudan koordinasyon sağlanarak, mültecilere yönelik konut, sağlık ve eğitim projeleri yürütülüyor.
- Dönüş süreci için kapsamlı bir haritalama çalışması yapılmış ve mültecilerin geri dönecekleri bölgelerde altyapı çalışmaları destekleniyor.
Türkiye’de benzer bir Göç Bakanlığı'nın kurulması, hem mültecilerin sosyal entegrasyonunu hem de geri dönüş sürecinin daha planlı bir şekilde yürütülmesini sağlayabilir. Türkiye’nin mevcut mülteci politikası, farklı kurumlar arasında bölünmüş durumdayken, merkezi bir bakanlık çatısı altında yürütülecek bir strateji, sürecin daha etkin yönetilmesine katkı sunabilir.
Geri Dönüş İçin Kapsamlı Politikalar Şart
HCG ve ICS’nin raporu, Suriyeli mültecilerin dönüş sürecinin çok boyutlu bir mesele olduğunu ve hem Türkiye hem de Suriye’de kapsamlı politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Güvenli ve sürdürülebilir bir geri dönüş için, altyapının güçlendirilmesi, ekonomik destek mekanizmalarının oluşturulması ve sosyal uyum programlarının geliştirilmesi büyük önem taşıyor.
Türkiye, Ürdün gibi mülteci yönetimi için daha merkezi ve kurumsal bir yapı oluşturursa, hem geri dönüş politikalarını daha etkin hale getirebilir hem de mültecilerin Türkiye’deki yaşam süreçlerini daha sağlıklı bir çerçevede yönetebilir.
Rapora göre, mültecilerin dönüşü yalnızca bireysel tercihlere değil, hükümetler arası iş birliklerine, uluslararası desteğe ve sahadaki güvenlik dinamiklerine bağlı olarak şekillenecek. Türkiye’de göç yönetimi ve uyum politikalarına dair tartışmalar devam ederken, mültecilerin dönüş süreci önümüzdeki yıllarda da önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek gibi görünüyor.
--
Muratcan IŞILDAK