Mala zarar verme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Malvarlığına Karşı Suçlar" başlıklı 10. Bölümünün 151. Maddesinde yer almaktadır.

Mala zarar verme

Madde 151- (1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) (Mülga:9/7/2021-7332/17 md.)

TCK MADDE 151 GEREKÇESİ

Madde metninde mala zarar verme suçu tanımlanmıştır. Suçun konusu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz maldır.

Suç, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yokedilmesi, bozulması, kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketlerden kirletme, örneğin başkasına ait binanın duvarına yazı yazmak, afiş veya ilan yapıştırmak, resim yapmak suretiyle gerçekleştirilebilir.

Söz konusu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun şikâyetine tâbi kılınmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasında, mala zarar verme suçunun konusunun hayvan olması hâline ilişkin bir hüküm bulunmaktadır. Buna göre; başkasına ait bir hayvanın öldürülmesi veya işe yaramaz hâle getirilmesi yahut değerinde azalmaya neden olunması hâlinde, birinci fıkra hükmü uygulanacaktır.

Suçun oluşması için, haklı bir nedenin bulunmaması gerekir. Bu bakımdan, vahşî, yırtıcı, hastalıklı ve başı boş bırakılmış bir hayvanın öldürülmesi hâlinde faile ceza verilmeyecektir.

KORUNAN HUKUKSAL DEĞER

Mala zarar verme suçu ile kanun koyucunun korumak istediği hukuksal değer, bir başkasına ait mülkiyet hakkıdır. Mülkiyet hakkı, Anayasa'da tanımlanmış anayasal bir haktır. Kişiye bir mal üzerinde kullanma, yararlanma, tasarrufta bulunma gibi geniş yetkiler tanır. Bir başkasının malına zarar veren fail, malikin bu mal üzerinde kullanma, yararlanma, tasarrufta bulunma gibi yetki ve haklarına zarar vermektedir. Bu sebeple kanun koyucu, mal üzerinde malikin sahip olduğu hakların kullanılamaz duruma gelmesini engellemek için mala zarar verme sonucunu doğuran fiilleri gerçekleştirmeyi suç saymıştır.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI

Fail

Mala zarar verme suçunun faili herkes olabilmektedir. Bu bakımdan fail, herhangi bir özellik göstermemektedir. Bu sebeple mala zarar verme suçu, özgü suçlardan değildir.

Mağdur

Mala zarar verme suçunun mağduru herkes olabilmektedir. Mağdur, herhangi bir özellik göstermemektedir. Malına zarar verilen ve bu sebeple mülkiyet hakkı zarara uğramış olan herkes, bu suçun mağduru olabilmektedir.
Fiil

Mala zarar verme suçunda failin gerçekleştirmesi gereken fiillerin niteliği, kanunda seçimlik hareketler yoluyla sayılmıştır. Buna göre taşınır veya taşınmaz mal üzerinde kanun maddesinde belirtilen kısmen veya tamamen yıkma, tahrip etme, yok etme, bozma, kullanılamaz hale getirme ve kirletme şeklinde seçimlik hareketler yoluyla bir mala zarar verme suç olarak tanımlanmıştır. Burada dikkat edilmesi gereken husus; hırsızlık suçu ile mala zarar verme suçunun karıştırılmaması gerektiğidir. Hırsızlık suçunun konusu yalnızca taşınır bir mal iken; mala zarar verme suçunun konusu taşınır veya taşınmaz mal olabilmektedir. Hırsızlık suçunda, zilyedinin rızası dışında kendisi veya başkası yararına menfaat elde etmek için taşınır bir malın, zilyedin hakimiyet alanından çıkarılması söz konusudur. Ancak hırsızlık suçunda malikin mülkiyet hakkı zarar görmemektedir. Malik, malını teslim aldığında hala bu malı kullanabilir, bu maldan yararlanabilir ve bu mal üzerinde tasarrufta bulunabilir. Ancak mala zarar verme suçunda failin bahse konu malı, malikin veya zilyedin hakimiyet alanından çıkarması gerekmemektedir. Fail, gerçekleştirdiği fiili ile mal üzerinde mülkiyet hakkından kaynaklanan hak ve yetkilerin kullanımını imkansızlaştırmaktadır. Örneğin malın yok edilmesi ile birlikte, malikin bu mal üzerinde mülkiyet hakkı iddiasında bulunmasında bir hukuki yarar kalmamış olur. Keza fail, malı kirlettiğinde, tahrip ettiğinde, bozduğunda, kullanılamaz hale getirdiğinde mülkiyet hakkı tarafından tanınan kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma gibi yetkilerden bir veya birkaçına veya tamamına yönelik olarak gerçekleştirmiş olduğu fiili ile zarar vermiş olur.

SUÇUN MANEVİ UNSURU

Mala zarar verme suçunun manevi unsuru kasttır. Bu suç, olası kast ile de işlenebilir. Mala zarar verme suçunun taksirle işlenebilmesi yani; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak işlenebilmesi mümkün değildir. Fail, bahse konu suçu işlerken bir mala zarar verdiğinin yani suçun kanuni tanımında yer alan unsurlara vücut verdiğinin farkındadır ve suçun neticesinde oluşan sonucu istemektedir.

SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİ

Mala zarar verme suçunun nitelikli hallerine kanunun 152. Maddesinde yer verilmiştir. Kanunun 151. Maddesi suçun temel halini düzenleme altına almaktadır.

Mala zarar vermenin nitelikli halleri

Madde 152- (1) Mala zarar verme suçunun;

a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında,
b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında,
c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,
d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında,
e) Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak,

İşlenmesi halinde, fail hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Mala zarar verme suçunun;

a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak,
b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle,
c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak,

işlenmesi halinde, verilecek ceza bir katına kadar artırılır.

(3) (Ek: 18/6/2014-6545/65 md.) Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

Kanunun 152. Maddesinde yer alan fıkralara göre suça 151. Maddede öngörülen temel cezadan daha ağırının ne ölçüde tayin edilmesi gerektiği hususu farklılık gösterecektir. Buna göre 152. Maddenin 1. Fıkrasında failin zarar verdiği malın türü ve kullanım alanı önemlidir. 2. Fıkrada ise mala zarar veren failin bunu hangi suretle yaptığı veya sonucunda sebep olduğu neticenin türü önemlidir. 3. Fıkrada ise sayılan kamu hizmetlerinde geçici de olsa aksama yaşanmasına değinilmiştir.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

Teşebbüs

Teşebbüs, failin elverişli hareketler yoluyla bir suçu işlemek için icra hareketlerine başlayıp da, elinde olmayan sebeplerle hareketi gerçekleştirememesi ve suçu tamamlayamaması halinde gündeme gelen bir ceza hukuku kurumudur. Mala zarar verme suçuna teşebbüs mümkündür. Örneğin fail, bir kimsenin malına zarar verecekken, mağdurun şikayeti veya ihbar gibi yollarla yakalanabilir. Bu surumda suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilecektir.

İştirak

İştirak, birden fazla kişi tarafından tam bir fikir ve eylem birliği içinde, suçun kanuni tanımında belirtilen unsurların gerçekleştirilmesidir. Mala zarar verme suçuna iştirak mümkündür. Bu sebeple, mala zarar verme suçunu işleyen tüm kişiler birlikte fail olarak isimlendirilir ve ayrı ayrı olarak cezalandırılır.

İçtima

İçtima, bir suçun kanuni tanımında belirtilen unsurların gerçekleştirilmesi ile kanunda yer alan başka suçların neticelerinin oluşmasına sebebiyet vermek olarak tanımlanabilir. Eş deyişle fail, gerçekleştirmiş olduğu hareketi ile kanunda yer alan birden fazla maddeyi ihlal eder ve birden fazla suça vücut verir. Mala zarar verme suçunda içtima kurallarının uygulanması mümkündür.

UZLAŞMA

Mala zarar verme suçu, uzlaşma hükümleri kapsamındadır. Fail ile mağdurun uzlaşması mümkündür.

SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ

Mala zarar verme suçu, takibi şikayete bağlı olan suçlardandır. Mağdur, failin ilgili suçu işlemesinden dolayı haberdar olması ile birlikte kendisine tanınan 6 aylık süreç dahilinde savcılığa, kolluğa veya jandarmaya yapacağı suç duyurusu veya şikayet yolu ile ilgili suçun soruşturulması ve kovuşturulması için adli mercileri harekete geçirebilir. Ancak mala zarar verme suçunun nitelikli hallerinin işlenmesi durumunda bu suçun takibi re'sen yapılmaktadır. Nitelikli hallerden dolayı yapılacak olan şikayetler ihbar kabul edilmekte; şikayetten vazgeçme kurumuna bu hallerde başvurmak mümkün olmamaktadır.

DAVA ZAMANAŞIMI

Mala zarar verme suçunun soruşturulması ve kovuşturulması süresi 8 yıldır. Yani suça ilişkin dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçtikten sonra suçun soruşturulması ve kovuşturulması yapılamaz.

YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 2. Ceza Dairesi, E.2020/24268, K.2022/79

“…Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Sanığın aşamalardaki savunmasında, suça konu binayı müteahhit olarak kendisinin yaptığını, dava konusu binanın proje ve mimarisinde bacanın olmadığını, binayı teslim ettikten sonra bina sahiplerinin kendisinden baca istediklerini, anlaşma doğrultusunda baca yaptırdıklarını, dairelerin tapularının kendilerine verilmemesi üzerine bacayı kapattırdığını beyan etmesine karşın; katılan beyanı, dosya arasında bulunan tapu örneği ve mimari tadilat projesine göre içerisinde baca bulunan ve daha önce fırın olarak işletilen iş yerinin bacasını sanığın beton dökerek kapatması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın üzerine atılı suçun sübut bulduğu anlaşılmakla, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine delillerin değerlendirmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,2-02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK'nın 151/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA,…”

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, E.2021/2603, K.2021/19113

“…Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; 1- Sanık hakkında mağdur ...’a yönelik mala zarar verme suçundan hüküm kurulduğu sırada TCK'nın 151/1. maddesine göre takdiren alt sınırdan cezalandırma yoluna gidildiği belirtilmesine rağmen, alt sınır aşılmak suretiyle temel  cezanın 9 ay olarak belirlenmesi suretiyle çelişki meydana getirilmesi, 2- Dosya içeriğine göre, olay günü, sanığın kırmızı ışıkta hızlıca geçmesi üzerine bölge trafik ekiplerince takibe alındığı ve dur ihtarı yapılmasına rağmen durmayarak kaçtığı, sonrasında trafiğe kapalı alana geldiğinde aracını zorunlu olarak durdurduğu, polislerin kendisine doğru yaklaştıkları esnada aracını geri vitese alarak olay yerinden kaçmaya çalışırken polis otosuna çarparak zarar verdiği olayda, sanığın mahkumiyeti yerine, yerinde ve yeterli olmayan olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekili ile sanık ...'un temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA…”

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, E.2021/2036, K.2021/16388

“…Suçtan zarar gören kurumun zararını gidermek istediğini beyan eden sanığa, Mahkemesince Nizip Emniyet Müdürlüğü’nün 20 TL’lik zarar tespit yazısına istinaden bildirilen zararın ödenmesi için süre verildiğine ilişkin usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın sanık tarafından suçtan doğan zararın karşılanmadığı, somut olayda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla; tebliğnamede bu hususta bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; sanık ...’nun temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usûl ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA…” 

YanıtlaTümünü yanıtlaYönlendir