Her evlilik sonsuza dek süreceği düşünülerek yapılır. Fakat gün gelir kişilerin boşanması evliliğin yürütülmesinden daha sağlıklı olabilir.
Boşanma davası evlilik birliğinin yasal olarak sonlandırılması sürecidir. Boşanma Davası; Anlaşmalı veya Çekişmeli bir şekilde, Aile Mahkemesinde açılan bir dava türüdür.
Anlaşmalı boşanmada; evlilik en az 1 yıl sürmüş ve taraflar birlikte başvurmuş veya bir eşin davasını diğer eş kabul etmişse evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır.
Kanunumuza göre Çekişmeli Boşanma, genel ve özel sebeplere dayalı olarak açılabilir. Genel Boşanma sebepleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak açılabilir.
Medeni Kanun’da belirtilen Özel Boşanma Sebepleri:
- Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası (TMK m. 161),
- Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedenleri ile Boşanma Davası (TMK m. 162),
- Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebepleri ile Boşanma Davası (TMK m. 163),
- Terk Sebebiyle Boşanma Davası (TMK m. 164),
- Akıl hastalığı Sebebiyle Boşanma Davası (TMK m. 165).
Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası:
TMK Madde 161: “Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
Kanunumuza göre; eşlerden biri diğer eşin kendisini aldattığını öğrenirse, zina nedenine dayalı olarak dava açma süresi öğrendiği tarihten itibaren altı aydır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Zina Yapan Kadın Eşin, Erkek Eşin Kişilik Haklarını Saldırıya Uğrattığı İçin, Erkek Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Gerektiğine Hükmetmiştir. Tam tersi durumda da erkek eş zina yaptıysa kadın eşe tazminat ödeyecektir.
“Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yeniden sağlanması için kabul edilmiş bir tatmin (veya telafi) yöntemi olup, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi halinde manevi tazminata hükmedilir.
Kocanın eşini, başka bir kadınla aldatması, ağır hakaret hallerinde, kişilik haklarına saldırının varlığı kabul edilmektedir. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde ise, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları etkili ölçüttür.( Hukuk Genel Kurulu’nun 14.04.2010 gün ve 2010/2-203 E., 2010/220 K. sayılı ilamı).
Zina, mutlak boşanma sebebidir. Sebebin gerçekleşmesi halinde birlik temelinden sarsılmış sayılır.
Aldatma eylemini ispatlamak kolay değildir. Aldatan kişi davaranışlarıyla bu durumu belli edebilir. Aldatılan eş davranış bozukluğunu fark edip şüphelenebilir. Aldatılan tarafın bu durumu ispat edebilmesi için hiçbir şüpheye mahal vermeyen deliller ile durumu ispat etmesi gerekir.
Ülkemizde uygulanan hukuk sisteminde aldatma eyleminin var olduğundan söz edebilmek için gözle görülür, elle tutulur delillere gereksinim duyulur. Şayet aldatıldıysanız ve bunu ispatlamak istiyorsanız, mahkemeye, hukuka uygun olarak elde edilmiş deliller sunmak durumundasınızdır.
Boşanma davasında Whatsapp kayıtları birer delil olabilirler.
Özellikle telefonların ekran görüntüsünün fotoğrafını çekme özelliğiyle mesajlaşmaların fotoğrafının çekilmesi mahkemeye de sunulabilecek kanıtlardan birisidir. Bu delille genellikle aldatmaların ispatlanabilmesi için mesajlaşmaların belgelenebilmesi adına başvurulur.
Ama hukuka aykırı delil elde edilerek Zina ispatlanamaz. Örneğin; cep telefonuna veya özel kullanımında olan bilgisayarına casus program yükletmeniz, telefonuna dinleme cihazı takmanız, mail şifresini kırarak delil elde etmeye çalışmanız hukuka aykırılık nedeni olmakla birlikte suçtur. Burada delillerin elde ediliş biçimi oldukça önemlidir. Sistematik ve planlı fiiller sergileyerek delil elde edilmişse bu deliller kullanılamaz.
“Örneğin, eşinin kendisini aldattığını öğrenen eşin, arabanın iç kısmına görüntü de alan bir dinleme cihazı koyarak, eşinin üçüncü kişilerle diyaloglarını ve görüntülerini kaydetmesi halinde, elde edilen ses veya video kayıtları aldatma sebebiyle açılan boşanma davasında delil olarak kullanılabilir. Ancak, eşinin cep telefonuna aldatma fiilini ispat amacından bağımsız olarak dinleme programı yerleştirerek aylarca dinleyen ve aldatma olgusunu da bu vesileyle öğrenen kişinin elde ettiği ses kaydı delil olarak kullanılamaz. Çünkü, ses kaydı aldatma olgusunun ispatı amacıyla değil, sistematik ve planlı bir davranışla eşin özel hayatının izlenmesi amacıyla yapıldığından suç teşkil eder.”
Kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, boşanma davasına sunmak suç değildir. Burada hukuka aykırı hareket etme bilinci yoktur. Ama elde edilen verilerin yayılmasının sağlanması, delilleri farklı yerlerde de kullanmak özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.