Devletin egemenlik alametlerini aşağılama, Türk bayrağını ya da İstiklal Marşını alenen aşağılamaktır.
Bu suçun hukuksal konusunu devletin saygınlığı ve devletin egemenlik sembollerine yurttaşların duyduğu saygı oluşturmaktadır.
"Devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçu," Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) düzenlenen bir suç türüdür. Bu suç, devletin egemenlik sembollerini, yani devletin egemenliğini simgeleyen unsurları (bayrak, arma, marş gibi) aşağılamak veya bu unsurlara hakaret etmek anlamına gelir. Bu tür bir suç, devletin saygınlığını ve birliğini koruma amacını güder.
Türk Ceza Kanunu'nun 299. maddesi bu suçu düzenler. Maddeye göre:
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçu, Türk bayrağı, milli marş veya devletin diğer egemenlik simgelerinin aşağılanmasını kapsar.
Bu suç, hem sözlü hem de fiili olarak işlenebilir.
Suçu işleyen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.
Örnekler:
Türk bayrağının yakılması, parçalanması veya aşağılanması.
Türk milletini simgeleyen bir milli marşın alaycı bir şekilde okunması.
Devletin egemenlik sembollerine hakaret edilmesi.
Bu suç, devletin sembollerine karşı yapılan her türlü hakaret ve aşağılamayı cezalandırmayı hedefler ve genel olarak devletin egemenliğine saygıyı sağlamaya yöneliktir.
Bu suç faili bakımından bir özellik göstermez, herkes bu suçun faili olabilir. Bu suçun mağduru toplumu oluşturan bireylerdir.
Bu suçun maddi konusunu Türk bayrağı ve İstiklal Marşı oluşturur. Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alameti olarak kullanılan her türlü işaret bu suçun maddi konusunu oluşturur.
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama serbest hareketli bir suçtur. Bu suçun hareket ögesini, Türk bayrağını yırtmak, yakmak veya başka şekilde ve alenen aşağılamak ve İstiklal Marşını alenen aşağılamak oluşturmaktadır.
İstiklal marşının hem bestesine hem de güftesine yönelik eylemler yani aşağılayıcı eylemler bu suçu oluşturacaktır.
Suçun oluşumu için aşağılama zorunlu olduğundan hatalı üretilen bayrak yırtılması durumunda suç oluşmaz.
Bu suç, salt hareket suçu niteliğinde olup aynı zamanda soyut tehlike suçu niteliğindedir.
Suçun yabancı ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi, bu suçun cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli şeklidir.
Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşumu için amaç veya saik aranıp aranmayacağı tartışmalıdır. Öğretide aşağılama saikinin aranacağı yönünde görüşler yer almaktadır.
Devletin egemenlik alameti denilince akla öncelikle Türk bayrağı ve İstiklal Marşı gelmelidir.
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçunda bir hukuka uygunluk nedeni olup olmayacağı tartışmalıdır.
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçu salt hareket suçu niteliğinde olup aynı zamanda soyut tehlike suçu niteliğindedir. Bu nedenle suç, teşebbüse elverişli değildir ancak icra hareketlerinin kısımlara bölünebildiği durumlarda ölçüde teşebbüs hükümleri uygulanabilir.
Bu suç iştirak bakımından bir özellik göstermez.
Bayrağın yakılması veya yırtılması durumunda ayrıca mala zarar verme suçu oluşur mu?
Ayrıca mala zarar verme suçu oluşmaz. Zaten suçun maddi unsuru bu eylemdir.
Bu suçun soruşturma ve kovuşturması resen yapılır, şikayet aranmaz.
Türk Ceza Kanunu'ndaki "devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçu" (TCK m. 299) ile ilgili Yargıtay kararları, bu suçun nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda önemli bir rehber sunmaktadır. Yargıtay, bu tür suçlarda devletin egemenlik sembollerine yönelik davranışların boyutunu, bağlamını ve içeriğini inceleyerek karar verir.
İşte bazı Yargıtay kararlarında görülen temel ilkeler:
1. Devletin Egemenlik Alametlerinin Aşağılama Kavramı
Yargıtay, TCK 299. madde kapsamında devletin egemenlik sembollerinin "aşağılama" ve "hakaret" kapsamında değerlendirilmesinde, bu sembollerin saygınlığının zedelenip zedelenmediğine bakar. Bayrak, milli marş veya diğer egemenlik alametlerinin alay konusu yapılması veya küçümsenmesi bu kapsamda sayılabilir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2013/14082 E., 2014/2632 K. Bu kararda, Yargıtay, bir kişinin Türk bayrağını yakması veya ona hakaret etmesinin, devletin egemenlik alametlerine hakaret anlamına geldiğine karar vermiştir. Mahkeme, söz konusu eylemi, bayrağa karşı duyulan saygıyı ihlal olarak nitelendirerek suç olarak kabul etmiştir.
2. Suçun Fiili Olarak Gerçekleşmesi
Yargıtay, egemenlik sembollerinin aşağılama suçunun fiili bir hareketle gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bir sembolün, örneğin bayrağın, yakılması, yırtılması veya tahrip edilmesi gibi fiiller suçun oluşumu için yeterlidir. Ancak sözlü hakaret veya alaycı ifadeler de egemenlik alametlerinin aşağılama suçunu oluşturabilir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2020/3703 E., 2021/128 K. Bu karar, devletin egemenlik sembollerine yönelik sözlü hakaret içeren bir suçta, fiilin doğrudan bir aşağılama niteliği taşıması gerektiğine işaret etmiştir. Yargıtay, bayrak veya marş gibi sembollere yönelik sözlü hakaretin de cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir.
3. Sembolün Aşağılanmasının Amacı ve Bağlamı
Yargıtay, devletin egemenlik alametlerine yönelik aşağılama suçunda eylemin amacı ve bağlamına da dikkat eder. Bir kişinin, egemenlik sembollerine karşı alayıcı veya küçümseyici bir şekilde davranması, suçun oluşumunu desteklerken, bu davranışın politika veya protesto amacı taşıması durumunda, suçun oluşmadığına dair bir değerlendirme yapılabilir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2017/2421 E., 2018/2317 K. Bu kararda, Yargıtay, bir protesto eylemi kapsamında bayrağa yapılan bir hareketin, egemenlik sembollerinin aşağılama suçunu oluşturmadığına hükmetmiştir. Yargıtay, protesto amacıyla yapılan bir hareketin, sadece tahrik edici ve provokatif olması nedeniyle suç teşkil etmediğini belirtmiştir.
4. Devletin Simgelerinin Aşağılama Suçu İçin Tahrik ve Düşünce Özgürlüğü
Yargıtay, devletin egemenlik sembollerine yönelik davranışları değerlendirirken, düşünce özgürlüğü ile suçun unsurları arasında denge kurmaya özen gösterir. Devletin sembollerine karşı yapılan eleştirilerin, protestoların veya görüş açıklamalarının ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilebileceği durumlar da vardır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2019/24365 E., 2020/3286 K. Yargıtay, bir kişi tarafından yapılan protesto sırasında, Türk bayrağının yere düşürülmesi ve üzerine basılması durumunda, ifade özgürlüğü ile saygı gösterme yükümlülüğü arasında bir denge kurarak, protesto amacının ve bağlamının değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu tür bir eylemin, sadece düşünceyi açıklama amacı taşıdığı ve doğrudan saygısızlık anlamına gelmediği ifade edilmiştir.
5. Türk Bayrağına Saygısızlık
Türk bayrağına yönelik aşağılayıcı davranışlar, genellikle ağır cezalarla sonuçlanabilir. Yargıtay, bayrağın yakılması veya tahrip edilmesini, devletin egemenlik alametlerinin alenen aşağılanması olarak değerlendirir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2015/19027 E., 2016/1363 K. Bu kararda, bir kişinin Türk bayrağını yırtması, devletin egemenlik alametlerine hakaret olarak kabul edilmiş ve kişi hakkında ceza verilmiştir. Yargıtay, bayrağın devletin egemenliğini simgelediği ve buna saygı gösterilmesi gerektiği yönünde görüş belirtmiştir.
Yargıtay kararları, devletin egemenlik alametlerine yönelik hakaretin ve aşağılama suçunun titizlikle değerlendirilmesi gerektiğini ve bu suçların sadece fiili hareketlerle değil, aynı zamanda sözlü hakaretle de işlenebileceğini ortaya koymaktadır. Ancak, protesto amacı ve ifade özgürlüğü bağlamında yapılan değerlendirmelerde, eylemin amaca uygunluğu ve özgürlük sınırları göz önünde bulundurulmaktadır.